DEMİRCİNİN KÖPEĞİ !
Çakalın biri aç kalınca kasabaya inmiş.
Sütçünün süt çanağını devirmiş, sütü de içmiş, Fırıncının tezgâhından ekmeği kapmış yemiş, nihayet bir kasabın vitrininden kocaman bir but kapıp bir güzel mideye indirmiş…
Çakalın ve etin kokusunu alan kasabanın tüm köpekleri toplanmış, çakalı yakalamak için ardı sıra koşturmuşlar.
Çakal önde, köpekler de arkada, amansız bir kovalamaca koşuşturmaca başlamış ama bir süre sonra, sütçünün köpeği yorulup takibi bırakmış…
Bir müddet daha geçince de bu sefer fırıncının köpeği, çakalı takibi bırakmak zorunda kalmış.
En son, kasabanın çıkışına yakın bir yerde kasabın köpeği de pes etmiş ve yorgunluktan dili bir karış dışarıda geriye dönmüş…
Çakalın arkasında bir tek demircinin köpeği kalmış. Çakal önde demircinin köpeği arkada ısrarlı bir kovalamaca devam ederken ve kasabadan çıkılıp kırlara varıldıktan sonra da tepelere doğru çıkılmaya başlanmışken çakal dayanamamış, durmuş ve demircinin köpeğine öfkeyle seslenmiş;
“Yahu arkadaş, sütçünün sütünü içtim tamam, fırıncının ekmeğini yedim o da tamam, hadi kasabın etini kaptım ama buna rağmen onlar bile pes etti peşimi bıraktı da, Lan ben demirciye ne yaptım ki bir türlü ayrılmıyorsun peşimden?”…
Oysa Çakalın anlamadığı şu:
Demircinin köpeği menfaat peşinde değil, sadece adalet peşinde.
Çakalın kafasındaki sistem karşılıklı menfaate dayalı bir kapitalist sistem. Demircinin köpeğindeki ise, evrensel hukuk…
“Seni cezalandırmam için bana zarar vermen şart değil. Sen, başkalarına zarar verdiğin için suçlusun” diyor
Demircinin köpeği ise bunun savaşını veriyor. Aslolan evrensel hukuktur. Gün gelir menfaatimizin korunmasında hukuka ihtiyacımız olur…
Aslında mesele hayvanlar üzerinden insanların yaşam tarzına atıf yapılmış, duyarsız bir toplum gün gelir kendi aymazlığının kurbanı olması da bir hakikattir.
Toplum bir gövdenin azaları gibi duyarlı bir bünye olmak zorundadır, Biz aslında küresel bir dünyanın vatandaşıysak dünyanın her yerinde adalet bize de lazım demek evrensel vatandaş olmanın bir gereğidir, zorbalar dünyayı ulusal parsellere ayırarak Zulümleriyle adaletin içine etseler de, aslında adalet bir gün onlara lazım olacak bir temel ihtiyaçtır.
“Diktiğiniz çarmıhlarla belki adaleti ayakta tutabilirsiniz ama Ahlak çökerse toplumu yönetemezsiniz. “(Çiçero)
Oysa çarmıhlar bile adalet adına ahlaksızlığın direkleridir.
Mülk adaletin temeli olduğu sürece mülkten mahrum olanlar için adalet hayal olacaktır, Adalet Hakikatte Mülkün temeli olduğu gün herkes ümitvar olabilir,
DEMİRCİNİN KÖPEĞİ
Tarih:Genel
İlk Yorumu Siz Yapın