BÜYÜK ŞEYTAN AMERİKA…
Şüphesiz Bu Şeytanın Cürüm ve zulümleri Ansiklopedileri dolduracak boyutta olmakla beraber kısaca bir özet de bizden dedik.
Kurulduğu günden beri hayatiyetini Sömürü gasp ve hırsızlık üzerine bina eden İngilizlerin yavru vatanı Amerika denen coğrafya hep şeytanizmle yönetilen bir bölge olması tüm dünyanın tarihçileri sosyologlar ve Siyaset bilimi ustalarının ortak çabasıyla bu şeytanın rezaletleri gelecek nesillere anlatılabilse gelecek nesillerden belki ümit var olabiliriz ve bu zulümlerinden emanda olmamız söz konusu olabilir; Aksi halde halen yaşayan ve bu şeytanizme kafa tutanlar küçük bir azınlık olarak hep sesleri kısık kalacak veya çıkan seslerini Büyük şeytan; Kısmanın bir yolunu bulacaktır.
Bizi batılı toplumların bu şeytana bakış açısı ilgilendirmez; ister demokrasinin beşiği, ister hümanizmanın merkezi sansınlar bizi enterese eden İslam coğrafyası denen ve Müslümanların yaşadığı ancak Siyasette söz sahibi olmadığı coğrafyaların siyasetinin uşaklık ve aymazlığıdır, bu anlamda İslam coğrafyasını köleleştirmenin her birinin kendine ait bir kara kaderi vardır elbet, Bizi üzen İslam kölelik ve uşaklığı şiddetle yasaklamasına rağmen bu şeytana gönüllü memur, Köle ve uşak olmaları bizi yakından ilgilendirir.
Evrensel anlamda bu şeytana kısmen direnen Küba’nın Fidel castrosu, Venezüella’nın Efsane lideri Hugo Chavez, Kore’nin Kmil Sung ve Çin’ın Mao Zedung’u olmasına rağmen tarihte bu sömürgelere iz bırakan İslam dünyasından İmam Humeyni(ra) “Büyük şeytan” nitelemesi ve Cesur duruşunun dışında Alim,Pir Gavs,Şeyh, Lider ve Krallardan extra bir ses bulamıyoruz,
İngilizlerin planlayıp, ABD.’nin Uydurma bahaneleri ile Afganistan, Irak’ı, Suriye ve Libya’yı işgali ve katliamları uluslararası bağımsız olabilecek bir mahkemede yargılanmalıdır. BOP projesinin tüm ortakları ve NATO yargılanmalıdır;
Direk işgal ettiği Sadece 11 Eylülden sonra Irak’ı işgalinde 2.6 Milyon insanın ölümüne sebep olmuş, Suriye’de 1,5 Milyon ölü, Libya’da 300 bin, Yemende ABD ve İsrail menşeli bomba ve savaş ekipmanı ile Uşak Suudi yönetimi üzerinden 200 bin ölü; Yaralı, Muhacir, yetim ve sakatları saymadık.14 Milyon Yemenliyi açlık ve muhasaraya almaları, Tüm Dünya’nın gözü önünde bu savaş ve katliam suçunu işlemiştir.
Vietnam’da 4 milyon, Korede 3 Milyon, Kamboçya ve Laos’ta 1 milyon, Afganistan’da 1,5 Milyon, Hiroşima ve Nagazaki’de 350 bin ayrıca 65 milyon Kızılderili katletmiş, Bop Projesi kapsamında Ortadoğu’da Suriye, Irak, Libya, Yemen de on milyon ölü bir o kadar yaralı ve sakat bırakan bir medeniyet ancak Şeytani bir tanımlama ile ifade edilir.
Dünyada Kırktan fazla ülke ile kölelik anlaşmaları imzalayıp buralarda yaşayan insanların yedi sülalesini bu kölelik zincirine dahil eden bir şeytani yapılanmanın Gelir gider muhasebesini çıkarabilecek Muhasebeci ekonomist ve mali müşavirin mesleği saygıya değer olacaktır.
Bir devir Bu şeytani sistemin başındaki Trompet geçen yıl uşağı Suudi’den artık alenen dünya kamuoyu önünde 100 Milyar $ Rüşvet istedi, basına yansıyan bu kabadayılık karşısında Suud firavunları ve Şeytanın uşakları “vermezsek” diye bir açıklama yapınca; Trompet “O zaman ülkenize Demokrasi getirmek zorunda kalacağım.” diye bir kabadayılık sergilemişti.
Meğer Demokrasi şeytanın midesi için küçülmüş ve demokrasi şeytanın cebine sığacak kadar küçükmüş ve harcanmaya müsait hale gelmiş haberimiz yok.
Allah her zaman batılı hak ile izale etmez bazen batılı batıl ile izale edecek irade ortaya koyar.
Bu ülkeyi de yüz yıldır Bu şeytana müttefik ortak ve uşak yapan anlaşmaların altında imzası olanlar ahiretini berbat eden ve kendisine yalnız değil tebaasına da ihanet ettiklerini aynel yakın mekanlarında görmüşlerdir veya göreceklerdir. Kronikleşmiş bir kölelik zincirini kırmak ancak köleleştirenlerin devrimci ve korkusuz cesaretine muhtaç olmakla beraber Bu ülkede Şeyh Sait,Seyyid Rıza, Metin Yüksel, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, İbrahim Kaypakaya, Mahir Çayan ve arkadaşları gibi niceleri bu köleliğe itiraz edenler itirazlarının bedelini can ve kanı ile ödemeye hazır olmalıdırlar.
Ortadoğu’nun önemli bir ülkesi olan İran’ı 2500 yıllık Şehin şahlık rejimini ve zenginlik kaynaklarını yaptığı uluslararası anlaşmalarla zimmetine alan Amerika’ya büyük şeytan Damgasını basan, Dinin asalak ve ruhsuz deryalardan alıp büyük bir şok dalgası ile dünyaya çeken, Hayata ve ihtiyaçlara cevap veremeyen sadece rahat ölmek için sekeratın ambulansı olarak kullanılan Kur’an hükümlerine yeniden sağlıklı ve onurlu bir rol veren Büyük devrimci ve Putkıran Anti sömürgeci eylem ve söylemleri ile yalnız kapitalistleri değil, Umutları tükenmiş sosyalist hayat biçimine de şoklar yaşatan Ayetullah Seyyid Ruhullah Humeyni ve ekibindeki Ustat Mutaharri, Seyyid Beheşti ,Ali Şeriati, Seyyid Hameney,Rafsancani Mustafa Humeyni(ra) gibi fikir gerillası olup bedelini kanları ile süsleyen tüm insanlığın sermayesi olan teoloğ ve öğrencilerini bu sevdaya kurban veren Bir insan tüm bunları sadece beşer mantık ve girişimlerinin de sınırlarını çok çok aşan Kadir-i Mutlak’ın eser ve İradesi olmayı hak edenlerdir.
1963 yılında Tahrandaki bir gösteride onlarca alimi katleden ve yüzlercesini de yaralayan Şah Rıza Pehlevi ve efendilerine bu devrimci insan tek kelime ile ahd ve and etti ki “ Eğer Bu firavunu oradan indirmezsem ve Amerika’yı da tüm dünyada rezil rüsvay etmezsen Hüseyin’in kanı bende yoktur.”ifadeleri 1979 yılında izzet ve şerefle karşılığını buldu. Yetmez deyip “Ey dünyanın yalın ayaklıları birleşin ve Sömürgecilerin ağzında diş bırakmayın.” Mesajı tüm dünyaya dalga, dalga yayılarak karşılık bulmaya çalışıyor.
Bugün Irak, Yemen, Lübnan, Suriye ve Filistin’de gelişen anti sömürgeci direniş dalgaları şeytan ve dostlarının uykusunu kaçıracak rendeye ulaşmışsa İmam Humeyni(ra) nin cesur,devrimci ve bilge duruşuyla nevşu nema bulmuştur.
Tüm dünyanın hukukçuları ile eşgüdümlü yapılacak bu yargılamada ABD ve NATO’nun tüm ortakları savaş suçlusu olması kesin olmakla beraber tüm dünya halklarının vicdanında bu yargılama gerekli ve zorunludur.
Hükmün kesin olması dahilinde hesabı soracak güç veya kararı uygulayacak erk maalesef olmayacaktır. Âmâ en azından zorbalığı tarih önünde tescil olacaktır. Belki olmayacak duaya amin diyoruz ama bugünün temenni ve fikirleri belki yarının gerçekleri olacaktır.
“Milyonlarca Kızılderili ve Afrikalı Mazlumları katliam etmiş ve kırka yakın ülkede askeri darbeler yapmış, Bütün dünyada, terör, suikast ve cinayet rüzgarları estirmiş ve estirmeye devam eden Amerika’nın uluslararası terörle mücadelenin başını çekmeye çalışması kadar ağır bir şaka olamaz…!!”(Ayetullah Seyyid Ali Hamaney)
“En İyi Kızılderili, Ölü Kızılderilidir.”ABD’li General Philip Henry Sheridan (1831-1888) Bunun Türkiye versiyonu “En iyi Kürt Ölü Kürttür.”
1492’de Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını keşfiyle birlikte, Yeni Dünya ismiyle adlandırılan bu yeni coğrafyanın sakin hayatı birdenbire bozulmuştu. Yıllarca bu kıtada tek tip yaşamaya alışkın Kızılderililer, birdenbire beyaz ırktan olan insanların hışmına maruz kalmışlardı.
Tarihe Kızılderili Soykırımları olarak geçen vaka, Amerika’nın keşfinin ardından, kıtaya ulaşan Beyaz Avrupalıların ve Amerikalıların bu kıtada yaşayan yerli halk, Kızılderililere karşı uyguladığı soykırımlardır. Indian Genocide, Amerikan Genocide, Native Amerikan Genocide gibi isimlerle de adlandırılan bu soykırımlar, 1492’de başlayıp yaklaşık 500 yıl boyunca devam etmiştir.
Kızılderililere uygulanan soykırımlar, bilinçli bir şekilde ve çeşitli yollarla uygulanmıştır.
Kızılderililere Uygulanan Soykırım Türleri
-Etnik katliam ve Etnik Temizlik: Bilinçli bir şekilde Kızılderilileri katletmek suretiyle uygulanmıştır.
-Kızılderili Tehciri: Kızılderililerin bulundukları coğrafyadan başka bir coğrafyaya götürülmesi şeklinde yapılmıştır.
-Kızılderili Rezervasyonu-Kızılderili Rezervi: Kızılderililerin belirli yerlere kapatılması şeklinde uygulanmıştır.
-Çiçek Hastalığı: Bilerek ve isteyerek eski dünya hastalıklarının Kızılderililere 70 Milyon battaniye yardımı yaparak bu hastalığı bulaştırmak suretiyle uygulanmıştır.
-Hristiyan Misyonerlerinin Faaliyetleri: Ailelerinden zorla alınarak Kanada ve ABD’nin yatılı okullarında Hristiyan misyonerler tarafından eğitilmişlerdir. Bu eğitimin amacı ise, Kızılderili çocuklara kendi ana dillerini ve kültürlerini unutturup onları asimile etmektir.
-Zorla Kısırlaştırma: Kızılderililerin sayısını azaltmak ve çoğalmasını engellemek maksadıyla uygulanmıştır.
-Sömürgecilik: Kızılderililerin yaşadığı kıtanın yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmek suretiyle uygulanmıştır. Özellikle Brezilya ve Arjantin Kızılderililerine uygulanmaya devam etmektedir.
Katliamı yaşayan şaman Kara Geyik katliamı şu sözleriyle özetler:
“O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları hâlâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada…”
Kristof Kolomb ülkeyi keşfettiğinde dünya nüfusunun %5’ini oluşturan Kızılderili kabileleri nüfusu şimdi yok denilecek kadar azdır. Her ülkede uyguladığı soykırım teknikleri farklı olsa da sonuç değişmemiştir.
Tüm dünyanın özgürlük aşıkları yeter ki şundan emin bir şekilde bu ceberrutların zulüm üzerine kurduğu saltanatı yıkılacağından emin olsunlar.
Yeter ki mazlumdan yana dostluk ve zalime yönelik nefret ve lanet dalgaları oluşturup bu dalgalara bir kürek olalım.
‘Allah yapılan haksızlığı yarına bırakır, Amma yanına bırakmaz.’Allah imhal eder ama ihmal etmez.
Hz.Ali(as) “Zalimin zulmüne bakıp zannetmeyin ki mazlumu da kendi haline bırakır.”
“Küfür devam eder ama zulüm devam etmez.” Tartışılmaz peygamber sözüdür, Bu minvalde bu şeytan medeniyeti bir şekilde yok olacaktır.
Şu ilahi vaat bihakkın tahakkuk edeceğinden şüphemiz yoktur.
“Ve O zulüm edenler yakında nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini bileceklerdir.”(Şuara/ 227)
“Şeytanın hileli düzenleri pek zayıftır”(Nisa/76)
Slogan üretmiyoruz ama Hüseyin(as) Çocukları Irak, Yemen, Suriye, Filistin, Lübnan, Nijerya ve dünyanın tüm alanlarında sahaya inmişse endişeye fazla mahal kalmamıştır, Zulmün duvarları çatlamaya başlamış, Zalimlerin Panikleri dillere dolanmış, Zalime umutsuzluk hakim olmuş ve mazlumun umutları yeşermiş demektir.
Bakın bu Hüseynilerden dün gelen son ihtar ve Yezitlerin uykusunu kaçıran Kükremiş bir aslanın sesini dinleyelim.!
İslam Devrimi Muhafızları Ordusu Komutanı General Hüseyin Selami:
“Son sözümüzdür!”
“Ey Amerika’nın, İsrail’in, İngiltere’nin ve bölgesel düşmanlarımızın liderleri, size sesleniyorum: Eğer kışkırtmalarınıza son vermezseniz sizin çıkarlarınızı ateşe vereceğiz. Peşinizde olacağız, sizi bulacağız ve intikamımızı sizden alacağız. Bu size son sözümüzdür.” ifadeleri blöf değil, Slogan hiç değildir.! Aslında General Selami’nin bu ifadeleri tüm dünya mazlum ve mahrumlarının manifestosu olmalıdır.
Temenni ve ümidimiz ahir zamanda fesat girdabında olan beşeriyet için vaat edilen o büyük kurtarıcının eliyle ve bizim kuşağımızı da bu lanet medeniyetin yok oluşuna şahit kılması ve özgürlük aşıklarını o büyük insana yoldaş kılması duamız olsun.! Vesselam
İlk Yorumu Siz Yapın