İçeriğe geç

EN TATLISI ANNELERİN OLSUN..

EN TATLISI ANNELERİN OLSUN..!
“Rabbin kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, Anneye-Babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti, Eğer onlardan biri veya her ikisi yanınızda ihtiyarlık çağına ulaşırsa Sakın onlara “ÖF” bile deme, onları azarlama onlara tatlı ve güzel söz söyle.”(İsra/23)
Ahtapotun anneliği hiçbir canlının anneliğine benzemez.
Dişi ahtapot çiftleşmeden sonra bir oyuk bulup, oraya yerleşir. Yumurtlamaya başlar ve yumurtlama işlemi bittikten sonra kuluçkaya yatar.
Yumurtalarını yuvanın tavanına çengelle asılmış gibi dizer. Yumurtalara devamlı su pompalayarak onların temiz kalmasını sağlar. Asla yuvasını terk etmez.
Yavrular yumurtadan çıkana kadar açlığına dayanamazsa kendi kollarından birkaçını yiyerek, tüm yavrular yumurtadan çıkana kadar hayatta kalır ve yumurtaları korur.
Ancak uzun süren kuluçka dönemi …onu aç ve bitkin bırakmıştır. Tüm yavrular yumurtadan çıkınca, o da yuvasında can verir. Hayata yeni başlayan yavrular için; anne ahtapotun cansız vücudu, hayata tutunmaları için iyi bir besin kaynağı olmuştur.
Bu yüzden hiçbir dişi ahtapot yavrularının büyüdüğünü göremez.
Yavrularının isteklerine yetişmek için dokuz kolu olan, onların yetişmesi için her türlü isteklerinden vaz geçip, hayatlarını her türlü riske ederek çocuklarına adayan fedakâr annelerimize saygı ile…
Bizler sevgi, saygı şefkat, merhamet, acıma, nefret etme, mutluluğun mahiyetini henüz bilimsel olarak izah edemedik, sadece bunların her birinin vücut için salgı ürettiğini biliyoruz.
Ama bunları inkâr edemediğimiz gibi hikmetini de izah edemiyoruz, Bu sistematik ve yaratılış mimarisini kainatın çoğalma ritmiğinin hepsinde görmek mümkündür, Bu duygusal bağı Anne ile yavrular arasında oluşturup ilham eden şüphesiz kadir-i mutlaktır.
Bir çocuğun elinde iki tane elma varmış. Annesi çocuğa: elmalarından bir tanesini bana verir misin? Demiş. Çocuk elindeki elmaların önce birini, sonra diğerini ısırmış… Annenin dudaklarındaki tebessüm, bir anda donup kalmış. Yüzünden, çocuğunun onu hayal kırıklığına uğrattığı okunuyormuş. Ama çocuk ısırdığı elmalardan birini annesine uzatarak “Al anne! bu daha tatlı” demiş. Anne öylece kalakalmış….
Annelik o kadar mukaddes ki; Rivayete göre Annesiz büyüyen Peygamber bile Kızı Fatıma(as) ellerini öperek sürekli Annem diye hitap etmiştir. Elbette bu sahneler büyük bir sevgiden haber veriyor, Kız çocuklarının zillet vesilesi kabul edilerek diri diri Toprağa gömüldüğü ve kadına vahşi münasebetin hakemlik yaptığı bir dönemde baba kendi kızının ellerini öpüyor, Bu insanlık dışı ortama vurulan en büyük ve devrimci darbedir.
Çok çocuklu bir anneye sormuşlar en çok hangi çocuğunu seversin, Cevap; Dışarda olanı eve gelene kadar, Hasta olanı iyileşene kadar, Küçükken büyüyene kadar olanı severim ve hepsini bir ömür boyu kalbimde taşırım.
Tüm canlılarda Anne ile yavruları arasındaki ilişki çok derin duygusal bağlarla yaratıcı tarafından takdir edilmiş olup bu duygusal bağların kaynağı ve mahiyeti konusunda henüz bir şey bilmiyoruz. Nitekim anne ile yavrusu arasında bazen hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir enerjinin izdüşümleri akılları bile aciz bırakacak derecededir.
Ne kadar tecrübeli olursanız olun ön yargıda bulunmayı geciktirin, açıklamak için karşınızdakine fırsat verin!
Paylaşmayı bilin ve paylaşırken empati yapın. İyiliğin Karşılığının iyilik olduğunu veya iyilik yapacak imkânın yoksa en azından teşekkür etmesini öğretin bunlar Yüce Ruhlu resullerin öğretileridir.
Paylaşmayı unutulduğu gün insanlığın öldüğü gündür. İnsan olmak insan kalmak kadar önemlidir.
Çocukların tüm söz ve davranışlarını önemseyin lütfen. Çünkü, onlar peygamberlerin masumiyetine en yakın canlılardır.
Onlar bembeyaz sayfalardır, Yaprakları çevirirken ellerinizin hijyenik ve temiz olmasına ve sayfaları gayet nazik ve dikkatli çevirin, aksi halde bizdeki bakteriler sayfaları kirletir ve gelişigüzel çevirdiğin kağıdı elimizle yırtabiliriz.
Tüm bunlarla beraber o sayfalara yazdıklarımız da istikbalimiz ve geleceğimizin aynaları ve tercümanı olacaktır.
Babalardan ziyade gelecek nesiller annelerin ve öğretmenlerin eseri olacaktır. Çünkü Eğitim evde başlar okulda pekişir sokakta gelişir.
Bilinçli anne kaybolduğunda, adanmış öğretmenler kaybolduğunda ve rol modeller itibarsızlaştırıldığında, kim gençlere İNSANÎ DEĞERLERİ öğretecek?
Dünya denilen bu kokuşmuş çöplükte her şeyden şüphe edebiliriz; bir annenin ve Kemal derecesine ulaşan istisna insanların sevgisi hariç.
“Aslında kadın İslâm’ın olmadığı biz hurafeci erkeklerin dokuduğu kafesten kaçıyor.” (Dr. Ali Şeriati ra)
“Derler, kadın evde oturup çocuk terbiye etmeli İlginçtir, ilim ve marifetten habersiz bir insan evlat terbiye edebilir mi?
Bir milletin geleceği olan nesli eğitimsiz kadın verebilir mi? Çünkü o çocukları emzirmekten, eskiyi yıkamaktan başka bir şey bilmiyor. ” (Dr. ALİ şeriatı ra)
Anne olmak Çocuğun hata yapmasını bekleyip her hatasına bir şamar ve bir beddua hastalıklı ve problemli nesiller üretir. Sadece midelerini düşünmeyin kafasındaki bitleri ve fikirleri de aklamak size düşer.
Şunu unutmayın hayatı doğru okumayı beceremeyenler Sürpriz tesadüflerin kurbanlarıdır.
Siz büyüklerim Kahraman olmaya hazır mısınız.?
Yine Peygamber(sav) “Kişi öldükten sonra sevapları kesilir ancak üç şekilde sevapları çalışır,1-Sadakai Cariye(Yol ,Köprü, Su, Okul, Hastane gibi amme hizmetlerini ihya eden) 2-Faydalı bir ilim peşinden bırakan,3-Peşinden O’na dua edecek ve verdiğini anne babasını da katan Salih evlat bırakan hariç” diye buyurmuştur.
Evlenmekten gaye sadece hayvani isteklerin tatmini ve neslin çoğalması da değildir, Doğacak çocukların topluma ve insanlığa faydalı birer nefer olarak yetiştirip zahmete değil rahmete vesile olmalarını sağlamaktır.
Ey Anne ve babalar Görevinizi ve ödevinizi en iyi şekilde yapın, duanızı da eksik etmeyin ki öldükten sonra o çocukların duası ve hasenatı sayesinde sevap defterinizi açık tutmak da istemez misiniz.?
Anne ve babaların asli görevi onların çocukluğunda Allah tarafından onlara ikram edilen masumiyetlerine dokunmadan büyütün, Sadece midelerine yoğunlaşmayın, Beyinleri ,,Ruhları ve Güzel Ahlak da mideleri kadar önemlidir.
Çocuklarının istikbaline yatırım yapmayıp bu yönde gayret göstermeyen medeniyetler istikballerini peşinen kaybetmiştir. İyi Bir meslekten ziyade iyi birer insan olmaları için yeterli çabayı esirgemeyin!
Çağdaş İnsan Çocuk pedagojisini okumak ve bilmek yetmez, Konu ile ilgili Arif Alim ve Ahlak bilimcilerin de öneri tavsiye ve telkinlerini dikkate almak pedagoji ve İjyen kadar önemlidir.
Sadece mideyi baz alanlara kendi evlatlarının indellahta davacı olacağı ve senin bana bıraktığın mal dünyada kaldı, gidip alabilirseniz alın sizin olsun, ki buna da muktedir değilsiniz; Siz bana Allah’ın rızasını neden öğretmediniz.? diye hitap edecekleri de şüphesiz vaki olacaktır.ve böyle bir ortamda hiç kimsenin nedameti fayda vermeyecektir.
Ağlamaya gerek yok; Aç gözlülük çocuklarımızı kreşlere mahkum etmekle biz büyükleri de huzurevlerinin mahkumları yaptı.
Son sözümüz Hz. Peygamberin(sav) “Babanın duası evladını cehennem azabından, Annenin duası kaza ve beladan korur.”

Sonuç; Allah'ın Razi sıfatı ile rızasını tüm annelere ve hepimize nasip etsin. Vesselam
Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir