İçeriğe geç

KONUŞMAK VE SUSMAK..

KONUŞMAK VE SUSMAK..!

“Ve onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Boş yere söylenilen sözden ve işlerden sakınırlar.” (Mü’minun, 23/3)

    Peygamber(sav) “Sizden biri konuştuğu zaman ya hayır konuşsun ya da sussun”

    İçindeki hiçbir kelimeyi anlatamazsan adı susmak olur.

    “İnsan Ruhunu iki şey karartır, Susulacak yerde konuşmak, Konuşulacak yerde susmak”(Şeyh Said-i Şirazi)

    Baştaki ayete  göre, izlerken vakit harcadığımız film ve maçlar, eğlence için dolaştığımız sosyal medya, Anlamsız senfoniler, Akıllı telefonlar, bilgisayar, televizyon ’un anlamsız dizileri ve yayınları bu boş ve yararsız şeylere girer mi? Büyüklerimiz  Alet ustanın elinde hüner üretir, aksi halde bu alet hüsran üretir demişler.

     Bakın alet amacını uygun ve gereği kadar kullanılmazsa ne tür hastalıklara sebep olabileceğini görelim;

      Bunlar birkaç tane  ACI GERÇEKLERİMİZ..!

Evime televizyon geldiğinde okumayı unuttum,

Kapıma araba geldiğinde yürümeyi unuttum,

Elime telefon aldığımda mektup yazmayı unuttum,

Evime bilgisayar geldiğinde hecelemeyi unuttum,

Evime klima aldığımda serinlemek için ağaçların altına gitmeyi unuttum.

Şehirde kaldığımda çamurun kokusunu unuttum.

Bankalar ve kartlarla uğraşırken paranın değerini unuttum.

Parfümün kokusuyla taze çiçeklerin kokusunu unuttum.

Fastfood’u keşfettiğimde Mahalli yemekleri unuttum.

O kadar çok koşturdum ki durmayı unuttum.

Whatsapp’ı indirdiğimde konuşmayı unuttum.

Varlık içinde yokluğu unuttum,

Bilgisayarı aldım dört işlem matematiği unuttuğum gibi ömrümü unuttum.

Markette giderken bakkal amcanın borç defterini unuttum.

Hepsinden önemlisi kendimi unuttum.

    Kimse bu imkan ve aletlere karşı olduğumuzu söylemesin aksine bunlar daha iyi bir hayat yaşamak için kısa olan ömrümüz için iyi birer vesiledir, ancak vesileler de gerektiği kadar ve amacına uygun kullanılırsa verimli olurlar.

    İnsan için konuşmak bir sanat ise susmak da sanatın bir başka versiyonudur.! İlimle konuşmayı hikmetle susmayı bilenlerle arkadaş olmak lazım azizim.

   “Çocuklarımıza susmayı öğretin konuşmayı nasılsa öğrenecekler.”(Franklin)

    Şems-i Tebrizi (r.a ) dinleyelim;

“Dilin kıymetini Arif olandan,

Gözün kıymetini Ama olandan,

Sözün kıymetini Lal olandan,

Ekmeğin kıymetini Aç olandan,

Aşkın kıymetini Hiç olandan ÖĞREN.” Demiştir.

     Hz. Ali (as) Buyurdu;

“Şüphesiz hayır tümüyle üç haslette toplanmıştır: Bakmak, susmak ve konuşmak.

   1-İçinde ibret alma olmayan her bakış hatadır.

   2-İçinde düşünce olmayan her sükût gaflettir.

   3-İçinde zikir olmayan her konuşma ise kuru gürültüdür.

   Derdi anlatmak  ve dinlemek de her sanatkara göre değişiklik arz eder;

    Akıllı adam nasıl konuşulacağını bilir, Hikmet adamı ise nasıl suskun kalınacağını da bilir.”(Aliya İzzetbegoviç ra)

    Şems-i Tebrizi'(ra)yi dinleyelim,

Derdini sade anlatan adam dertlidir,

Güzel anlatan ediptir,

Haliyle anlatan aşıktır,

Tebessümle anlatan ariftir.!

     Hz. Ali (as) dinleyelim,

    “Bakışı ibret, susması düşünce ve Tefekkür, sözü zikir olan, hatasına ağlayan ve insanların şerrinden güvende olduğu kimseye ne mutlu!”

   Hz. Ali(as)  Bu tavsiyelerini dikkatlice incelersek bizler ibret ve hayretler diyarında yaşayan ve hayretler hep ibretler barındırır, Neye nasıl bakarsan öyle görürsün kimi insanlar tüm canlı ve Cansızlara bakarken hikmetle bakar ve yaratıkların hepsinde Yüce Allah’ın ince dakik ve mükemmel ilmini ve bu ilmin içindeki esrarları, amaçları, Nedenleri ve nihayetleri tefekkür eder ve o mükemmel iradeyi idrak edip hayretler diyarında azameti fark edip bu azamet karşısında mevcudatın boşuna ve eğlence için yaratılmadığını idrak edip, kendi rol ve yaratılış amacını sorgular ve sonuçta hepsinin sadece kendisi için yaratıldığı sonucuna ulaştığı an kendi amacını sorgular ve nihayet Kemal’e yönelir ve yolculuğu da, fenafillah ve beka billah güzergâhında ilanihaye devam eder.

   Hayata ibret ve hikmet gözüyle bakmayanlar, Basiret, feraset ve iradelerini bağırsaklarına kurban eden kör, sağır ve anlamdan yoksun, omuzdan yukarı bir hiç olanlardır. Sadece yük taşıyabilen dişisini görünce zırlayan, sahibini görünce Kişneyen, Su gibi aziz bir nimetle karşılaşınca bildiklerini unutan, kemeri ve Semeriyle hava atan bütün sermayesi sesine yansıyan ve Yaşayan ölü canlı olmaktan yakasını kurtaramayacaktır.

    Açları ve Tokları, Güç ve güçsüzleri, Zalim ve Mazlumu, Emekçinin Cefasını, Madrabazların sefasını, Sömüren ve sömürüleni ,Doğru ve yanlışı Kısaca HAK ve Batılı; Kal veya Hal diliyle ifade etmekten aciz olan diller ve sukuti lisan ile acizliğini bir şekilde ifade etmekten imtina eden hatip ve sakıtlara yazıklar olsun, Eyvahlar olsun.

   Mazlumun lisanı hali ile Senden intikam almak isteyenden değil, Seni Allah’a havale edenden kork..! Tıpkı Yemen’in Mazlum ve garipleri gibi..!

   Zalim ve Zulmü görmek ve itiraz etmek/etmemek  Müslümanın tekelinde değil, çünkü çağdaş dünyada bu mantalitenin tarafları Müslümanın diyenlerden oluşuyor, Zulme itiraz insan olmak için yeterli sebeptir, Bugün İtalya Limanında emekçiler onurlu bir davranış sergileyerek, Yemen gariplerini vuracak Silahları taşıyan Suudi Arabistan gemisini yüklemeyi Ret etmişler, Bu emekçileri binlerce Km.öteden kutlarız.

   Zalimler tarafından yalnızlığa mahkum edilen ve Zulme karşı Ebu zer gibi saray cadde ve mabetlerde hakkı haykıran sesler tabii  ki tarihe mal olacak en güzel seda olmaya müstahaktır.

    Her gün La ilahe İl Allah’ı ihlasla zikreden diller ve kalpler bu nimetin liyakatli müstahaklarıdır.

   Sessizliğimiz de bir haksızlığın ve edepsizliğin itirazına cevap olacaksa rahmetin ve umutların ifadesi olacaktır azizim; Aksi halde azaların konuşacağı o günde küfranı nimet olma söz konusudur.

   Sesimiz ve sessizliğimiz ikisi de insan kalmamız için yeterli sebepler olacaktır.

     Susmak işe yaramıyorsa; Zaman Konuşmak zamanıdır, Konuşmak da fayda etmiyorsa zaman gitmek zamanıdır azizim.

    “Ya susmak, Ya da susmaktan daha değerli bir şey söylemek gerekir.”(Pisagor)

    “Güzel susmak sanattır, Karşıdakine verilen gizli bir konferanstır, bilmediğin için değil, bildiği halde susmak anlamlıdır, Biliyor gibi yapıp susmaktan bahs etmiyorum, bu açıdan bilip susmak kıymetlidir. ”(Montagine)

   Feraset ve idrakin ilim ve irfanın zirvesi Hz. Ali(as) şunu söyletmiştir. “Her neye baktımsa önünde arkasında ve ortasında Allah’ı gördüm” ifadesi Zat ile alakalı değil, Hikmete mebni olup çok derin ve bir o kadar da anlamlıdır.

    İşte bu konuda Yüce Allah ayeti kerimede “Onlar ayaktayken, otururken, ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar, Göklerin ve yerin, yaratılışı üzerinde düşünürler, Rabbimiz bunları boş yere yaratmadın seni eksiklerden uzak tutarız bizi cehennem azabından koru derler”(Ali İmran/191) işte bu ayette geçen Hz. Ali(as)’nin Her şeyde, her yerde Allah’ı gördüm ifadesinin Hikmet ve Marifet ehlini ifade eden en iyi ilahi beyandır.

   Hikmet ve marifet ehlinin konuşması hikmet yüklü olmakla beraber, susması da hikmette ve marifete mebnidir.

    Evet şu ayet de bu Marifet ehlinin konuşması da hikmete mebnidir, yüce Allah’ın ayette belirttiği “Boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçerler” (Furkan /72)

    Hikmet ve marifetin Şah’ı Hz. Ali(as) ve Padişahı da Muhammed(sav) olup söz ve eylemleri insanlık var olduğu müddetçe yol gösterici olacaktır.

   Nitekim ilahi hitap Resulün söz ve davranışlarında “O hevasından konuşmaz” beyanı yüce Allah’ın İrade ve rızasının dışına çıkma imkanı vermemiştir.

   Peygamber(sav) “Sizden biri konuştu mu ya hayır söylesin ya da sussun” hadisi de bu ayette matuftur.

“Sözün, Dünyadan El çekmiş insanların sözü gibi görünürken, İşin Dünya’ya tapanların işi olmasın.!”(Hz. Ali as) Sözlerin bir binayı oluştururken amelin o binayı yıkmasın veya amelin binayı yaparken sözlerin yıkmasın azizim. Denge ve orantı esastır.

   Söz ve davranışlar aynı ritmikte değilse sözün samimiyetinden şüphe edilir. Davranışlar sözlerin temsilcisi, sözler de davranışların ifadesidir. Bunların çelişkisi ise nifakın da ötesidir.

   İşte bunun için literatürümüzde “Söz söylemesini biliyorsan söyle senden ibret alsınlar söz söylemesini bilmiyorsan sus seni insan sansınlar.” İfadesi de derin bir anlam içerir.

  Ne diyelim ağzı olan konuşuyor, Neyi konuştuğumuz ağzımız kadar önemli ve gerekli olduğunu keşke Bazen söz gümüş sukut altın, Bazen de söz altın sukut gümüştür. Nerde? ne zaman? Kiminle hangi konuyu hangi tonda konuşmayı? bilenlere selam olsun…

   Arsıza yüz verme tepene çıkar, Edepsize çok susma sabrını yorar, Cahile çok vefalı olma bir pula satar. Yordam bilmeyenle yola çıkma istikametin şaşar. Keşke İdrak edebilsek.

   Sukutumuz tefekkür ve sessiz bir tezekkür ise anlam da Mukaddes hedefe matuftur.

   Konuşmak İhtiyaç olabilir, âmâ susmak sanattır.(Geothe)

   “İnsanoğlu ağzından çıkan cümlelrrin beyninden çıkan cümlelerin bütün evreni dolaşıp tekrar geri döndüğünü bilse eminim çok daha dikkatli olurdu.”(Einstein)

   “Zor şeydir insanlarla yaşamak, Çünkü susmak zor şeydir, özellikle bir geveze için.”(Neithzce)

   “Haddini bilmedikten sonra çok şey bilmek işe yaramaz, Suskunluk kimseyi yanıltmasın, Çünkü susan konuşursa kimse kaldıramaz.”(W Butler)

   Suskunları konuşmaya zorlarsanız herkes için bir bedele dönüşür.

   Bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki; Erkeğin günlük 6 bin kelime kadının 12 bin kelime konuşmaya elverişli çene kasları vardır, Erkek ve kadın akşama kadar 6 bin kelimeyi bitiriyorlarmış, eve gelince kadında 6 bin kelime daha var, kadın başlar konuşmaya erkek ise hazineyi bitirmiş emme basma tulumba gibi başını kaldırır, indirir.!

   Literatürümüzde geçen “Sukuta bürünmüşse diller yara derindir, Yara derinse Allah da kerimdir” demeye bak azizim.

   Ancak Literatürümüze giren “Hakkı söyleme mevkiinde olup da susan dilsiz şeytandır” ifadesi, Yer zaman ve kişinin konumuyla kayıtlıdır. ilahi hitap “Asra Ant olsun ki insan ziyandadır, Ancak hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç”

    Şüphesiz Sırat-ül müstakim için ne ifrat, ne de tefrit icap eder çünkü sırat-ül  müstakim dosdoğru bir istikamettir. Kısaca her şeyi kendi ölçüsünde bırakmaktır. Çünkü rabbimizin bizden istediği ve her şeyde irade ettiği ölçü ve matematiktir.

    “Söz ilaç gibidir,azı faydalı, çoğu öldürücüdür.”(Hz.Ali as)

   “Sözler hakikat değildir, ağızdan çıkan seslerdir,Hakikati öğrenmek için söze değil, yaşamaya ihtiyaç vardır.”(Şems-i Tebrizi ra)

   Marufu emreden ve münkirden neyh eden, Allah’ı Zikr eden ağızlara  ve Allah’ın yaratıklar üzerindeki ilim ve kudretini düşünen  beyinlere selam olsun.!!

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir