ANALAR 365 GÜN CANDIR CEĞERDİR.!
(Konu Anne olunca söz uzadı…Faydalı olması dileklerimizle)
“Biz insana yapacağı hayırlı işlerden Anne babasına iyi davranmasını emrettik” (Ankebut/8)
“Önem açısından İnsanın en büyük günü; Anne ‘sinden doğduğu gündür.!”(İmam Zeynel Abidin a.s)
Çok çocuklu Anne ‘ye sormuşlar,?
Hangi çocuğunu çok seversin.?
-İyileşene kadar hasta olanı,
-Eve gelene kadar dışarda olanı,
-Büyüyene kadar küçükleri,
-Ölünceye kadar hepsini severim demiş.
Bu yüzden Ana’lar türkülere, Şiirlere konu olmuş, “Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” demişler.!
Unutma Ey Evlat ; Bir anne çocuğunu 9 ay karnında, Beş yıl kucağında, Ömür boyu kalbinde taşır.
İşte bunun için peygamber “Annenin duası kaza beladan, Babanın duası cehennem azabından korur “demiştir.
İşte bunun için Peygamber(sav) “Cennet anaların ayağı altındadır” demiş
“Anneler dua ettiklerinde çocuklarının etrafındaki Zırhı görselerdi Duayı hiç bırakmazlardı.”(Hz. Muhammed s.a.v)
Rasulullah’a (sav) sordular;
ANNEM çok yaşlandı.
Onu yediriyor, içiriyor, temizliğini yapıyorum.
Sırtımda taşıyorum.
Acaba hakkını ödeyebildim mi?
Buyurdular ki;
Bin’de birini bile ödeyemedin.
Çünkü O, seni YAŞATMAK için baktı.
Sen ise Ona, ÖLECEK diye bakıyorsun.
Annenin bakış açısına duygular yüklüdür, Babanın bakış açısına akıl yüklüdür.
İşte bunun için yaygın kanaat,
“Her anne, evladına kalp gözüyle bakar. Her baba evladına gayret gözüyle bakar.!!”
Bir toplumu tahrip etmenin en iyi yolu Annenin rol modelinin küçümsenip ev hanımı olmasını aşağılayıp çocukları ile olan duygusal ve ilk eğitim atmosferi yok etmektir.
Matematik alanında Nobel ödülü alan bir bilim insanına, öğrencileri sorar:
Hocam niçin siz seçildiniz? Başarınızı kime borçlusunuz?
Bilim insanı cevap verir:
Anneme borçluyum. Çünkü herkesin annesi akşam çocukları eve dönünce onlara “Bugün öğretmenin sana soru sordu mu?” diye sorarken, benim annem ben okuldan dönünce bana: “Evladım bugün öğretmenine güzel bir soru sordun mu?” diye sorardı.
Burada özellikle dikkat edilmesi gereken ikinci bir kısım daha var. Annenin “Güzel bir soru sordun mu?” ifadesi. Şeyh Sadi’nin “Bilseydi sorardı, bilmiyor ki sorsun. Sorsaydı bilirdi, sormuyor ki bilsin.” Sözünden hareketle, bir çocuğun öğrenip öğrenmediğindeki en önemli ölçüt belki de soru sorabilmesidir.
Soru sormak öğrenmeye başlamanın ilk şartıdır. E.E. Cummings’in ifadesiyle “Güzel cevap her zaman daha güzel soruyu sorana verilir.” O halde her öğrencinin öğrenmesi için gerekli ilk koşul, soru sormak olmalıdır. Bir annenin çocuğuna verebileceği en güzel meziyet, onun soru sorma yeteneğini geliştirmek, beceriye dönüştürmek olmalıdır.
Soru sormak denilince ilk akla gelenler filozoflardır. Sokrates bu konuda “Sorgulanmayan bir hayat yaşanmaya değmez” derken soru sorabilmenin önemini anlatır. Halk arasında söylenen Soran dağları aşmış, sormayan düz yolda şaşmış” sözünün de pratikte karşılığı vardır.
Hz. peygamber (sav) ” En faziletli amel vaktinde kılınan Namazdan sonra Anne babaya yapılan iyiliktir.”
Bu yalan dünyada sizi yalansız bağrına basan Annenizdir azizim.
O’nun duası içtendir duasını almak için gayret etmek en iyi çaba olacaktır.
Unutma Evlat ; “Anne, gezindiğin bağ, Baba, yaslandığın dağdır”
Bağcılık yapanlar iyi bilir Bağ’a çocuk gibi bakman lazım, Sıcak ve ılıman iklimin meyvesidir, Meyvesi Yaş olan tatlıdır kuru olan da tatlıdır, Güç verir enerji verir, tat verir, soğuk günlerde ısıtır, Bayramların tadıdır, Keklerin vazgeçilmezidir, Pestili, pekmezi, sucuğu, Aşuresi meşhurdur, yeter ki Bağ’a iyi bak. Verdiğin emeği fazlasıyla alırsın.
Yaslandığın dağ ise zor koşulların mekanıdır, Ormanı sığdır, her türlü ağacın zeminidir, Ağaçları sağlamdır, yazın serindir kışın karın ve suyun yuvasıdır, Kaynağıdır, her iklimde heybetlidir, başı diktir. Yükü ağırdır, Her canlının ve cansızın muhatabıdır, Güçtür, Dirençtir, Heybettir, azamettir, Kendi ağırlığının yanında ovaları da sırtında taşır. İşte bu yüzden Anne ‘ye Bağdır, Baba Dağ’dır benzetmesi doğru bir teşbihtir. Babalar soğuktur, Sıcaklığı ölünce hissedilir, anneler sıcaktır serindir üşütmez, hep ısıtır.
İşte bu yüzden Allah kendisinden başka birine secdeyi emretseydi evladın Anne, Babasına secdeyi emrederdi.
İşte bu yüzden Baba Devlettir, Ana Nimettir, Evlat Servettir. Denmiş. Keşke herkes sahip olduğu statünün gereğini idrak edip, Rol’ünü buna göre oynayabilse, toplumun en büyük sıkıntısı herkes kerhen de olsa Biyolojik rolünü oynar; Ama kültürel rolünün gereğini oynamayanlar kesinlikle hastalıklı birer aile ve toplum olmaktan kurtulamazlar
Onlarca evladına aynı evde, aynı kaşıkla, aynı odada, aynı tencere ve tabakta besleyen, Annelere Bir gülümsemeyi bile veremeyen Nankör bir çağın ve Nankör bir neslin dünyaya hiçbir katkısı olmayacaktır, lafla pilav pişseydi ateşin sıcaklığı tam olarak bilinmezdi, heyhat ki ne heyhat, Duygusuz ve Ruhsuz bir toplumun algıları çökmüştür, Yok olmuştur. Hiçbir şey anlatmayın, çünkü; duymayacaktır, hissetmeyecektir, Şeytanın ruhlara hulul etmesi bu kadar büyük bir felaketin sebebidir.
“Dünya denilen bu kokuşmuş çöplükte her şeyden şüphe edebiliriz ; Bir annenin sevgisi hariç !”(James Joyce)
Sê tiştan ji bîr Nekin;
- Şîrê diyan 2. Westa bavan 3.Şîretê Mezinan.(Üç şeyi unutmayın, Annelerin sütünü, Babaların Çabasını, Büyüklerin Nasihatini)(Kürt Atasözü)
İmam Cafer-i Sadık(as) dan Naklen,
Ümmetinden birkaç Gurubun duası kabul olmayacaktır.
1-Anne,Babasına beddua eden kimsenin,
2-Şahit ve belgesi olmadığı halde borcunu ödemeyen borçluya beddua eden kimsenin,
3-Allah boşama yetkisi verdiği halde hanımına beddua eden şahsın,
4-Evinde oturup “Ya Rabbi bana rızık ver” deyip rızkının peşinde gitmeyen adamın.(Hz. Muhammed sav)
Thomas Edison ve kahraman annesi.
Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi”. dedi.
Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin.”
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kâğıt buldu ve alıp açtı.
Kâğıtta “Oğlunuz “şaşkın” (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz…” yazılıydı. Demek annesi mektupta yazılanı değil, oğlunun gerçek kişiliğini okumuştu.
Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı: Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dâhisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu…”
Tüm bu anlattıklarımızdan anlaşılan kişinin ilk öğretmeni, İlk kahramanı Annelermiş ,ölünceye kadar gönlünde taşıdığı tek şey bizlermişiz, Kimi için bunu anlamak henüz erken iken, Kimileri için de, anladık ama ölünce, ama gidince, ama bitince.!
İşte bu yüzden Anneler ve Babalar Allah’a isyanın dışında kayıtsız şartsız itaate müstahaktır. Literatürümüzde geçen “Eğer Allah kendisinden başkasına Secdeyi emretseydi Kulun Anne babasına secde emrederdi” İşte bu yüzden yaşam standardımızdan ziyade Ruh standardımız için olmazsa olmaz Ahlak kalıplarının Mimarisi evde başlar, Okulda devam eder, sokakta pekişir. Bu üç mekânda hayatın ritmiğini sağlamayan toplumların sosyolojik dinamiklerden yoksun ve çelişiklerin mekanları olamaya mahkumdur.
Kadının rolü her toplumun sosyolojisinde farklılık arz etse de, genel anlamda kapitalist toplumlardaki rol modelin rezaleti anlatmamıza gerek yok sanırım.
Sosyalizm ‘in İnsanlığın anasına hediyesi ise özel mülkiyeti ret edeyim derken “Evlilik özel mülkiyetin en gizli halidir.” Önermesi ile en ölümcül darbeyi Aile hayatına ve hassaten annelere vurdu. Sonuçta bu önermenin pratikte karşılığının olmadığını gördüler.
Feminizm ve Hümanizma ise “Erkek neden doğurmuyor” bu haliyle eşitlikten bahs edilemez deyip, Doğum kontrol araçları ile yaşamın doğal yasalarına karşı çıkarak, Sağlıklı ve duygu yüklü doğal seleksiyonun yasalarına tersinden işleterek ,Şişmeyi ve pişmeyi engellemek adına Kadının havasını alırken, Sünni gıdalarla şişirdiği kadınların geometrisi için özel spor aletleri üretmeyi de ihmal etmeyerek, kimi Kapitalist madrabazların çok yönlü ceplerini şişirmeye devam ediyor.!
Bu sistemde İyi bir anne olmak gayreti ve ahlakı yoktur, sadece tüketime iyi bir Star alet olma söz konusudur.!
Ancak; İslami toplum sosyolojisinde uzun ve yorucu çalışmalar yapılmakla beraber, Genel olarak, Toplumun konjüktörü dikkate alınarak İslami ve bilimin pozitif Eğitim ve öğretimi belli bir seviyesine kadar okutulmalı (Lise) bu süreden sonra ona hayatın ileri safhasında karşılaşabileceği alternatifler detaylı izah edilmeli hayatın artısı ve eksileri anlatılıp, Rol tercihini ona bırakmak lazım.
Ev hanımlığı, Doktor ,Mühendis,, İş kadını.vs.tüm mesleklerin hayatına katacakları olumlu ve olumsuzluklar anlatılmalıdır.
Ev hanımlığı tercihine razı olursa, İlk fırsatta çocuk pedagojisini vermek lazım. İslam ahlakının detaylarını, Ailenin bütünlüğü ve devamı için İslam’da Aile eğitimi verilmesi gerekir.
Peygamber evinde masumiyet terbiyesinden geçmiş, Peygamberin eline öperek Annem dediği Anne hasretini giderdiği, Mübahele ve Aba Ayetlerinin örnek figürü,Fatımettüzzehra(as)mın rol modeli anlatılmalı,
Hz.FATIMA'(a.s)DAN ALTIN TAVSİYELER.!
“Allah şirkten arınmanız için imanı,
kibirden uzaklaşmanız için namazı,
nefsin temizlenmesi ve rızkın artması için zekatı,
-İhlasın sağlamlaşması için orucu,
-Dini ayakta tutmak için haccı,
-Kalplerin düzelmesi için adaleti,
-Dinin düzene girmesi için bize itaati,
-Ümmetin tefrikaya düşmemesi için bizim imametimizi,
-İslam’ın aziz ve üstün olması için cihadı,
-İlahi mükafatı hakkedebilmek için sabrı,
- Toplumun maslahatı için iyiliği emretmeyi,
- Gazaptan korunmak için ana- babaya iyilik etmeyi,
-Ömrün uzaması ve nüfusun çoğalması için akrabalarla ilişkiyi kesmemeyi, - Kanların akıtılmaması için kısası,
-Mağfirete yönelmek için adağı yerine getirmeyi, - Eksik ölçmeyi önlemek için ölçü ve tartıda tam hakkını vermeyi,
-Lanetlenmekten korunmak için kazif’ten (namuslu kadınlara zina isnadında bulunmaktan) kaçınmayı, - İffet ve emniyeti (toplumda) hakim kılmak için hırsızlık yapmaktan uzak durmayı,
-Pislikten uzak olmak için şarap içmekten sakınmayı,
-Rabliğine olan inancın ihlası için şirkten kaçınmayı farz kıldı.
“Allah’tan, gerektiği şekilde çekinin, ancak Müslüman olarak ölün.”(Al-i İmran/102)
Size emrettiği ve sizi ondan sakındırdığı şeyde Allah’a itaat edin.
“Allah’tan ancak alim olanlar korkar.”(Fatır/28)
Anne hasretiyle büyüyen bir peygamberin sürekli kendisine “Annem” diye hitap ettiği hasseten seyyitlerin ve umumen ümmetin Annesi olmayı hak eden, Fatıma’ya ve O’nun üzerinden peygamberin(S.a.v) nesli devam eden, Yüce şahsiyete binlerce selam olsun.!
İşte bunun için Hz Ali(as) Pratiklerle teyit edilmiş; “Kadının huyu para yokken, Erkeğin huyu para çokken anlaşılır.” Tavsiyesi dinamik bir ruh halinin izahıdır.
Anne olmak çocuğun hata yapmasını bekleyip her hatasına bir şamar ve bir beddua hastalıklı nesiller üretir.
Zor azizim zor, Annelik Duygu ve aklı karıştırıp yemek yapmak gibi bir sanatı gerektirir, Gördüğümüz hastalıklı toplumun 1/3 ü nün müsebbibi çocuğun ilk öğretmeni olan Annelerin olsada Ekonomiden, Eğitim sistemine, Genel ahlaki değerleri tersyüz eden toplumun çevresel faktörleri gibi birçok fenomenin hastalıklı ruh halinden kaynaklanan suçları Anneye yüklemek de insafsızlık olur.
Halk arasında “Anneye bak kızını al”önermesi bir yere kadar doğrudur, Problem komplikedir.
Ve iyi bir anne olmanın detayları verilmelidir. Aslında konu önem açısından çok detaylı analizlerle muhtaçtır, âmâ şimdilik bu özetimiz olsun. Anne olmaya hazır ve misyonunu en iyi şekilde icra etme gayretinde olan tüm İnsanlığın annelerine selam olsun.
Vesselam
İlk Yorumu Siz Yapın