DÜŞÜNMEK…???
“Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git!” Onların karınlarından, farklı renk ve çeşitlerde şerbet (kıvamından bir sıvı) çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.”(Nahl/69)
“Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır.”(Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/127)
Düşünme, takdir etme ve muhakeme gücüdür. Düşünmek, eğri ile doğruyu ayırt etmektir. Tam ve sağlam olanı bulmaktır.
“Aklın ölümü fikirsizlik,kalbin ölümü zikirsizliktir..”(Muhammed İkbal ra)
Çünkü gerçeğin mükemmel şekli daima ölçüye, çelişmeler arasındaki dengenin sağlanmasına, ayrıntının anlaşılmasına bağlıdır. Düşünmenin mahsulü olan düşüncelerle, düşünme arasında büyük farklar vardır. Düşünce ve düşünme sahaları, evvelâ varlık karakterleri bakımından birbirinden çok farklıdırlar
Bütçesinden fazla para harcamak kompulsif bir psikolojik hastalıktır, Yani Paranın kapitalist çarpılmışlığıdır. Yani akıl tutulmasıdır, Yani Kanaat ve idrakin felçli bir çeşididir. Tedavisi bile parayla mümkün değildir. Yani köleliğin ötesinde, bir çeşit Ruh’i eşekleşmenin iz düşümüdür. Yani kapitalist okulun hayat pınarları ve özel ilginin mazharlarıdır. Yani en üst versiyonda özürlüdürler.
Nihayet Aristokrasi ve lordların özel hastalarıdırlar. Monarşinin aktörleri özel çabalarla yaptıkları ilk iş Kısa ve kestirmeden Bilinç önünde büyük bir set oluşturmak bunun en iyi malzemesi de Tebaa’yı Kadere Mahkum etmektir. Bu nedenle Aydın ve alimlerin tebaaya yapılacak iyilik ve ilk şey yeniden soru sormayı öğretmektir.! Çünkü Bilinç ve eşekleştirme birbirine karşıt kavramlardır. Eşekleştirme bir tür yanlış bilinç, ya da bilinç yokluğudur.
“Her yerde olan fakirlik açlık ya da açıklık değildir. Fakirlik para ve altına sahip olamama da değildir. Fakirlik, sahafta satılmamış bir kitabın üzerindeki tozdur. Fakirlik, kağıt imha makinasında, gazete parçalayan bir bıçaktır. Fakirlik, arabanın camından dışarıya atılmış muz kabuğudur. Fakirlik yemeksiz geçirilen bir gece değildir, fakirlik “düşünmeden” geçirilen bir gecedir.”(Dr.Ali Şeriati ra)
Ama Bir İnsana şu konuda ne düşünüyorsun,? Sorusundan önce; Nerden besleniyorsun,? Sorusunu sormak lazımdır..! Çünkü beslendiği kaynaklar düşüncenin önündeki en büyük engeldir. Nitekim ortaçağda Peygamber(sav) “Siz benim alimlerimi sultanların sofrasında görürseniz Dininizi onlardan sormayın.” Neden ? çünkü bu bel’amların çabaları Mideleri hatırını Kitlelerin beynine uyuşturucu zerk ederek sistem ile entegrasyonu sağlamaktır.
Ustat Mutahhari(ra) “İnsanın Ruh’u amelinden beslenir, O’na ne yedirdiğinize dikkat edin.”
Nitekim psikiyatristler, Vücudumuzdaki hücreler her şeye tepki verir, olumsuz düşünceler bağışıklık sistemimizi çökertir demişler.
“Düşünmek zor bir sanattır, bu sebepten çoğunluk sürüyü takip eder. “(Carl Gustav Jung)
Düşüncelerle özdeşleşmekten çıkıp bir üst bilince bağlanabilmeyi öğrenen insan da olgunlaşır. Olgun insan da hayatında fark yaratır.?
Filozoflar, Düşünmek zor iştir bu yüzden çok kişi az düşünür demişler.
İbn-i Rüşd “İnsanların %3 düşünür,%2 si düşündüğünü zanneder,%95’i ise düşünmeden ölür.” demiş.
Bu türden insanların İkazı beynini bağırsakları ile yer değiştiren insanın düşünceleri bağırsağından çıkan ile eşdeğerdir deyip uzak durmak en iyisidir.
Günümüzde, tüketim kültürü/ tarzı, insanları, seçenek enflasyonu ile büyüleyerek düşüncesizleştiriyor.
Nitekim Bir İnsanı etkisizleştirmenin en iyi yolu hayalleri ile oynamaktır, çünkü hayat hayallerle başlar davranışlar hayallerin son duraklarıdır, Bu şekilde beyin felç edilir ve bu insan artık araçsallaşmıştır.
İşte bunun için Hz. Ali (as) “Hayallerinize dikkat edin fikirleriniz Olur, Fikirlerinize dikkat edin, davranışlarınız olur, Davranışlarınıza dikkat edin karakteriniz olur, karakterinize dikkat edin ahlakınız olur, ahlakınıza dikkat edin kaderiniz olur.” İfadeleri ahlak ve karakter ustalarının düşünce okullarının kapılarına asması gerekir.
Hz.Ali “Düşünmekle birlikte olmayan ilimde hayır yoktur.” (www.alihaber.com bloğundan DÜŞÜNCE’NİN KISA BİR PSİKO-SOSYAL ANALİZİ.! Makalemize bakılabilir.)
“Az bilen ve az düşünen çok Konuşur”(Frederich Nietzsche)
“Konuşmak bir ihtiyaçsa susmak bir sanattır.”(Geothe)
Çünkü; Dost kisvesine bürünmüş bir düşman ile mücadele etmek; Tevhit diniyle savaşmak amacıyla takva ve tevhit elbisesine bürünen şirk dini ile savaşmak zordur.
Nitekim tarihte Muaviye kendi toplumuna dağıttığı lütuflara Allah’ın malına gelin dediği an; Ebu’ Zer itiraz ederek, Bugün Buna Allah’ın malı dersen yarın kendine de Allah’ın temsilcisi diyeceksin ben bu söyleme itiraz ediyorum? Halka kendi malınızı alın diyeceksin halkı kendine minnettar olmaktan kurtarman lazım. Yöneticiler hiçbir zaman halka verdikleri hizmetleri lütuf olarak sunamazlar.
“Oysa düşüncesi ve bakışı evinin dört duvarından ve mahallesinden daha öteye geçmeyen kimse hiç bir zaman geri kalmışlık çöküş ve bayağılaşma korkusu taşımaz.”(Dr.Ali Şeriat ra)
Bizim ikazlarımızın faydası olmayacak galiba ,Allah şifa versin demek belki bunlar rahmete mazhar olabilirler. İyilerin duasında yer alma dileklerimizle hayırlı düşünceler duamız olsun.
İlk Yorumu Siz Yapın