DINAMİK BİR EVLİLİĞİN BEKASI…
Evlenen insanın Şerefinin ve iradesinin %50 si artık eşine aittir, Bu sosyal bir gerçekliktir, Bu gerçeğe aykırı hareket etmeyenlerin evliliğinin bekası yoktur, İşte bunun için bu coğrafyada yapılan evliliklerin %30’u ilk beş yılda yıkılıyor. Boşanmanın bir çok sebepleri olmakla beraber öne çıkan fenomen yetersiz ve gereksiz yere tüketilen akıldır.
Aslında dünya ikisine de yeter ama egolarını ön plana alarak üstünlük tiyatrosunu denerler, Oysa bu tiyatroda hakim olan senaryo akıldan uzak egoları esaretinde devam ettiğinin farkında bile değildirler.
Hayatın müşterekleri ortak aklın gereğidir, ortak akıl ise hoşgörü ile tesis edilir.
Akıllı kadınlar ne kendisi kapitalizmin Tüketim kölesi ve oyuncağı olur ne de kocasını buna mecbur eder,
Güç birliği hayatın gerçekleri ve akıl ile sağlanırsa saygı temelinde gelişir, Sadakatle büyür ve sevgiye dönüşerek sağlam bir bünye olur.
Mevlana’ya sormuşlar ‘Sevgili’ Nasıl olmalı? Cevap, Dayanılmaz olduğun zamanlarda sana dayanmalı.” Akıllı olanlar destek olurlar, Aksi halde köstek bu işte akla ziyandır.
Eskiden ne güzeldi kadınlar utanır, erkekler kıskanırdı, Şimdi ise Leyla şüpheli, Mecnun küpeli oluvermiş.
Eskiden evlilikler kertmeyle başlar, mezarda biterdi, Şimdi ise elektrikle başlar, Şarteller atınca bitiyor.
Hakikatte kral ve kraliçe toplumsal rollerini statülerine uygun hayatın gerçekleri ile eşgüdümlü sorumluluğun paylaşılması temelinde karşılıklı danışarak el ele yürünen yollar ikisini de yormaz ve biri kral diğeri de kraliçe olmaya aday olurlar bu süreci devam ettirecek Cesaretleri toplumda onlara izzet ve şeref bahşeder sonuçta biri evin krallığına diğeri de kraliçeliğe terfi ederek toplum için örnek birer kahraman aile olurlar.
Aksi halde ikisi için de kölelik kaçınılmaz bir kamburun kaderine dönüşür, Kimi maslahatlara binaen bu kamburu bir ömür boyu taşır ve kaşılıklı yeni bir hayatın başlangıcı için ölüm meleğinin yolunu gözler dururlar.
Hikmet sahibi bir Arif gelin giden kızına şu tavsiyelerde bulunur, Kızım Şu an büyüdüğün yuvadan ayrılıyorsun, tanımadığın bir yuvaya gidiyorsun, alışık olmayan bir çevreye katılıyorsun, Kocanın cariyesi ol ki o da senin kölen olsun, Ona karşı şu on hasleti koru,
1-Ve 2-O’na kanaatkar biri olarak eşlik et, hoşnutlukla dinleyip itaat eden biri olarak O’nunla hoş geçinmeye bak.
3 ve 4-Gözünün görünümünden ve burnunun kokusundan sakın, gözü sende çirkin bir şeye ilişmesin, burnu da senden hoş kokulardan başka bir şey his etmesin.
5 ve 6-Uyku ve yemek vakitlerinde bir an önce O’nu memnun edecek şekilde davran, Çünkü, açlığın artması alevlendirici, uykunun yeterli olması sinirleri bozucudur,
7 ve 8-Malını özenle koru ve Çocuklarına iyi bak, malın özü iyi ölçüp değerlendirmek, Çocuk sahibi olmanın özü de güzel terbiyedir.
9 ve 10-O’nun hiçbir emrine isyan etme, hiçbir sırrını ifşa etme, eğer O’na karşı çıkarsan göğsünü daraltırsın, ve eğer sırrını ifşa edersen gazabından emin olamazsın.
O kederli ve gamlı iken sakın sevinme, sevinçliyken de surat asıp üzülme, Çünkü birincisi karşıdakine değer vermesinin ikincisi ise İnsanın canının sıkılmasına sebep olur,
Sen O’na en çok saygı gösteren biri ol,O sana en çok ikramda bulunan biri olur, Şunu bil ki O’nun rızası senin rızana O’nun isteği senin isteğine baskın çıkmadıkça istediği bir şeyi elde edemezsin. Sen O’na döşek olursan O sana yorgan olur. Allah sana hayırlar nasip etsin.”
Evlilik, iki farklı kişinin aile kurmak üzere, kanunların uygun gördüğü şekilde, ruhen ve bedenen bir ömür boyu sürdürülmesi planlanarak bir araya gelmesidir. İki kişi heyecanla “evet” der ve hikâye başlar. 2014 yılında Türkiye’de 600 bin evlilik gerçekleşirken, aynı yıl 130 bin boşanma gerçekleşmiştir. Bu durum her 4-5 evlilikten biri ayrılıkla sonuçlanıyor.
Evliliği yapmak kadar yaşatmak ve devam ettirmek de çok önemli olduğunu bu rakamlar gösteriyor. Ülkemizde her 5 evlilikten 2’si ilk beş yılda boşanıyor. Araştırmalar Türkiye’de boşanmanın en önemli nedenlerinin geçimsizlik, aldatma-aldatılma, şiddet ve terk edilme olduğunu gösteriyor,
Zor kurulan ama kolay yıkılan güvenin tamiri zordur.
65 Yıl evli kalan çifte sormuşlar, Bu kadar beraberliği neye borçlusunuz? Cevap harika,”Eskiden kırılan bir şeyi çöpe atmadan tamir ederdik.”
Ekonomik sıkıntılar: Baştan olan ve devam eden ekonomik sıkıntılar olabileceği gibi, evlilik sırasında işini kaybetme ya da iflas ve bunun sonucu oluşan borçlar, kredi kartı borçları, icralar gibi bir sürü olumsuzluklar. Esas Problem kanaat yerine kapitalizmin evlilikte zorunlu olmayan ıvır zıvır şeylerin ihtiyaç diye gençleri kazıklamasıdır. Bu öyle bir kazık ki geleceklerini ipotek altına alıp şiddet ve nefrete sebep olacak kadar derin ve vahim bir aldatmacadır.
Şiddet, aşağılama ve eleştiri: Evlilikte kişiler olumlu duygular yaşamak isterler. Ancak sürekli eleştiri, aşağılamalar ve şiddetin devreye girmesi boşanma olmasa bile evliliği kâğıt üzerinde kalan bir durum haline sokar.
Aldatma: Aldatmada kusur aldatılanın değil aldatanındır. Ancak aldatılan kişi kendisini yetersiz görür. Aldatanı affetmek bu davranışın devamını sağlar. Güvensizlik başladıktan sonra evlilik çekilmez bir hal alır.
Karşı tarafı değiştirmeye kalkmak: Kişinin bugüne kadar olan bilgisi ve hayat görüşü kolayca değişmez. Tartışmak; aksine inatçı bir tutum oluşturur. Kişiler birbirlerinden istedikleri şeyi açıklıkla ve duygularını katarak ifade etmezlerse ilişki tıkanır.
Kalabalık yaşamlar: Ülkemizde bir kısım çiftler aile büyükleri ile birlikte yaşamaktadırlar, ya da aileler ilişkiye müdahale etmektedirler. Evlilikte herkes kendi ailesinden sorumlu olmalıdır. Eşini ailesiyle karşı karşıya getirmek ve bunu görmezden gelmek kişilerin birbirlerine inançlarını ve güvenlerini kaybetmelerine neden olmaktadır.
Birbirinden uzaklaşmak: Çoğu çift evlilikleri esnasında gerek iş hayatının stresi gerekse çocukların ihtiyaçları nedeniyle birbirlerine zaman ayıramaz hale gelirler. Bir süre sonra bu ihmal nedeniyle birbirlerine yabancılaşırlar.
Sorunları çözmeden yola devam etmek: Evlilikte zaman zaman tıkanıklıklar oluşur. Çiftlerden biri ya da her ikisi de bunu görmezden gelirse, giderek krizler artar ve bu birikim sonunda patlamalara neden olur. Sorunun çözümünü bulmak için kişiler nereden başlayacaklarını da bilemezler.
Cinsel sorunlar: Başlangıçta iyi olan cinsel yaşantı bazen giderek yaşam şartlarının yoğunluğu, ekonomik sorunlar, aile bireylerinin sorunları nedeniyle giderek önemini yitirir. Kişilere bir süre sonra ya karşı taraftan cinsel olarak soğur ya da kendisinin beğenilmediği duygusuna kapılır. Hüsnü zandan ziyade Sui zanlar hayatı göğüsler ve her söz ve davranışta bir melanet aranır.
Alkol, kumar ve psikolojik sorunlar: Bu tip sorunlar başladığında öncelikle kişiler birbirlerini idare etmeye başlarlar. Ancak sonunda ilişki zora girer. Aile ihmal edilmeye başlanır. Bu tip sorunları fark eder etmez profesyonel destek almaktan çekinilmemelidir”.
Dış Müdaheleler;Anne Baba, Kardeşler,Teyze,Hala gibigüvenilen insanların söz davranış ve yaşam şekli ve şartlarına müdahalesi ve sonuçta gençlerin iradelerini devre dışı bırakarak tercihler anarşisi yaşatmaları, işin başında öngörülmeyen krizler de boşanmanın önemli bir faktörüdür.
Kuracağınız binanın selameti için, Evlenmeden gözünüzü dört açın evlendikten sonra İkisini kapamazsanız bile birini kapayın.
Önemli olan sözler değil, davranışlardır, sevdiğini söyleyen biri yerine, saygısın gösteren birine inanın.
Saygı ve hoşgörü üzerine yükselen bir sevgiyi sakındığımız müddetçe malzemeden çalan Müteahhitten hiçbir farkımız olmayacaktır.
Ve bunlar için hayat Belki, Keşke ve Neyse’lerden ibaret bir hikaye olarak kalır.
Seksen yaşını deviren bir çifte sordular, Bu kadar yılı nasıl devirdiniz? Cevap; O deli iken ben veli, Ben veli iken o deli oldum, Sağlıklı, dinamik ve uzun soluklu bir hayatı ancak iletişim tekniklerini doğru kullananlar başarıyor.
Dünyayı genişletmek ve daraltmak elimizde ise Evliliğin beka vadisinde paylaşılmayacak bir şeyimiz yoktur Diyebilmektir.. Vesselam.
İlk Yorumu Siz Yapın