GÜZEL BİR DENEYİM
Tecrübe her defasında aynı yanlışı yapmamaktır. Bunun için bir önceki başına gelenlerle, yaşamış olduklarınla , karşılaşmış olduğun yeni durum karşısında ne yapabildiğindir. Çünkü İnsan ömrü tüm hataları kendisi yapacak kadar uzun değildir.
Tecrübeler en iyi öğretmenlerdir, Yalnız okul masrafları biraz çoktur.
İnsanların kazandıkları tecrübeler, ölçü ile yapılan giysilere benzer, kim kazanmışsa yalnız ona uyarlar.
Literatürde geçen Tarihten ibret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi.?
Profesör elinde bir fare ve kutu ile salona girdi. Öğrencilerin şaşkın bakışları arasında fareyi kutunun içine koydu ve kutuyu kapattı. Salona dönerek: “Bu kutuya iki gün kimse dokunmasın!” dedi ve salondan çıkıp gitti.
Salondaki öğrenciler olaya bir anlam verememişlerdi. Ne olacağını merak ederek iki gün beklediler.
İki gün sonunda profesör salona girdi ve kutuya yaklaşarak açtı. Kutunun içindeki fare ölmüştü. Sınıfa dönerek farenin neden ölmüş olabileceğini sordu.
– Havasızlıktan…
– Açlıktan…
– Susuzluktan…
Her öğrenci olabilecek ihtimalleri saymıştı. Profesör kutuyu havaya kaldırıp içini öğrencilere gösterdi. Kutunun her tarafı kemirilmiş vaziyette idi.
– Görüyorsunuz değil mi? Fare anlaşılan çıkmak için çok mücadele etmiş. Bunu kutunun içindeki vaziyetten anlıyoruz. Şu var ki fareyi sizin dediğiniz gibi ne havasızlık ne de açlık öldürdü. Fareyi asıl KARARSIZLIK öldürdü!
Fare kutunun her yerini parçalayıp çıkacağına sadece bir köşesini parçalasaydı ve bunda da kararlı olsaydı çıkıp kurtulacaktı.
Hayatta zaman zaman kararsızlığa düşeriz. “O mu, bu mu?” derken bizim için en kıymetli varlık olan zamanı tüketmiş oluruz.
Hedeflerimizi çok iyi belirlemeliyiz. Hayat kararsızlık içerisinde yüzecek kadar uzun değil.
Sonuç:
“İradesi kuvvetli insanlar, en dayanılmaz şartlar altında dahi başarıya ulaşabilirler.”
En iyi Sonuçlar için;
Her şeyin düzeleceğine inanarak Dua et,
Her şeyin düzelebileceğine inanarak mücadele et, ve Bir gün her şeyin biteceğine inanarak sabret..!
Başarı sayısal çoğunlukta veya hacimsel boyutta da,değil; Allah seninle beraber ise zaten bütün cihetlerde üstünsündür.
İmam Zeynel Abidin (as), huzuruna varıp hayatından şikâyet eden adama şöyle buyurdu:
“Zavallı insanoğlu her gün üç musibete duçar olmakta; buna rağmen onların birinden bile ibret almamaktadır. Oysa ibret almış olsaydı, dünyanın zorlukları ve sıkıntıları ona kolay gelirdi:
Birinci musibet: Her gün ömründen azalmaktadır.
Öyle ki eğer malından bir şey eksilirse üzüntüye kapılır. Oysa mal tekrar geri dönebilir; ama elden çıkmış ömrün geriye dönmesi imkânsızdır.
İkinci musibet: Her gün rızkını tam olarak elde ediyor. Oysa helal olursa hesabını verecek, haram olduğu takdirde ise cezasını görecektir.
Ve üçüncü musibet bunlardan çok daha önemlidir.”
“O nedir?” diye sorduklarında buyurdu ki:
“Akşamına ulaştığı her gününde ahirete bir adım daha yaklaşmaktadır. Oysa cennete mi yoksa cehenneme mi yaklaştığını bilmiyor!”
Pratikleri olmayan bir bilginin insana faydası olmayacaktır, Sadece insan için yük olacaktır. İlahî irade bu türden bir bilgi “Nice insanları kitap yüklü eşeklere” çevirmiştir.
Hz. Ali(as) “İnsanları bilinçlendirin bırakın onlar yolunu bulur.” buyurmuş.
“Tarih boyunca Bütün dertler sıkıntılar halkın cehaletinden faydalanmış olmasındandır, O’nun için okuyun zalim egemenler okumuş bilinçli halklardan her zaman ürkmüşlerdir.”(İmam Humeyni ra)
Her halükarda tüm zenginlik genişlik ile derinliğin ve sınavların, Kısaca hayatın tüm gidişatında sebeplere muhtaç olmayan bir güce inanıyorsan bütün cihetlerde muzaffersin.
Gerçek zaferler keskin ve yenilmez iradelerdedir. Sınırlı olan her şey, sınırsıza daima muhtaçtır.
Sınırsızlık sadece Allah’a aittir ve her şey O’nun Rahmet dairesinde hayat bulmuştur. Nimet ve hayat Rahmetle tahakkuk eder, Nimete şükreden ve Rahmeti idrak edenlere selam olsun.
İlk Yorumu Siz Yapın