İçeriğe geç

HAKİMİYET VE MAHKUMİYET

HAKİMİYET VE MAHKUMİYET..!

    Bu gün dünyayı yönetenler mitolojik tanrılar gibidir. Bir büyük tanrı vardır. Onun altında daha küçük tanrılar. Onun altında da daha küçük tanrılar.

    Herhangi bir ülkede onlara karşı bir tehdit oluştuğunda o ülkede ki küçük tanrılarla birlikte operasyon yaparlar. Kendilerinden

Olmayan hiç kimseyi, kendilerine boyun eğmeyen hiçbir ülkeyi istemezler hemen bölerek zayıflatırlar. Her şey kendilerinin

Kontrolü altında olmak zorundadır.   

    Gerektiğinde bir çek yazarak, gerektiğinde ekonomik abluka, gerektiğinde sopa zoruyla Ülkelerin öncelikle siyasetini Zaptu Rapt altına alırlar ve hâkimiyetin figürleri olurlar karşı çıkan bir kaç aydın yazar ve sanatçı da mahkumiyetin simaları olmak zorunda bırakırlar

   Bugünlerde Afganistan’ın Cumhurbaşkanlığına CIA denen uluslar arası şeytani oluşumun memuru olarak atanan Hamit Karzai ‘Ben yıllarca CIA dan maaş aldım’ itirafları bu figürlerin  oyuncağı olduğunu itiraf etmiştir.

    Bu sahte Tanrılar Sözde bağımsız olan uşak Ülkelerin Siyasetten Sanat’a ve medyadan birkaç Baron’a kendi Ülkesinin Vatandaşlığını vererek  onurlandırır ve Halkların gözünde halk adına bu tanrılarla sahte yalan ve kazıklarla dolu Kölelik anlaşmaları imzalarlar.

    Günümüz de, mitolojide olduğu gibi tanrılar çeşit çeşittir. Savaş sanayi ve güç tanrıları, ilaç sanayi tanrıları, Petrol tanrıları, Borsa ile uğraşan tanrılar, gıda tanrıları, tekstil tanrıları, moda tanrıçaları, Toprak mahsulleri ve tohum tanrıları, Siyaset tanrıları, Medya tanrıları, Tarikat ve meşrep tanrıları, Tarih tanrıları Hatta bazen de Yerli ve milli tanrılar gibi pek çok tanrı,

    Bazen kovarsın bakarsın Menfaat ‘in, bazen akraba, bazen bir dost, bazen mihrapta, minberde bir din adamı, bazen makam, mevki bazen bir sevgili, Bazen ırk, ulus, Mezhep  olarak karşına çıkar.

    Tek merkezden yönetilir, aynı mitolojideki Zeus gibi. Bir de haberci tanrı iris vardır, onun görevi de tanrıların buyruklarını insanlara

   Ulaştırmak ve onların operasyonlarına yardımcı olmak, aynen günümüzdeki gibi. Ama günümüzün haberci tanrıları çok daha zekidir. Öyle haberler yaparlar ki öyle yayınlar yaparlar ki o tanrıların buyruklarını kendi istekleriniz sanırsınız.

Günümüzde en önemli tanrılar haberci tanrılardır.

   Reklam sloganı ile kanaat duygumuzu kaybettik, aç gözlü yaptılar, hırsızlığı, arsızlığı oradan öğrendik, ağlak, muğlak dizilerle merhamet duygumuzu kaybettik, en yakınımızdan şüphelenir olduk. Aşk dizileri ile aşkı ucuzlattık, nihayet insana ait ahlaki değerlerimizi kendi evimizdeki manyetik dalgalarda kaybettik. Kendi araçlarımızla kendimize ait değerlerle beraber kendimizi de kaybettik.

     Dünyaya, siyahı beyaz diye gösterirler ve inandırırlar.

    Zeus’un yerinde olan büyük tanrıda bunu bilir.

    Bu tanrılara ayrı bir ihtimam gösterir. Dünyanın her yerinde onların dokunulmazlıkları vardır.

   Siyaseti de duygularımızı iki kelime ile okşayarak onlar yönetir, bazen onlar parayı yönetir bazen de para onları yönetir. Onlar için dua ‘ya gerek yok, Tüm kapıları açık bilirler. Yeryüzü lanetlileri olmaya güçlü adaydırlar. Buna rağmen her evde her mekânda baş tacıdırlar, hem gözümüz hem kulağımızdırlar. İrademizin ilham kaynağı olmaya Motive olmuşlardır..

    Algıları çok güçlüdür, ilhamlarını güçlü Elektromanyetik frekanslardan ve titreşimden alırlar. En önemli görevleri arasında insanlara halüsinasyon yaşatmalarıdır. Zevklerimizi bile onlar belirlerler. Ayran’ın yerine Amerikan şurubu coca colayı, sevdirirler, Eskimolara Buzdolabı aldırırlar. Siyasete taptırır, Medya ile aldırır, Bankalara ve icraya sattırır. Hülasa mükemmel eşekleştirme tanrıçalarıdır.

     Modern hırsızlar klasik hırsızlık yapmazlar kurumsal hırsızlık teşkilatları yani Banka, Toto/Loto, piyango borsa, Son zamanlarda  Bitkoyun denen koyun gibi sanal paralarla manipülasyonun en üst kodlarını kullanarak ve hukuki olarak işi de kitabına uydurarak yaparlar. Bu şekilde istikbalinizi bile takside bağlayarak sizi esir alırlar.

    İslam’ın bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde zamanın otoritesine hakim sınıfına veya daha açık bir ifadeyle paraya bağımlı hale getiren tamamen belirgin olan adaletsizlik üzerine bina edilen kapitalizmin tüketim zindanından çekip evrensel insanlık onuruna yakışır bir hakimiyet tesis etmediğimiz sürece mahkumiyetimiz kara kaderimiz olacaktır.

   Beşeriyet bir gün bu sahte tanrıların kozmik odalarına girmeye muktedir olursa bunların işledikleri cürümleri karşısında donup kalacaktır. Kullandıkları eşekleştirme teknikleri şeytana külahını ters giydirecek cinstendir.

    Sonuç: Aydınlarımızın aydınlatamadıklarını bu soytarılar kandırdılar ve Onlar hâkim iken bizi de farkında olmadan mahkûm ettiler. Sakın,! Neyin mahkumu ? Demeyin, Önce irademizin sonra da her şeyin mahkumu olduk. Aslında saydığımız bu tanrı ve tanrılaştırılmış obje ve süjelerin akidelerini tam anlamak ve hayat hikâyeleri için yüzlerce makale ve kitap yazılabilir.

    Savaşlarda esir düşenler hakikatte özgürdürler ama kültürel esirler ebediyen köledirler.

    Sadece hukukçular bu Lanetli tanrıların suç ve ceza fezlekelerini yazsalar bir ömür yetmez. Çünkü, Suç dosyaları kabarıktır.

   Dünya tarihinde pek bir değişiklik yoktur. Tanrılar her zaman dünya üzerinde var olmuştur. İşte Peygamberlerin asıl misyonu da bu sahte tanrılarla mücadele olmuştur. Dünya üzerinde diyoruz.

    Çünkü; Evren’de, kâinatta tanrılık müessesesi yoktur. Sadece Allah vardır. !

    Beşer ve bu sahte tanrılar istemese de hakimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır.!Vesselam.

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir