BAZI ZAAFİYETLERİ GÖREMEYEBİİRİZ..!AMA VARDIRLAR.
Alaylı”, işi mektebinde okuyarak değil, yaşayarak öğrenmiş insandır. Bazıları, “alaylı” olmakla övünürler; başarılarını, “hayat okulunda” edindikleri deneyimlere borçlu olduklarını söylerler.
Bunu ifade ederken de, çoğu zaman, “mektepli” olanları küçümserler. Okulda okuyanların, hayatın gerçeklerinden habersiz olduklarını iddia ederler. Teoriye değil pratiğe inanırlar. Karşılaştıkları sorunları, deneye yanıla çözmenin en doğru yaklaşım olduğunu düşünürler.
Onlara göre hayat, kitaba sığmayacak kadar karmaşıktır, teorinin de pek bir değeri yoktur. Nitekim birçok felsefi doktrin bu karmaşıklığı önceden tahmin edemediği için pratikte uzun süreli tutunamamıştır.
Evet tecrübelerin paylaşımı esastır İşte bunun için literatürde “Tarihten ders alınsaydı tarih tekerrür edermiydi?” diye kir söylem hayatımızda yer edinmiştir.
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş.
Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü
Einstein’a;
“Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum” demiş. Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş:
“Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar… O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş, ben de arka sırada seni dinlerim.”
Şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş.
Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
“Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip” demiş.
Sonra da salonun arkasında oturan Einstein’ı işaret ederek şöyle devam etmiş:
“Şimdi size arka sırada oturan şoförümü
Çağıracağım ve sorduğunuz soruyu,
Göreceksiniz, o bile cevaplayacak.”
Netice:
1-AKILLI İNSANLAR, AKILLI İNSANLARLA
ÇALIŞIR
ve
2-İNSANIN ZEKİLİĞİNİN YANINDA UYANIKLIĞI DA İNSANA ÇOK ŞEYLER KAZANDIRIR……
Nitekim buna benzer örnekleri tarihte çokça okumak mümkündür,
Hz.Ali(as) mın hakem heyetine katılacak Sa’d bin Muaz’ın; Amr bin As kadar uyanık olmaması İmam Ali ye çok şey kaybettirmedi mi?
Sadece şunu hatırlatmakta fayda var Uyanık olmakla hille ve desise uydurmak ayrı şeylerdir, Uyanık olursak hillebazları mağluplar hanesinde görmemiz de mümkündür.
Uyanıklık Zihin açıklığıdır, Aklını kilitleyenler hakikatte uyuyanlardır, Ayık kalmak Analitik bir kafa ile mümkündür.
Nitekim İmam Ali(as) “Uykuya dalmış uyanıklarsınız, Bedenleriniz burada önümde duruyor, Ama siz yoksunuz, Sağır gibi dinliyor, dilsiz gibi konuşuyorsunuz.”
Büyük ruhlu insanlar insanları tanıdıkça yalnızlaşmış ve sessizleşmişler. Bunun için Şeyh Said-i Şirazi(ra) “Bu kadar hal bilmezin arasında kendi halinde olmak güzeldir.” Toplumbilimciler bu tip insanları genel anlamda sosyal pati diye niteleseler de sessizlerin de haklı gerekçeleri vardır elbet.
Sonuç: Malcolm X(ra) dediği gibi “Bütün uyuyanları uyandırmak için bir tek uyanık yeter.”
Dünya bugün acı çekiyorsa kendini uyanık zannedenlerin karşısında bir uyanığın yokluğuna borçludur.
“Zihinleri kapalı olanların temel problemi, ağızlarının daima açık olmasıdır.”(La Edri)
Halkın Ruh derinliklerine toplumun uyanık vicdanına ulaşamayan her şahıs, ekol ve hareketler başarısız ve soyut kalmak zorundadır. Ruhun derinliklerine inmek ise Fıtrata uygun bir hayatla mümkündür. Aksi haldeki başarılar nisbi ve mahduttur.
İnsan Ruh, Madde ve bunlardan tebarüz eden İrade seçeneğine sahip olduğu için bu değişkenlik deryasında mutlak doğruları hiçbir zaman idrak ve iradesiyle her türlü çabasına rağmen yakalayamayacaktır.
Ancak Fıtratına Uygun ve Eşyanın mutlak sahibinin emir telkin ve tavsiyeleri ile sıratel müstakim güzergahındaki bir yaşam kendisi için o zaman diliminde söz konusu olabilir.
İşte bunun için Kadir-i Mutlaka’ya Günde beş vakit namaz ve duada İhdinessıratel Müstakime sıratellezine okuyuşumuzun hikmeti de himmeti de bu senfoni ile gerçekleşmesi mümkündür.vesselam.
İlk Yorumu Siz Yapın