İçeriğe geç

HER İNSANIN İMTİHANI FARKLIDIR..!

HER İNSANIN İMTİHANI FARKLIDIR..!

“Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz.(Al-i İmran/186)

   İnsanlar dünya hayatının geçici güzellikleriyle imtihan edilirler. (Taha Suresi: 131)

   Mal ve evlat birer imtihan vasıtasıdır. (Enfal Suresi:28)

      Hepimiz imtihandayız. Yaptıklarımızın ve yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızın hesabını vermeye çağrılacağız bir gün…

   İmtihan demek yalnız seni imtihan edenin varlığını kabul etmek değildir, sana bilgi verir, o biliye göre yaşarsın, veya yaşamazsın, sonucuna da katlanırsın demektir.

     İnsanların hangi Fırın ve fırtınalardan geçtiğini bilmeden yargılamayın, Körün yanında göz aydınlığından, Hastanın yanında sıhhatinizden, Fakirin yanında zenginliğinizden, çocuksuz birinin yanında çocuklarımızdan, Esir birinden yanında Özgürlüğünüzden, dertli birinin yanında selametinizden bahs etmeyin, Belki de Senin imtihanın farklı, O’nunki farklıdır.

   Gönlü kırmaya bir söz yeter, ama bazen o kıralan gölü yapmaya ne bir özür, ne bir ömür yeter. Kırık gönüllerin yanında dikkatli  bir tabip gibi ol,

   İbadetlerimiz tam mı? Ticaretimiz düzgün mü?  Ölçü ve tartıda hile yaptık mı? Kazancımızı helal yoldan mı temin ettik? Nereden kazanıp nereye harcadık? Ömrümüzü nerede tükettik? Ahlâkımız güzel mi? Haramlarla iştigal ettik mi? Başkasının hakkını gasp ettik mi?

   Emanetlere hıyanet ettik mi? Elimizden ve dilimizden başkaları emin oldular mı? Kendimiz için istemediğimiz, arzu etmediğimiz bir şeyi başkası için istedik mi? Dedikodu, laf taşıma, gıybet, iftira gibi kötü fiillere bulaştık mı? Fakir, garip ve kimsesizleri koruyup gözettik mi? İyiliği emir, kötülükten men faaliyetinde bulunduk mu?

   Tüm yaşantımız Rabbimizin isteğine uygun mu? En önemlisi üzerimizde kul hakkı var mı? Söz ve vaatlerimize tam bağlı kaldık mı? Diğer insanlardan dua mı, beddua mı aldık? Mazlum durumuna düşürdüğümüz insanlar oldu mu? Yaşantımız boyunca sözümüz ile özümüz aynı mı yoksa farklı mı oldu? Hepimiz  binlerce cevap bekleyen soru ve cevaplarının muhatabıyız.

   Aşk kaderdir, sevmek imtihan, sevilmek mükafat, mutlu olmak ise nasip işidir.

    Hayatın zorlukları da bizim için bahane olmamalıdır ilahi hitap; “Her zorluğun bir kolaylığı vardır” (İnşirah süresi, 5-6)

    Şüphesiz her insanın hayatını İdame ettirmesi yeme içme ve barınma olmazsa olmazıdır.

    Medeniyetler tarihi boyunca yaşama hükmeden toplumsal standartlar farklılık arzeder.ve aynı çizgide seyretmez.!

    Tarihsel evrelerde Risalet ve ilahi tebliğin ulaştığı guruplar üretim ve dağıtım bazında zamanının en iyi standartlarını yaşamaları ilahi adaletin tesisi ile mümkün olmuştur.

   Medeniyetler ilahi hitapları hafife almaları veya uygulamaktan imtina ettikleri süreçlerde patlayana kadar yiyenler ve ölene kadar seyreden, rahmetten yoksun, Zulmetle iç içe zalimlerin bağırsak sefası ve mazlumların damak hasretine müptela oldukları toplumsal makus kaderlerin Kurbanları olacaktır.

     Sahabe’lerden biri her sabah namazından sonra zikirleri söylemeden   aceleden çıkıp gidermiş.

     Resulullah (sav) bir gün bu sahabeye “neden namazdan sonra hiç zikirlere katılmayıp hemen çıkıp gidiyorsun” diye sorar.

Sahabe; “Ya Resulullah, bizim evde sadece bir Abamız  (elbise) var, ben erkenden namaz kılıp gidiyorum ki, eşime veriyorum ki o namazını kaçırmasın”

     Resulullah (sav) o sahabe yeni bir aba (elbise) verir ve al bunu sende eşinde güzelce namazınızı kılın der.

Sahabe abayı (elbise)  alır gelir ve eşine verir.

  Eşi bu durumdan hiç hoşnut olmaz ve kendisine; “Sen ne yaptın bizim bu durumumuzu Resulullah’a mi şikayet ettin? Bilmiyor musun Allah bizi bu durumda imtihan ediyor. Al ve bunu geri götür.”

    Sahabe yeni Abayı  (elbiseyi) alır ve Resulullaha geri getirip durumu izah eder.

    Resulullah (s.a.v) “git ve eşini cennetle müjdele” der.

    Sahabe acele eve gelir ve bakar ki Eşi vefat etmiştir.

    Fakirliğine sabreden mahrumlar şükreden varlıklılardan daha iyidir.

    Ey Mahrum ve mazlumlar, size bu mahrumiyeti reva görenlere karşı mücadele etmeniz İlahi bir sorumluluk taşıyacaktır,

“Tevekkül Allah’ın varlığını unutmadan kardeşini dardan kurtaracak vesile aramaktır, Yiğidin imtihanı çetin olur.”(Şeyh Muhyeddin-i Arabi)

  Yalnız kaldığınızda da sizi zalime, zalimi de sizinle imtihan eden ilahi iradeyi unutmayın ve Allah’a güvenip şükrünüzü sadece “O”na yöneltin ki darlıkta ve genişlikte de sınavı başarılı ve rahman boyutlu bir şahsiyet sizde nevşu nema bulsun,

   Kimisi açlıkla ,Kimisi de toklukla imtihan ediliyor. Kimi sefa, Kimisinin  cefa’dır imtihanı mesele derin azizim..!

   Peygamber(s.a.v) ” Allah’tan fakirlik istemeyin fakirlik bir kapıdan girdi mi; Din öbür kapıdan çıkar”

   Bu Şükür, Ahlak ve kaderiniz olsun. Bu ahlakı pekiştirmezsek Allah muhafaza  sıkıntının ortadan kalkması ile Allah’ın kudretine olan Sadakat, Gaflet ve delalet olarak  ön plana çıkar. Beşere iyilik, iyilik karşılığında teşekkür olacaksa; Allah’ın ikramı da Şükür’ü gerektirir.

    İkram ve Şükrü unutanlar şüphesiz nankörlerdir. Kanaati unutanlar doymak bilmeyen Nankörler olup,Aç ‘lığın ve mutsuzluğun köleleridir. Unutmayalım ki nankörün ömrü kısa emeli uzundur.

    Mevlana(ra) dinleyelim;

    İsyanlardayım dedi..! Hayır imtihanlardaydı, fark etseydi kurtulacaktı.” İsyanlarda olanlar sadece sebeplerle iktifa ederler, oysa; sebeplere muhtaç olmayan iradeyi tefekkür etmek İmanla nevş-u nema bulur.

   Yine Mevlana(ra) derki “İmtihan içinde imtihan vardır, Derken toparlan da ufak bir imtihana satma kendini.”

  İnsanlar Şükür’ü Kesmedikçe Allah’tan Nimet artışı eksilmez.

  (Hz.Ali as)

   “Güvendiğiniz Dağlara kar yağdığında, En güzel çare, Dağ ile Kar’ı Baş başa bırak.

  Gün gelip karlar eridiğinde, dağ yolunuzu gözleyince, En güzel cevap başka bir dağdan Selam yollamaktır.!”!(Şems-i Tebrizi ra)

   Hüsnü niyeti Samimiyeti ve doğru kardeşlik ihmal ve istismar edilmemelidir. Bu erdemlerin ihmali veya sabote edilmesi erdemlerin sahibinin başkalarına kullanmalarına engel teşkil edebilir. Bu da başkalarına gidecek hasenatın en büyük engeli olacaktır.

    Birine yapılacak en büyük kötülük Size güvendiğinden eminseniz O’na hayal kırıklığı yaşatmayın. Çünkü belki de en son ümidi sizdiniz.!

   Alman bilim adamı Boch ne güzel ifade etmiş. “İnsanların güvenini kaybedeceğime para kaybetmeye razıyım.”

   Allah birine bela ve musibet ile mahrumiyet nasip etmişse O’nu belki de, çevresi ve dost bildikleri ile sınıyor ki, Hz.Ali(as) “Düşen, kalkan bir dostunuz olsun çünkü nimetin kıymetini en iyi o bilir.”    

   İnsan varlıkta göremediği ve yaşamadığı bazı vaziyetleri görmenin en iyi yolu yoklukta saklıdır.

   “Erkeğin kalitesi varlıkta, kadının karakteri yoklukta belli olur.”(İbn-i Haldun)

   Beşeriyetin bir kısmı varlıkta imtihanda iken, bir kısmı da yokluğun sınavındadır. Varlığın sınavı Kimine göre  basittir, amma yokluğun sınavı çok zor ve çetindir.

   Bazen varlık hidayetin ve sapıklığın sebebi olurken bazen de yokluk ve sefalet için sebep olurlar.

   Varlık sadece menfaatle ifade edilmez, Sıhhatten, imkânlara hepsi beşer için varlık ve yokluk sebebidir.

    Rabbine karşı her haline şükredenler bu sınavın başaranlarıdır. Bu şükür Muaviye gibi halkın malını hakkın malı diye yutturulan bir siyasete değil, mahlûkatı karşılık beklemeden doyuran Rahman’a olduğu sürece anlam kazanacaktır.

    “Hesap günü ne fakirlik, ne de zenginlik tartılacaktır. Fakat sabır ile şükür tartılacaktır.”

    Yahya bin Muaz r.a dinleyelim,

    Kendisine, fakirlik nedir diye sormuşlar, ‘Fakirlikten korkmaktır’ demiş. Bu kez zenginlik nedir diye sorulunca, şu harikulâde cevabı vermiş: “Allah’a güvenmektir.”.!

    Her haline şükretmeyi ilke edinen insanlar, dünya ve ahiretin bahtiyarlarıdır.

    Allah’a Çok Şükredin çünkü şükür nimeti artıran kadim bir ilahi vaattir. .

   İslam sefaleti öngörmez, Ama varlığın şımarıklığını da tasvip etmez.

   Şükür ve Kanaat’ı Ahlak edinen fert ve toplumlar en zengin, ve en mutlu bir medeniyete sahip olacakları da Sosyolojik bir gerçektir.

   Bir dilenci yolunu kestiyse söylenme, demek ki o günkü rızkı sende, Biri kapına gelip senden bir şey istediğinde ret etme beki dileği sende, Dostun derdiyle dertlendiğinde şikayet etme Demek ki o gün derman sende, Ağlayana gülüp geçme, hastaya bakıp geçme belki şifa sende, sakın ben diye kendini bir şey zannetme, belki ilahi plan böyle.

    Mevla İhmal değil, İmtihan eder, Biraz sabret bak neler göreceksin neler.! Varsın olmasın  her istediğimiz yeter ki biz olana Elhamdülillah olmayana da eyvallah demesini bilelim. Çok Şükür, Elhamdülillah.

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir