İFSAT VE İFLAS İLE HİDAYET’İN ETKİLERİ..!
Tarihte Firavunlar Kral, Han-Sultan ve Padişahların bulundukları makam güç kuvvet ve yetkilerini haddini aşarak, Kutsal değer ve Kavramları tevillerle tersyüz ederek Allah’ın kullarını Kendi kulları gibi itaatte mecbur edecek gelenekleri de faraziyat olarak zer ve zorla tebaa ‘ya kabul ettirdiler
Ve yönettikleri halkların Din ve kültür inançlarını ve itikatlarını kendi tağuti zevkleri ile karıştırarak Tiran’lıklarının bekasını sağlamışlardır. Bu azgınlık ve isyanları için de kullandıkları en iyi malzeme tebaa’nın Din ,İnanç ve kültür homojenliğini en iyi bilen Din bilginleri olmuştur.
Bunun tarihteki en bariz örneği Firavunun uşağı Bel’amı Baurdur.İşte o günden beri Melle-i Mütrefin’lik saraylarda meslek halini almıştır.
İşte Modern dünyanın Endüstri ve sanayi toplumlarında yalnızlaşan İnsanın en büyük teselli kaynağı Din ve halkın Kutsal değerleri oluverdi, bu sebeple Dr.Ali Şeriati’nin şu sözü sosyolojinin gerçeği oldu ki;” Dünyada en karlı Ticaret Din ticaretidir, Çünkü Sermayesi yalandır, Müşterisi cahildir” beyanı bir realitenin ifadesidir.
Bu Belaml’ar Padişahların sevgili morfin ustaları olmakla kalmadılar, Aynı zamanda Halkın Ayak bağı, Kamburu, baş ağrısı, Yük ve derdi ile Kendi ailesi ve çevresi için de B.k böceği oldular..! Diplomalı cahiller için de ateizmin can suyu oldular.
Tarih boyunca İlmin şerefine aldırmayan Bu Madrabazlar Kutsal değerlerini Midelerine inenlerle takas ettiler.
KARL Marks yaşadığı toplumun ve tarih evresinde sosyolojik ve felsefi gerçeklerini “Din Afyondur.” Tespiti genelleme olarak yanlıştır, ancak daha detaylı bir araştırmaya zahmet etseydi şu sonuca varacaktı, Din potansiyel ve afyon olarak kullanılabilir, Çünkü en gerçekçi uygulamalar bile insan inisiyatifiyle karşılaştığı an Beşer açısından inisiyatif her zaman istismara açıktır tespiti daha doğru olacaktı. Aslında İlkeleri ihlal ve istismar edilen her şey afyon olmaya mahkumdur.
“Bir ip’le intihar da edebilirsin salıncak da kurabilirsin, Hayatın ipleri seni elinde.”(Dostoyevski)
Hayvanlar, Bitkiler hatta ateşte bile karekter sabittir ,ama insanda değişken mimari yapının sebebi irade seçme hürriyeti O’nu imtihan arenası yapmıştır. Bir insan ruhen eğitilip sağlam karekteristik bir yaşam kazandırılmadan sadece zekaen eğitilirse toplum başına bir bela kazandırılmış olur.
Padişah, baş vezire sormuş:
– ‘Eğitim mi önemlidir, yoksa karakter mi?’
Vezir hemen cevap vermiş:
– ‘Karakter önemlidir sultanım!’
Padişah, memleketin her yanına tellallar göndermiş:
– ‘Duyduk duymadık demeyin… En iyi hayvan eğiticisine 100 kese altın ödül verilecek!’
Yapılan elemelerden sonra bir kişi, ‘ülkenin en iyi hayvan eğiticisi’ olarak Padişah’ın huzuruna çıkmış. Padişah sormuş:
– ‘Bir kedi’ ye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?’
– ‘Altı ayda öğretirim padişahım!’
Aradan altı ay geçmiş. Eğitici huzura alınmış. Padişah sormuş:
– ‘Öğrettin mi?’
– ‘Öğrettim padişahım!’
Saray erkanı toplanmış. Hünerli kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam baş vezirin önüne geldiği zaman padişah sormuş:
– ‘Ey vezir! Söyle bakalım, eğitim mi önemlidir, karakter mi?’
Vezir, padişahın sorusuna cevap vermeden önce, kaftanının altında hazır tuttuğu bir fare’yi yere bırakmış. Kedi, fareyi görünce tepsiyi attığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış. Altı aylık eğitim de boşa gitmiş.Vezir, padişahın sorusuna cevap vermiş:
– “Karakter” önemlidir padişahım.
Önünde bir fare gördüğünde her şeyi unutan bu kedi gibi, eline bir fırsat geçtiğinde çıkarının peşinde koşan, dinini bile satan, eğitimli fakat karakteri bozuk insanlardan da Rabbim ümmeti korusun!’.
“İnsanların en badbehtı dinini başkalarının dünyası için satan kimsedir.”(Hz.Ali as)
Oysa sözde varisleri oldukları, Peygamberler, Filozoflar ve Ahlak ustaları eğitimden ve ekonomiden mahrum bırakılarak ahlaksızlığa, dalkavukluğa yalakalığa, Gönüllü köleliğe, alışılmış çaresizliğe mahkum edilmiş
Muztezaflar için, hep kelle koltukta zalim yöneticilere karşı hakkı haykıran Adaletin ve hidayetin mümesilleri oldular.
Hz. Muhammed(sav) “Ey Ali ben bu dinin tebliği için mücadele ettim, sen ise tevili için mücadele edeceksin” hadisi peygamber vefat ettiği gün süreç işlemeye başladı, ve tahrifat ve tevilat Hz.Ali(as) döneminde tavan yaptı.!
(Din’e Karşı Din Makalemize bakılabilir)
Aşağıda hikayesi anlatılan bu alim zencirlerini koparan asilerden bir istisnadır.!
Padişahın akıllı bir sadrazamı vezirliği bırakır ve Padişah diğer vezirlere sorar
-Benim akıllı sadrazamım nerede?
-Vezirliği bıraktı Allah’a ibadetle meşgul oldu derler.
Padişah sadrazamın yanına gider ve ona şöyle sorar:
Benden ne hata gördün de vezirliği bıraktın?
Sadrazam, beş sebepten ötürü der.
Öncelikle: Sen otururken ben senin huzurunda ayakta bekliyordum, ama şimdi Namaz ve ibadetimde bile beni oturmaya emreden Allah’a kulluk ediyorum.
“Ey iman edenler! Rükû edin, secdeye varın, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ki kurtulabilesiniz”. Hac/77
İkincisi: Sen yerken ben bakıyordum, lakin şimdi öyle bir rızık veren buldum ki kendi yemiyor ama yedirtiyor.
“Allah, rızık verenlerin en iyisidir.” Cuma/11
“Ve ona ummadığı yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse, Allah ona yeter. Allah buyruğunu sonuçlandırır. Allah, her şey için bir ölçü koymuştur”.Talak/3
“Allah, kullarına lütufkârdır; dilediğine rızık verir. O, güçlü ve üstündür”.Şura/19
Üçüncüsü: Sen yatarken ben uyanık kalıp güvenliği sağlıyordum, ama o öyle bir Allah ki asla yatmıyor ve uykumda beni koruyor.
“Onun (her insan) için Allah’ın emriyle önünden ve arkasından koruyan nöbetçi melekler vardır…” Râd/11
“Allah, O’ndan başka hiçbir ilah yoktur; diridir, her şeyi koruyan ve ayakta tutandır. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz…” Bakara/255
Dördüncüsü: Eğer sen ölürsen bana düşmanlardan zarar geleceğinden korkuyordum, ama şimdi öyle bir Allah’ım var ki asla ölmeyecek ve bana düşmanlardan zarar gelmeyecek.
“Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a dayan ve Hamd ederek O’nu tesbih et. Kullarının günahlarını O’nun bilmesi yeter”. Furkan58
Beşincisi: Hata işlendiğimde affedilmemekten korkuyordum, ama Allah’ım öyle bağışlayandır ki her gün yüzlerce günah işliyorum yine de beni affediyor
“De ki: “Ey kendilerine karşı taşkınlık yapan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Kuşkusuz, Allah bütün günahları bağışlar. Kuşkusuz, O çok bağışlayandır ve sürekli merhamet edendir.Zümer/53
İşte İlim sahiplerinin muhasebe ve muhakemesi yalnız sahibini değil belki binlerce insanın Statükonun zindanlarından kurtarmaya kadirdir. İşte bunun için bazı insanlar yalnız kendisi değil yaşarken de, ölürken de, binlerce hayat ve ölüm demektir. Bunun için Peygamber(sav) “Helekel Alimu Alemu”(Alim helake giderse alemi helak eder) Psiko sosyal bir hakikattir.
(Bu konuda daha detaylı bilgi için ‘İlim-Alim,Cehalet Zulmet Yolculuğu Makalemize bakılabilir’)
Ne mutlu Allah’ın Rahman ve Rahim ile Şedidül İ’kab olduğunun idraki, Şuuru ve İhlası ile bu tevekkülde yaşayanlara selam olsun.!
İlk Yorumu Siz Yapın