OLAY VE OLGULAR..!
Tarih ve Kültürler her medeniyetin zenginlikleridir, Halkının kültürü ve tarihi ile barışık olmayan devlet ve hareketler başka kültürlere ve gerçeklere alet olma durumundadır.
Ademi merkeziyetçi ve insanı merkezine almayan tüm oluşumlar hayvanların bile yapmadığı şekilde kendi çocuklarını yemeye maharet kabul ederler bu gerçek devletlerde ve örgütlerde bir hakikattir.
Tarihte 18 yy kadar savaşlar iki imparatorluk arasında yaşanırdı, Ve uzun süre bir sessizlik hakim olurdu, nasıl ki 19.yy insanlığın kaderi ulusal renkler aldıysa en yakın komşular hata daha düne kadar gayet barışık yaşayan insanlar bir anda düşman oluverdiler.
Sonuçta tüm dünya siyaset sosyolojisinde “Ulusal çıkarlar” kavramı realitede 52 noktada devam eden katliamlara dönüştü.
Çünkü kimse İnsan çıkarlarından artık bahs etmiyor. Çünkü; Herkes kendilerine milli putlar ürettiler Milli totemlere kendi coğrafyasının din elbisesini giydirerek kutsadılar.
Çünkü tağuti sistemlere devrimci darbe vuran resullerin mesajlarını alaşağı edip veya asimile edip kendilerine uydurdular ve çirkefliklerini, Madrabazlıklarını kitabına uydurdular.
Halkı ile barışık yaşamayan devlet ve hareketler marjinal kalırlar, Halkı ile barışık yaşamak ise Din, Dil, Tarih, Gelenek ve kültürün tümünü oluşturan homojenliğin içinde akla bilime aykırı olanları eleyerek kırmadan dökmeden ifade edilirse ve realize ederek, dinamik bir toplum oluşturmak mümkündür. Aksi halde; Halka rağmen bir değişim dönüşüm transformasyonu mümkün değildir.
28 Şubat döneminde halka rağmen halka ceberruti uygulamalar dayatanların şom hayalleri kursaklarında kaldı. Omuzlarındaki apoletlerden gücünü alan bu madrabazlar tek şef döneminin çarkından geçmiş, Yahudi ve Hristiyan kültürünün köleliklerini peşinen kabul etmiş bir ruh haliyle sahte umutlarını halka dayatarak sahte olaylarla sahte olgular üretmeye çalıştılar.
İlmin Şehri psikoloji ve sosyolojinin gerçek ustası Hz. Ali(as) mı dinleyelim,
“Siz saraylarınızı sunun bırakın enkazlarını onlar temizlesin.” Bu tavsiye Sosyal psikolojinin ilkesidir. Bu tavsiye toplumun yanlış gidişatının doğrulara evrilmesinin gayet nazik ve topluma değer vermenin alfabesidir.
Metot ve üslup yanlış olunca Mesajların doğruluğu fayda etmez ve sonuçlar da yanlış çıkar. Bu yüzden metot ve üsluplar mesajlar kadar önemlidir.
Merhum Muhammed İkbal’e sormuşlar;
“Hindulardan Şöyle şöle bir grup var, Onlara İslam’ı nasıl anlatalım,”
İkbal’in cevabı kayda değerdir, “Sizin Müslüman olmadığınızı bilsinler yeter.” Psiko sosyal vakıa olarak bir kültür veya dine düşmanlık yapmaya gerek yoktur, sadece O’nu kötü temsil edin yeter.
Seyyid Ruhullah Humeyni(ra) yanında eğitimini tamamlayan Nijerya İslami hareketin önderi Şeyh İbrahim Zakzaki İmam(ra)ma, ülkeme döneceğim nerden başlamalıyım? Sorusunu İmam elindeki Kur’an’a işaret ederek buradan başla dedi.
Nitekim bu coğrafyanın tecrübelerinden şunu da okumak mümkündür, Metot ve üslubu doğru kullanarak başarılan bir mücadelenin çelişkilerini fark eden ilim adamları ya itlaf edildi, ya da satın alındı Çünkü Alim felaket gelince görür, Cahil gidince görür misali ve süreç daha sonra halka rağmen halka dayatıldı. Nitekim şeyh İbrahim Zakzaki’nin Altı oğlunu katleden Nijerya’daki tağuti sistem halen Şeyh’in vücudundaki kurşunun çıkarılıp tedavisine bile müsaade etmiyor.
20.yy da tüm dünyayı saran Ulus devlet mantığı iflas etmiştir, Çünkü bilgi çağında ve küresel bir dünyada ulusal kimliklerle salt vatandaşlık kabul görmüyor. Çünkü Biz artık dünya insanıyız hedef kitle önce insandır sonra bir ulus aidiyetinin ferdidir. Başlangıcı problemli olan bir mantığın sonuçları da problemli olacaktır.
Evrensel düşünmekten aciz olanlar Tek Devlet, Tek bayrak, tek Millet ve tek vatan üzerinden inşallah ve maşallah kavramlarıyla hamaset üretseler de toplumun ve dünyanın ekseninden uzaklaştıkları için reel siyasetin taziye çadırı oldular ve Olacaklar.
Geldiğimiz noktada mesajları evrensel olmayan ve olgular dikkate alınmadan olaylar üzerine bina edilen tüm oluşumların akıbeti iflastır. Çünkü metabolizma olgudur,
eylemler ise onun olaylarıdır. Problem ve çözümler olgularda oluşur ve olaylarla son bulur.
Ulus ve ırk mantığının tüm dünyada yuttuğu insanların sayısını bilen var mı? Ve bu madrabazlığa devam eden beşeriyet hala Kendi neslini yutmaya devam ediyor.!
İşte bunun için ilahi hitap “Ya Eyyühel insanu” ile başlamıştır.
Tek çözüm yolu varlığın kaynağının sudur ettiği Rahmani bir temelde Ademi merkeziyetçi tevhidi bir bütünlük ile adalet temelinde, Üstünlük ölçülerinin takvada şekillendiği insanca yaşamaktan başka seçenekler hastalıklıdır.
Mevcudatın hakimi yüce Allah mütemadiyen “Eleysellahü bi ehkemil hakimin.”(Allah hakimlerin hakimi değil mi?) Mesajında düğümlenen dünyanın hakimiyetini sahte ve tağuti bir münafıklıkla eviren ve çevirenler için sonuç hesireddünya vel ahire kara kaderleri olacaktır.
Bazı insanlara sorsan kendini bana tarif et tarif edemez çünkü o bir başkasıdır. Aklı çalınmış, beyni felç edilmiş ve eşekleştirilmiş birini ikna etmek çok zordur zira önce aklını iade etmelisiniz.
Son sözü Hz.Ali(as) dan dinleyelim;
“Eğer kaybettiğin geçmişinden ibret alırsan, Şüphesiz ömründen geri kalanını da korursun.”(Alinasyon makalemize bakılabilir)
Kur’anın 3/2 si geçmiş Medeniyetlerden bahseder,
Neden? Çünkü insan bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun ömürlü değildir. Literatürde geçen” Tarihten ders alınsaydı tarih tekerrür eder iyi?” Geldiğimiz noktada vesileler zengin ama amaçlar pratikte bir o kadar fakirleşti.
Kendisi olmayı becerenlere selam olsun..
OLAYLAR VE OLGULAR
Tarih:Genel
İlk Yorumu Siz Yapın