İçeriğe geç

AKTÖR VE KAHRAMAN OLMAK..!

AKTÖR ve KAHRAMAN OLMAK..!

   Medeniyetlerin kapısında genelde bir kişinin adı yazılıdır, Tarih uyuyan yüz bin insan arasından sadece bir uyanığın ismini  kaydetmiştir,

  İmkanlar İnsanların hayatında derin çığırlar açarak ufkunu genişleten ve yaşamına pozitif katkılar sunan ilim/Bilim adamları da bu kategoriye dahildirler.

  Peygamberler bu uyanış, değişim, dönüşüm ve inşaa’nın rol modelleri olduğu için Yaratıcı bunların isimlerini kutsal metinlerde ölümsüzleştirdi ve bunların icraatlarını gelecek nesillere ve medeniyetlere birer örnek olarak kitab-ı Kerime işleyerek, birer rahmet eseri olarak insanlara ikram etti ve beşeriyetin dikkatini akıl ve iradesini geçmiş kavim ve medeniyetlerin uygulamalarına dikkat çekmiştir..!

  Hayat bütün hataları kendimiz yapacak kadar uzun değildir, Buna rağmen haddini bilmeyen beşeriyet ve tarihi doğru okumaya yanaşmayanlar için bu söylem ikaz mahiyetindedir, “Tarihten ibret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?”

  Ancak, Doğru bir tarih okuması bile doğru ve özgür bir irade ile mümkündür.

  Asrımızda Dindar aydınlarımızın en büyük müşkülatı, Din adına açılan dükkanlarda kimin  Neyi? , Nasıl? , Neden? Nereye? Nihayete kaça sattıklarını ifşa etmektir.

   Yollardaki işaretler Makam, Mevki ve Menfaatler uğrunu ya bilinçli sökülmüş ya da okunmayacak kadar Flo bir hale getirilmiş. Büyük oranda kitlesel ölümcül Kazaların sebebi bu olsa gerek.

   Aksi halde bazıları da özgür iradelerini egolarına  ipotek vererek,  kutsal metinleri hurafelerin ön yargıları olarak pazarlarlar.

    Oysa Musa’nın Genel mesajı YAŞAT, İsa’nın genel mesajı SEV, Muhammed(sav) min ise OKU, Musevi yaşatmıyor, İsevi SEVMİYOR, Muhammediler de OKUMUYOR.

   Bilinmeyen yollarda aklını beğenenler bu yol burada bitmiyor, Gittiğinde görürsün.

   Akıl ile Yol işaretlerini rehber ve Kahramanı ile buluşturmayanlar aklını da kaybeden şaşkın, avanak, bön rolüne razı ve  KÜLLİ iradenin gafilleri olarak her şeyini BEN’lere feda eden ucuz bir pazarın ucuz metası olarak kenar ve köşede çürümeye mahkumdur.

   İşte bu yüzden KAHRAMAN ve AKTÖR Olmak evrensel rolünü kaybetti, yerel, lokal ve yapay Aday adayları da rollerini belli bir sınıfa vakfediyorlar. Yeryüzünün tümü insana geçici bir süreliğine emanet edilmişken, Bunca zenginliğe rağmen Fakirliğe razı olmuş ve Fakirliği kader olarak kendine dayatan ve en büyük zulmü yerel, lokal ve suni vatanlar inşaa ederek Nankörlüğe razı olmuştur. Bu Nankörlük ise beşeriyeti bir aile olmaktan uzaklaştırmıştır.

  “Zenginlik gurbeti vatan,Fakirlik ise vatanı gurbet haline getirir.”(Hz Ali as)   Yoksulluk Öyle büyük bir çukurdur  ki, İnsanın bütün putlarını yutacak kadar derin bir kuyudur,

   Vatan ve Siyasi iktidar ayrı kavramlardır, Bazen siyasiler bunları bilinçli karıştırırlar ki, yanlışlarını bu kavramda gizlerler, bu büyük bir kurnazlıktır. Bu tür bir kurnazlık külli iradeye de İsyandır. Yaşadığımız gezegendeki huzursuzluğun sebebi Mülkün geçici sahipleri mutlakiyeti aldanarak sahiplenmeye çalışmalarındandır.

   Mesele derin ve elim..! Vesselam

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir