DİNLEMEK GÜZELDİR, ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAK EN GÜZELDİR.!
(Her şeye rağmen sonuna kadar belki okunmaya değer bir makaledir.!)
İnsan sosyal bir varlık olup, bu sosyalite de, aynen yaşam için zaruri ihtiyaçlar nispetindedir. Bunu tatmin imkanı ve ortamı bulamayan fert ve toplumlar Psiko sosyal sendromların kurbanıdırlar. ve anti Deprensen ilaçlarla günübirlik teselliye muhtaçtırlar ve bağımlıdırlar.
Endüstri medeniyetinin kendi çocuklarına en büyük hediyesi O’nu bireysel hayata mahkûm etmesidir.
70 milyonluk Fransa’da 7 Milyon köpek evlerde besleniyormuş ve hayvanları koruma derneği başkanına bu konu sorulmuş; Cevap, Bizim insanımızın insanlara güveni kalmamış ve sosyalite ihtiyacını bu hayvanlarla gideriyor. Bir köpeğin aylık masrafı bin Euro ve bu masrafa razı oluyorlar.
İngiltere’de ise geçen Yıl bu minvalde yalnızlığa ittiği insanını mutlu etmenin derdine düşmüş ki,60 milyonluk İngiltere’de 9 milyon insan yalnızlık çekiyormuş, bu yalnızlığın travmasını gidermek için “Yalnızlık Bakanlığı” kurulmuş bakanlık marifetiyle bu sorunu giderebilecek mi ? Ayrı bir tartışma konusudur.
Keşke batı toplumunun içine düştüğü yok oluş ve çöküşü okuyabilsek o zaman belki şükreden Doğu’lu olurduk.
Aşağıdaki Manzara bu maalesef; Bu manzara toplum psikolojisinin bozulduğunun gerçeğidir.
Bu haliyle Kapitalist Realite beşere huzur vaat etmiyor, sürekli yeni ihtiyaçlar üreterek ürettiklerini tüketimine mecbur ediyor, Bu haliyle Farkında olmadan beşeriyeti tüketim hastası yapıp, Şükür’den yoksun sakar Şakirler üretiyor.!
Kapitalizm boş vakitlerde bizi yönlendirmek için; medya, televizyon, pornografik vitrinler, uyuşturan filmler, popüler müziklerle dikkatimizi dağıtır ve varoluşumuzu gerçekleştirmeyi imkânsızlaştırırlar.! Sanat ve enformasyon doğru argümanlarla işletilmezse ıslahtan ziyade ifsat, Rahmetten ziyade zulmet sebebi olur.
Frantz Fanon’u dinleyelim;
“Kapitalist ülkelerde, sömürülenler ile iktidar arasına çok sayıda ahlak hocası, danışman ve “kafa karıştırıcı” girer.
Evet Bu kafa karıştırıcılar da sömürüde pay sahibidirler, Toplum için hakikatte lüzumsuz olan tiranlara uşaklık yapan demagoglar hayatlarını yalana borçludur, bunlar hakikatten habersiz olan toplum için birer yön değiştirici ve saptırıcı troller olarak utanmadan taktıkları kravatlarla medeni hırsızlar olarak statükoya ve cürümlerine su taşıyan tescilli uşaklardır.
Bu troller Ahlaksızca Enformasyonun gücünü kullanarak dezenformasyonla yanlışı halka alkışlatır, Eğri ile doğruyu karıştırır ve yalanları alkışlatırlar. Sonuçta hepsinin çabası dünyada kalacak parsalar üretmeyi gaye edinmişlerdir.
Yanlışı alkışlayan fikir fakirleri, eğri ile doğruyu ayıramayan ahlak fakirleri, Yalana sahip çıkan ahlaklı ahlaksızlar hayatı göğüslemiş durumda.
“Hayat gerçekten basit, ama biz bunu karmaşık hale getirmek için ısrar ediyoruz.” Konfüçyüs
“Beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmamdır.” Victor Hugo
Sebepler doğru okunmazsa Müsebbip gizli kalır.
Batı toplamlarında insanı insana unutturmak için Şems-i Tebriz’inin dediği gibi; “Biri gelir seni sen eder, Biri gelir seni senden eder.” İkinci misale uygun bir realite Müslümanlar için beş vakitte, Batılılar için ise kara kaderini haftada bir Kilise veya sinagoga çekmekle teselli edemiyor.
Beşeriyet bu haliyle Ne Hint yogasının mitolojisi Ne de doğu toplumlarının önerdiği tarikatların Rabıta seansları ve Pirlerin anlamsız ve ruhsuz mimikleri teselli edilemeyecek kadar hastadır.
Sonuçta ne din adamlarının Ruhtan yoksun üfürükleri, Ne de Pisboğazların boğazlara tıkadığı Gdo’lü gıdaları çözüm olamadı? Çünkü hepsi zehirli beyinlere sahip sürü psikolojisinin maharetlerini hüner zannediyor, Bilgeye sordular ZEHİR nedir? Cevap ihtiyacınızın fazlası olan her şey zehirdir, zehirli beyinler psikolojiye zehir pompalıyor..(“İçmeden sarhoş olmak” makalemize bakmanızda fayda var.)
Fizik ve Matematik bilimini aciz bırakan madrabaz kapitalistler. Emme-Basma tulumba mantığıyla doldur ve boşalt işini kitabına ve Midelere uydurdular, Birileri hırsızlığını sana ihtiyaç diye yutturmuşsa gerisi laf-u güzaf.!
İnsanın Haleti Ruhiyesi bozuldu mu her şey bozulur. Çünkü dünya güzel ruhlu insanlarla güzeldir. Aşağıda resimdeki adam yeni meslek edinmiş ama eksiği var, ne yazık ki Çözüm üretemiyor.
Eskiden bu işi Ahlakın ustaları, Âlimler ve Arifler teselli seanslarını ücretsiz yaparlardı, Günümüzde ise pisboğazlık bu mesleklere Mitolojiyi hakim kılıp, Önce maneviyat adına kafaları boşaltıyorlar sonraki seans ise cepleri boşaltmak.
Gerçek Arif ve Alimler ‘in nesli tükenmek üzere çünkü sahteleri piyasayı dizginlemiş ve insanları böyle üçe beşe dinlemiyorlar; önce bedavaya iradeni alıyorlar sonraki adım cepleri boşaltıyorlar ki, sen kendini cennette olduğunu hissettiğin an hiçbir acıyı his etmezsin. İşte bu pisboğazların en iyi anestezi tekniğidir.!
Anlayacağınız cennetin sonsuz nimetleri ile uyuşturup, Eşekleştirip sonra sırtımıza yükü vuruyorlar. Ne acı..! ne hazin..! ne komik..! Ne elim..? Ne Rezil..?bir Tiyatro…!
Aşağıdaki adamın bulunduğu istasyon deşarj istasyonudur, bu adama boşuna para verip şarj istasyonunu da sormayın çünkü o adresi bilmez paranızı alır ama sizi yanlış adrese yönlendirir..
Şarj istasyonun adresi herkesin malumu tekkelerde orijinal şarj olabilirsiniz.
Garantili ve cihazı bozmadan, Şarj edenler ve işin ehli olandan şüphelendiğimiz; pirler, Gavslar , Dedolar, Şeyhler ,Meşayihler, Ahundla,Mollalar,Reisler, Koçlar, Serdar ve serverler,..!
Kurbanı olacağımız daha nice üstatlar hoca efendiler vs.vs.
Mevlana (r.a) dinleyelim.;
” Dertli olanın derdini dinle, çünkü O’nun dumanlarla dolu bir gönül evi vardır. Bu şekilde belki o dumanlı gönlüne bir pencere açmış olursun.”
Bir şartla ücretini ve mükâfatını ahirete veresiye olacak şekilde dinle.
O derdi dinlemen, belki de tam o sırada kendi derdine de şükretmiş olursun, Bu da ekstra bir avantajın olsun.
Eğer göğe yükselen duaların kapısı açılsaydı bu bizi dehşete düşürecekti, Bu kapının ardındakini kısmen görebilenler; az gülen çok ağlayanlardır.
İslam medeniyetine gelince;
“Müslümanların dertleriyle ilgilenmeyen onlardan değildir.” Hadisi şerif bu sorunun kültürel sosyolojik ve psikolojik köküne işaret ederek dert dinlemeyi ve dert çözmeyi ibadet sayan bir medeniyetin insanı gayet canlı, Diri dinamik ve gelecek ile ilgili ümit var duygularla toplumun dinamik ferdi olacağı bir psiko sosyal hakikattir.
Yine Mevlana’yı dinleyelim.;
“Küsmek darılmak için bahaneler aramak yerine, sevilmek için çareler arayın”
“Sabır yaranın içinde yaratanı görmektir”
“Her şey incelikten insan kalınlıktan kırılır.”
“Sıkılma ey nefsim sıkılma burada sıkıldıkların ahirette seni kurtaracak”
“Kendini niye yalnız his ediyorsun, Allah yarattığını hiç yalnız bırakır mı ?”
“Her şeye canını sıkma ey Gönül, ne bu dertler kalıcı ne de bu ömür”
“Dayan be gönlüm biçare değilsin yaradan sana yar, kimsesiz değilsin yanında kimsesizler kimsesi var. “Dayan be gönlüm! Biçare değilsin Yaradan sana yar, Biliyorum sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla dünya sana dar,
Ama dayan be gönlüm, dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.”
“İstiyorsan hakka varmayı meslek edin gönül almayı”
“Dostlarını daima vefa ile hatırla, Arayan sen ol, Bulan sen ol, Tanıyan sen ol, Kucaklayan yine sen ol” çünkü üzerinde yürünmeyen yollarda zamanla diken çıkar.
Ey azizim yukarıdaki telkin ve tavsiyeler insanoğlunun ve hassaten İslam medeniyetinin tüm Allah’a inananlara mükemmel bir insan-ı kamil portresi çizmiş ve hediye etmiştir.
İnsanın ruhi boyutuna hitap eden davranışların mükemmel profili insan Psiko sosyal boyutunun ve güçlü bir toplum-fert olmanın ip uçları olduğu bir hakikat olarak Ahlak bilimci, pedagog, psikiyatrist ve sosyal bilimcilerin önünde ölümsüz öğretiler olarak duruyor.
Kendimizi dinletirsek bile işin gerçek uzmanına gitmemizde fayda var.
Uzmanlar Kur’an ve peygamberin sahih olan sünneti ve peygamberin bizzat defalarca işaret ettiği ve tüm irfan tarikatlarının dayanağı olan Şah’ı Velayet Ali(a.s) ve devam eden evladı peygamberin evlatlarının ilmi ve irfanı varislerinin havuzundan beslenen ve erdemli, ihlaslı pratiklerinden samimiyeti okunabilen muvahhitler, Ruhumuzu satın alan değil; Ruhunu size feda edebilen, Şuurlu ve evhamlardan ve rüyalardan uzak Alim, Aydın, sorumlu Dindar insanları Allah için arayın, Saydıklarım da bu toplumda yeteri kadar vardır. ŞARJIMIZ, DEŞARJIMIZ için de en uygun adresler bu adresler olacağından şüpheniz olmasın.
Çağdaş insan akıl vahiy bütünlüğünü bir tarafa bıraktığı gün Hayatına ıstırap, Keder, Yalnızlık, biçarelik ve avarelik hakim olmakla beraber tüm bunlara çözüm olacağına inandığı Cin çıkaran Hocalar, Çaput ve bezlere boğulan ağaçlar, Üfürükçü Püfürükçü sübjektif Astrologların burçları, Hesap makinelerini aciz bırakan Ebced matematikçileri, Hurafeler üzerinden muska matbaası kuran hocalar, en sonunda dert dinleyen, dert çözeceğine inandığı dert küpü sektörler ürettiler.
Dergahlar, Ziyaretler, Yatırlar, Evliya sanılanların kabirleri vs. Siyaset için oy deposu, İş arayanlar için iş bulma kurumu, Bekarlar için evlendirme Dairesi, Tek taraflı boşanmalar için aile mahkemesi, İşi bozulan işveren için geri dönüşüm borsası, Sınavlara girenler için başarı Merkezi, Çocuğu olmayanlar için tüp bebek Merkezi, Hastalar için tıp Merkezi, Savaşanlar için Tophane, Belaya uğrayanlar için def merkezi, Yolcular için selamet Merkezi, Zenginlerin afiyet Ofisi, Cezaevinde olanlar için af ve özgürlük umudu, Sarhoş içkici ve uyuşturucu müptelası için rehabilitasyon Merkezi, Maç toto ve lotaların Kalesi, Sabahlara kadar yatağında uykuların huzursuzluk veren sayıklama seansları olmaya devam ediyor.
Tüm bunlar aradıklarını bu mekânlarda araması ve arayanların yoğun bir Kitleyi temsil etmeleri mutluluğun veya mutsuzluğumuz için birer istatistik, Şirk ve Şarj istasyonu olmaya devam ediyor. Bunlar bize şunu gösteriyor; Hastalıklı bir toplumda yaşadığımız şüphesiz ve kesin olan bir teşhis ve tanımlamadır.
NİHAYET…!
Anlaşılan bu sektörün hacmi o kadar genişlemiş ki Psikolojik danışmanlık ve rehabilitasyon merkezlerinin boyutlarını çok, çok aşmıştır. Yani fert kadar dert üretme merkezleri de ayrı bir dert.
Yüce İslam’ın doğruluk, vefa, Hak, Sosyal Adalet, Rahmet, Sadakat, Saygı, Sevgi, emanete riayet, Liyakat, vs. bireysel ve toplumsal hayatın Ahlaki değerler bütünü gibi erdemlerini unutan; Sonu, Rezalet, Felaket, Onur ve haysiyetsizliğin, Aptal, ahmak ve avareliğe üst perdeden pirim veren komedya içerikli bir tiyatronun figürlerine bazen gülmek bazen de ağlamak ve ikisi arasına sıkışan bir ıstırabın sakini oluverdik.
Belki de Allah’ın Esma-Ül-Hüsna’sı ile muhatap olmayı göze alamayan beşeriyet ceza olarak çözümü yanlış ünitelerde aramaya müptela olmuştur.
Allah bizi ihlasla Mevlana (ra) nın İrfanı söylemlerle ifade ettiği Yüce İslam’ın ölümsüz öğretileri ile amel eden Fikri, Ruh’ u ve vicdanı Özgürlükle tanışmış, Empati yapabilen bu insanlarla yoldaş kılsın.
Ruhları esfelden Eşrefe çıkarmak irademiz dahilinde olsa da; Beden zorunlu bir yasanın gereği toprağın sermayesidir.
Biz ondan geldik ona döneceğiz deyip, hayatın yönünü belirlemektir. vesselam.!
DİNLEMEK GÜZELDİR, ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAK EN GÜZELDİR.!
(Her şeye rağmen sonuna kadar belki okunmaya değer bir makaledir.!)
İnsan sosyal bir varlık olup, bu sosyalite de, aynen yaşam için zaruri ihtiyaçlar nispetindedir. Bunu tatmin imkanı ve ortamı bulamayan fert ve toplumlar Psiko sosyal sendromların kurbanıdırlar. ve anti Deprensen ilaçlarla günübirlik teselliye muhtaçtırlar ve bağımlıdırlar.
Endüstri medeniyetinin kendi çocuklarına en büyük hediyesi O’nu bireysel hayata mahkûm etmesidir.
70 milyonluk Fransa’da 7 Milyon köpek evlerde besleniyormuş ve hayvanları koruma derneği başkanına bu konu sorulmuş; Cevap, Bizim insanımızın insanlara güveni kalmamış ve sosyalite ihtiyacını bu hayvanlarla gideriyor. Bir köpeğin aylık masrafı bin Euro ve bu masrafa razı oluyorlar.
İngiltere’de ise geçen Yıl bu minvalde yalnızlığa ittiği insanını mutlu etmenin derdine düşmüş ki,60 milyonluk İngiltere’de 9 milyon insan yalnızlık çekiyormuş, bu yalnızlığın travmasını gidermek için “Yalnızlık Bakanlığı” kurulmuş bakanlık marifetiyle bu sorunu giderebilecek mi ? Ayrı bir tartışma konusudur.
Keşke batı toplumunun içine düştüğü yok oluş ve çöküşü okuyabilsek o zaman belki şükreden Doğu’lu olurduk.
Aşağıdaki Manzara bu maalesef; Bu manzara toplum psikolojisinin bozulduğunun gerçeğidir.
Bu haliyle Kapitalist Realite beşere huzur vaat etmiyor, sürekli yeni ihtiyaçlar üreterek ürettiklerini tüketimine mecbur ediyor, Bu haliyle Farkında olmadan beşeriyeti tüketim hastası yapıp, Şükür’den yoksun sakar Şakirler üretiyor.!
Kapitalizm boş vakitlerde bizi yönlendirmek için; medya, televizyon, pornografik vitrinler, uyuşturan filmler, popüler müziklerle dikkatimizi dağıtır ve varoluşumuzu gerçekleştirmeyi imkânsızlaştırırlar.! Sanat ve enformasyon doğru argümanlarla işletilmezse ıslahtan ziyade ifsat, Rahmetten ziyade zulmet sebebi olur.
Frantz Fanon’u dinleyelim;
“Kapitalist ülkelerde, sömürülenler ile iktidar arasına çok sayıda ahlak hocası, danışman ve “kafa karıştırıcı” girer.
Evet Bu kafa karıştırıcılar da sömürüde pay sahibidirler, Toplum için hakikatte lüzumsuz olan tiranlara uşaklık yapan demagoglar hayatlarını yalana borçludur, bunlar hakikatten habersiz olan toplum için birer yön değiştirici ve saptırıcı troller olarak utanmadan taktıkları kravatlarla medeni hırsızlar olarak statükoya ve cürümlerine su taşıyan tescilli uşaklardır.
Bu troller Ahlaksızca Enformasyonun gücünü kullanarak dezenformasyonla yanlışı halka alkışlatır, Eğri ile doğruyu karıştırır ve yalanları alkışlatırlar. Sonuçta hepsinin çabası dünyada kalacak parsalar üretmeyi gaye edinmişlerdir.
Yanlışı alkışlayan fikir fakirleri, eğri ile doğruyu ayıramayan ahlak fakirleri, Yalana sahip çıkan ahlaklı ahlaksızlar hayatı göğüslemiş durumda.
“Hayat gerçekten basit, ama biz bunu karmaşık hale getirmek için ısrar ediyoruz.” Konfüçyüs
“Beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmamdır.” Victor Hugo
Sebepler doğru okunmazsa Müsebbip gizli kalır.
Batı toplamlarında insanı insana unutturmak için Şems-i Tebriz’inin dediği gibi; “Biri gelir seni sen eder, Biri gelir seni senden eder.” İkinci misale uygun bir realite Müslümanlar için beş vakitte, Batılılar için ise kara kaderini haftada bir Kilise veya sinagoga çekmekle teselli edemiyor.
Beşeriyet bu haliyle Ne Hint yogasının mitolojisi Ne de doğu toplumlarının önerdiği tarikatların Rabıta seansları ve Pirlerin anlamsız ve ruhsuz mimikleri teselli edilemeyecek kadar hastadır.
Sonuçta ne din adamlarının Ruhtan yoksun üfürükleri, Ne de Pisboğazların boğazlara tıkadığı Gdo’lü gıdaları çözüm olamadı? Çünkü hepsi zehirli beyinlere sahip sürü psikolojisinin maharetlerini hüner zannediyor, Bilgeye sordular ZEHİR nedir? Cevap ihtiyacınızın fazlası olan her şey zehirdir, zehirli beyinler psikolojiye zehir pompalıyor..(“İçmeden sarhoş olmak” makalemize bakmanızda fayda var.)
Fizik ve Matematik bilimini aciz bırakan madrabaz kapitalistler. Emme-Basma tulumba mantığıyla doldur ve boşalt işini kitabına ve Midelere uydurdular, Birileri hırsızlığını sana ihtiyaç diye yutturmuşsa gerisi laf-u güzaf.!
İnsanın Haleti Ruhiyesi bozuldu mu her şey bozulur. Çünkü dünya güzel ruhlu insanlarla güzeldir. Aşağıda resimdeki adam yeni meslek edinmiş ama eksiği var, ne yazık ki Çözüm üretemiyor.
Eskiden bu işi Ahlakın ustaları, Âlimler ve Arifler teselli seanslarını ücretsiz yaparlardı, Günümüzde ise pisboğazlık bu mesleklere Mitolojiyi hakim kılıp, Önce maneviyat adına kafaları boşaltıyorlar sonraki seans ise cepleri boşaltmak.
Gerçek Arif ve Alimler ‘in nesli tükenmek üzere çünkü sahteleri piyasayı dizginlemiş ve insanları böyle üçe beşe dinlemiyorlar; önce bedavaya iradeni alıyorlar sonraki adım cepleri boşaltıyorlar ki, sen kendini cennette olduğunu hissettiğin an hiçbir acıyı his etmezsin. İşte bu pisboğazların en iyi anestezi tekniğidir.!
Anlayacağınız cennetin sonsuz nimetleri ile uyuşturup, Eşekleştirip sonra sırtımıza yükü vuruyorlar. Ne acı..! ne hazin..! ne komik..! Ne elim..? Ne Rezil..?bir Tiyatro…!
Aşağıdaki adamın bulunduğu istasyon deşarj istasyonudur, bu adama boşuna para verip şarj istasyonunu da sormayın çünkü o adresi bilmez paranızı alır ama sizi yanlış adrese yönlendirir..
Şarj istasyonun adresi herkesin malumu tekkelerde orijinal şarj olabilirsiniz.
Garantili ve cihazı bozmadan, Şarj edenler ve işin ehli olandan şüphelendiğimiz; pirler, Gavslar , Dedolar, Şeyhler ,Meşayihler, Ahundla,Mollalar,Reisler, Koçlar, Serdar ve serverler,..!
Kurbanı olacağımız daha nice üstatlar hoca efendiler vs.vs.
Mevlana (r.a) dinleyelim.;
” Dertli olanın derdini dinle, çünkü O’nun dumanlarla dolu bir gönül evi vardır. Bu şekilde belki o dumanlı gönlüne bir pencere açmış olursun.”
Bir şartla ücretini ve mükâfatını ahirete veresiye olacak şekilde dinle.
O derdi dinlemen, belki de tam o sırada kendi derdine de şükretmiş olursun, Bu da ekstra bir avantajın olsun.
Eğer göğe yükselen duaların kapısı açılsaydı bu bizi dehşete düşürecekti, Bu kapının ardındakini kısmen görebilenler; az gülen çok ağlayanlardır.
İslam medeniyetine gelince;
“Müslümanların dertleriyle ilgilenmeyen onlardan değildir.” Hadisi şerif bu sorunun kültürel sosyolojik ve psikolojik köküne işaret ederek dert dinlemeyi ve dert çözmeyi ibadet sayan bir medeniyetin insanı gayet canlı, Diri dinamik ve gelecek ile ilgili ümit var duygularla toplumun dinamik ferdi olacağı bir psiko sosyal hakikattir.
Yine Mevlana’yı dinleyelim.;
“Küsmek darılmak için bahaneler aramak yerine, sevilmek için çareler arayın”
“Sabır yaranın içinde yaratanı görmektir”
“Her şey incelikten insan kalınlıktan kırılır.”
“Sıkılma ey nefsim sıkılma burada sıkıldıkların ahirette seni kurtaracak”
“Kendini niye yalnız his ediyorsun, Allah yarattığını hiç yalnız bırakır mı ?”
“Her şeye canını sıkma ey Gönül, ne bu dertler kalıcı ne de bu ömür”
“Dayan be gönlüm biçare değilsin yaradan sana yar, kimsesiz değilsin yanında kimsesizler kimsesi var. “Dayan be gönlüm! Biçare değilsin Yaradan sana yar, Biliyorum sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla dünya sana dar,
Ama dayan be gönlüm, dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.”
“İstiyorsan hakka varmayı meslek edin gönül almayı”
“Dostlarını daima vefa ile hatırla, Arayan sen ol, Bulan sen ol, Tanıyan sen ol, Kucaklayan yine sen ol” çünkü üzerinde yürünmeyen yollarda zamanla diken çıkar.
Ey azizim yukarıdaki telkin ve tavsiyeler insanoğlunun ve hassaten İslam medeniyetinin tüm Allah’a inananlara mükemmel bir insan-ı kamil portresi çizmiş ve hediye etmiştir.
İnsanın ruhi boyutuna hitap eden davranışların mükemmel profili insan Psiko sosyal boyutunun ve güçlü bir toplum-fert olmanın ip uçları olduğu bir hakikat olarak Ahlak bilimci, pedagog, psikiyatrist ve sosyal bilimcilerin önünde ölümsüz öğretiler olarak duruyor.
Kendimizi dinletirsek bile işin gerçek uzmanına gitmemizde fayda var.
Uzmanlar Kur’an ve peygamberin sahih olan sünneti ve peygamberin bizzat defalarca işaret ettiği ve tüm irfan tarikatlarının dayanağı olan Şah’ı Velayet Ali(a.s) ve devam eden evladı peygamberin evlatlarının ilmi ve irfanı varislerinin havuzundan beslenen ve erdemli, ihlaslı pratiklerinden samimiyeti okunabilen muvahhitler, Ruhumuzu satın alan değil; Ruhunu size feda edebilen, Şuurlu ve evhamlardan ve rüyalardan uzak Alim, Aydın, sorumlu Dindar insanları Allah için arayın, Saydıklarım da bu toplumda yeteri kadar vardır. ŞARJIMIZ, DEŞARJIMIZ için de en uygun adresler bu adresler olacağından şüpheniz olmasın.
Çağdaş insan akıl vahiy bütünlüğünü bir tarafa bıraktığı gün Hayatına ıstırap, Keder, Yalnızlık, biçarelik ve avarelik hakim olmakla beraber tüm bunlara çözüm olacağına inandığı Cin çıkaran Hocalar, Çaput ve bezlere boğulan ağaçlar, Üfürükçü Püfürükçü sübjektif Astrologların burçları, Hesap makinelerini aciz bırakan Ebced matematikçileri, Hurafeler üzerinden muska matbaası kuran hocalar, en sonunda dert dinleyen, dert çözeceğine inandığı dert küpü sektörler ürettiler.
Dergahlar, Ziyaretler, Yatırlar, Evliya sanılanların kabirleri vs. Siyaset için oy deposu, İş arayanlar için iş bulma kurumu, Bekarlar için evlendirme Dairesi, Tek taraflı boşanmalar için aile mahkemesi, İşi bozulan işveren için geri dönüşüm borsası, Sınavlara girenler için başarı Merkezi, Çocuğu olmayanlar için tüp bebek Merkezi, Hastalar için tıp Merkezi, Savaşanlar için Tophane, Belaya uğrayanlar için def merkezi, Yolcular için selamet Merkezi, Zenginlerin afiyet Ofisi, Cezaevinde olanlar için af ve özgürlük umudu, Sarhoş içkici ve uyuşturucu müptelası için rehabilitasyon Merkezi, Maç toto ve lotaların Kalesi, Sabahlara kadar yatağında uykuların huzursuzluk veren sayıklama seansları olmaya devam ediyor.
Tüm bunlar aradıklarını bu mekânlarda araması ve arayanların yoğun bir Kitleyi temsil etmeleri mutluluğun veya mutsuzluğumuz için birer istatistik, Şirk ve Şarj istasyonu olmaya devam ediyor. Bunlar bize şunu gösteriyor; Hastalıklı bir toplumda yaşadığımız şüphesiz ve kesin olan bir teşhis ve tanımlamadır.
NİHAYET…!
Anlaşılan bu sektörün hacmi o kadar genişlemiş ki Psikolojik danışmanlık ve rehabilitasyon merkezlerinin boyutlarını çok, çok aşmıştır. Yani fert kadar dert üretme merkezleri de ayrı bir dert.
Yüce İslam’ın doğruluk, vefa, Hak, Sosyal Adalet, Rahmet, Sadakat, Saygı, Sevgi, emanete riayet, Liyakat, vs. bireysel ve toplumsal hayatın Ahlaki değerler bütünü gibi erdemlerini unutan; Sonu, Rezalet, Felaket, Onur ve haysiyetsizliğin, Aptal, ahmak ve avareliğe üst perdeden pirim veren komedya içerikli bir tiyatronun figürlerine bazen gülmek bazen de ağlamak ve ikisi arasına sıkışan bir ıstırabın sakini oluverdik.
Belki de Allah’ın Esma-Ül-Hüsna’sı ile muhatap olmayı göze alamayan beşeriyet ceza olarak çözümü yanlış ünitelerde aramaya müptela olmuştur.
Allah bizi ihlasla Mevlana (ra) nın İrfanı söylemlerle ifade ettiği Yüce İslam’ın ölümsüz öğretileri ile amel eden Fikri, Ruh’ u ve vicdanı Özgürlükle tanışmış, Empati yapabilen bu insanlarla yoldaş kılsın.
Ruhları esfelden Eşrefe çıkarmak irademiz dahilinde olsa da; Beden zorunlu bir yasanın gereği toprağın sermayesidir.
Biz ondan geldik ona döneceğiz deyip, hayatın yönünü belirlemektir. vesselam.!
DİNLEMEK GÜZELDİR ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAK EN GÜZELDİR.
Tarih:Genel
İlk Yorumu Siz Yapın