ÖRNEK ŞAHSİYET ÖRNEK DAVRANIŞ
( Sorumluluk sahipleri Lütfen okuyun)
Medeniyetlerin kapısında genelde bir kişinin adı yazılıdır, Tarih uyuyan yüz bin insan arasından sadece bir uyanığın ismini kaydetmiştir,
İnsanın imkanlar hayatında derin çığırlar açarak ufkunu genişleten ve yaşamına pozitif katkılar sunan ilim/Bilim adamları da bu kategoriye dahildirler.
Peygamberler bu uyanış, değişim, dönüşüm ve İnsani şahsiyet inşaa’sının rol modelleri olduğu için Yaratıcı bunların isimlerini kutsal metinlerde ölümsüzleştirdi ve bunların icraatlarını gelecek nesillere ve medeniyetlere birer örnek olarak kitab-ı Kerime işleyerek, birer rahmet eseri olarak insanlara ikram etti.ve beşeriyetin dikkatini akıl ve iradesini geçmiş kavim ve medeniyetlerin uygulamalarına dikkat çekmiştir.
Son kahraman Hz. Muhammed(sav) min ebediyete kadar sarsılmaz ve değişme ve değiştirme olanağı olmayan Kitab-ı kerimin varisi ve murisin hayatının idealitesini emanet ettiği ve Kevser havuzunun başına kadar ayrılmayacak Ehl-i Beyt’in rol model kahramanları beşeriyet var oldukça Xayr ile yad edileceklerdir.
Hayat bütün hataları kendimiz yapacak kadar uzun değildir, Buna rağmen haddini bilmeyen beşeriyet ve tarihi doğru okumaya yanaşmayanlar için bu söylem ikaz mahiyetindedir, “Tarihten ibret alınsaydı tarih tekerrür eder miydi?”
Ancak, Doğru bir tarih okuması bile doğru ve özgür bir irade ile mümkündür.
Asrımızda Dindar aydınlarımızın en büyük müşkülatı, Din adına açılan dükkanlarda kimin Neyi? , Nasıl? , Neden? Nereye? kaça sattıklarını ifşa etmektir. Ve tarihteki örnek şahsiyetlerin hayatlarındaki ideal davranışların psiko sosyal analizlerini doğru bir üslupla gelecek nesillere aktarmak sorumlu, özgür, Aydın ve alimlerin görevidir. Çünkü ahlaki açıdan rol modellerin eylem ve söylemleri tarihin her evresinde tazeliğini koruyan değer ve ilkelerdir, Çünkü yaşam ilkeleri evrenseldir. Çünkü bu kodlar adaleti Mutlaka’nın ve rahmani rızanın Aynalarıdır.
Aksi halde özgür iradelerini egolarına ipotek vererek, kutsal metinleri hurafelerin ön yargıları olarak pazarlarlar.
Malik bin Eşter Hz. Ali(a.s) nin Sağ kolu, İri Yarı ve Cüsseli biri idi. bugünkü tabirle Genel kurmay başkanı idi.
Malik bin Eşter bir gün küfe kapısından içeri girer. Yanında 6 bin asker vardır Şehir’e girerlerken askerleri şehrin dışına bırakır. Şehrin sokaklarında tek başına ilerlerken bir köşeye büzülmüş ve ağlamakta olan bir kız çocuğu görür. İnsan bir kız çocuğunu ağlamakta görür de ilgisiz kalabilir mi.? işte Malik bin Eşter kız çocuğunun ağlamasına dayanamaz ve yanına yaklaşıp olanca yumuşaklıkla sorar ? :
Ne oldu kızım sana niye ağlıyorsun.?
Kız Çocuğu bu adam paramı aldı ve geri vermiyor.
Bunun üzerine Malik Bin Eşter kızın işaret ettiği adamın yanına gidiyor, Selam verip şöyle der;
Bu Kızı’n doğru söylediği ortada; senin bu çocuğa karşı yumuşak ve sevecen olman gerekirdi; O halde Kız’a parasını ver de gitsin.
Malik böyle söylerken adam işiyle meşguldür. Kavgacı biri olan adam, Malik’in sözlerini duymazdan gelir. Bunun üzerine Malik sözlerini tekrar eder. Yine adam duymazdan gelir.
Bunun üzerine Malik Hz. Ali(a.s)’nin bir sözünü nakleder; Bu da fayda etmez. Adam yine duymazdan gelir.
Nihayet Adam işini bırakıp sokakta olan Malik’in yanına gelir ve göğsüne bir yumruk indirip, “İzin ver de işimi yapayım der”.
Bu arada adamın gözleri bir an Malik bin Eşter’in yüzüne ilişir.ve O’nu hemen tanır.
Ancak iş işten geçmiştir. Malik’in ayaklarına kapanıp Malik’ ten ten af dilemekten başka çaresi kalmamıştır. Adam öyle yapar Malik Bin Eşter’in Ellerine sarılır. Ayaklarına kapanıp affını ister.
Adamın yalvarıp yakarmaları karşısında Malik bin Eşter : “Ben senden razıyım, Sen asıl bu Küçük Kızı razı et.”der.
“Çünkü Gönülde Fırtınalar koparan Malik’in yediği yumruk değil. Bu kız çocuğunun Ah’ı dır” der.
İşte büyüklük ve erdem budur. Onun için Peygamber (s.a.v) “Sizi öldürmeye gelen sizde dirilsin” Hadisini bu örnekle daha iyi anlamak mümkündür.
İşte Hz. Ali(a.s) terbiyesi ile yetişen insanın kendisi ve Ruhu ancak bu kadar yüce olur. İnsanlık var olduğu müddetçe bu ruhlara muhtaç kalacaktır. Erdemlerden ve Güzel Ahlaktan yoksun olanların toplumu yönetmesi o medeniyeti batırır.
Kapitalizmin günümüz dünyasında yalnız parasını değil, Parası ile beraber Ruh ‘unu ve aklını da GASP ettiği dünyada İNSANLIK ne kadar da Malik Bin Eştere Muhtaç oluğu gerçeği ortada iken, Libya Suriye Yemen ve Irak’a dadanıp altyapısını tamamen tahrip eden, milyonlarca insanın katline sebep olan batılılar gasp ve hırsızlığın mümessilleri değil mi? Hemde hırsızlıklarını barış ve demokrasi elbisesi giydirerek güpegündüz zoraki bir tarzda yapmaları, yerli işbirlikçilerin de bunlara destek vermeleri acılara acı katmıştır.
Tefecilerin, Borsaların, Kumar, ve spor üzerinde oynanan bahisler ile dilinden anlamadığımız garip atlar üzerinden oynanan ganyan bahisleri, ve Çekilişler, ve Uyuşturucu tacirleri ile ağlatılan ve dağılan yuvaların AH’ı ve feryadı ile gözyaşları ve çalınan umutlar ve arzularına kurban edilmiş parasının mağduru ile akıl ve İz’anın mazlum ve mağdurlarının ahı bu zalim ve şeytani sistemi bu AH’lar yok eder, İnşallah.
Uyuşturucu tacirleri, Borsa spekülatörleri ve Tefecilerin bu dünyada vicdanları konuşmayacak çünkü onlar yaşayan ölüdürler. Amma komada olan bahis ve kumarcıların vicdanı çok nadir gözünü açınca gözlerinden işlediği cürümleri okuyabiliyoruz. İki bin santigrat derecede insanların aklını nasıl çaldıklarının ve cesedini, Yuvasını nasıl buharlaştırdığını okuduk, okuyoruz.
Ey aydınlar, Ey Alimler, ve Ey vicdan sahipleri Ey Anne ve babalar ,Ey Toplumu Yönetenler bize ve size hiç mi bu ağlayanların ve bu gözyaşlarının sesi gelmeyecek .Yaşadığımız Toplumun Coğrafyanın sosyolojisi ve gerçekleri hiç mi bizi bağlamayacak Sorumluluğu Malik Bin Eşter’e atmamız Size ve Bize mantıklı geliyor mu.?
Yüce Allah Malik’in bu Erdemlerini
günümüz insanına bağışlaması dileklerimizle. Vesselam
İlk Yorumu Siz Yapın