İçeriğe geç

ORTADOĞU KONJUNKTÜRÜ SUUDİ VE ABD FİRAVUNLARI

ORTADOĞU KONJÜNKTÜRÜ SİYONİZM-ABD-SUUD FİRAVUNLARI.!
(Kısa bir özet yazdık, Faydalı olması dikeklerimizle..)
Medeniyetler de İnsan gibidir, Doğar, gelişir büyür ve ölürler, ABD medeniyetinin Liderine, saçmalıklarına ve zulmüne bakarak bu medeniyetin sekeratını okumak mümkündür. Küfür devam eder, Zulüm devam etmez sosyolojik önerme tarihin determinist ilkesidir.
Suud firavunlarının Ortadoğu’da işledikleri cinayetler ve yaptıkları hırsızlıklar aslında onları gerçekte bu dine ve bölge insanına olan düşmanlıkları ve işledikleri cürümler bunların Müslüman olmadıkları sadece geleneksel Arap kıyafetleri ve keçi sakalları ile garipleri kandıracak birer münafıkça şekilden ibaret olduğunu rahatça okuyabiliyoruz.
Bunların dedeleri Abdulvehap Bin Suud Washington Post gazetesine verdiği demeçte Siyonist devlet kurulunca; Bizler semtiyiz ve Yahudiler, aynı ırktanız eğer bu devletin ilanı benim onayım ile ve varlığı benimle kabul görecekse bin kez imzalarım. Bu beyanı meşhurdur.
İşte bu firavunların semiti oluşları bizim iddiamız değil kendi itiraflarıdır.
Şu anda Suudi Karun ve kraliyet ailesinin tüm yatırım ve varlıkları İngiliz Yahudi finans çevrelerindedir, Bir trilyon dolar da ABD’de ki finans çevrelerindedir ki; ABD deki dostları bu yıl 11 eylül saldırılarını bu uşak ve piyonlara yığıp parsaya konmayı denediler.
Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminde de, Suud ve Siyonistlerle Riyad’da ABD’li şeytanlarla planladıklarını da okuduk. Geçen yıl Suudi müftüsünün itiraflarında Amerika ile beraber dünyayı yönetiyoruz demişti, dünyayı yönettikleri yalan ama Ortadoğu’ya Kimi şeytani aklıyla ve imkanlarıyla kimisi de Tüm Dünya Müslümanlarının sermayesi kabul edilen Arabistan Sermayesi ile yön ve İstikamet vermeye çalıştıkları da gerçektir.
Son on yılda 6 trilyon $ harcayarak 4 ülkeyi tahrip eden bir ülke bütün inanç ve felsefi okullarda, Siyaset bilimindeki yeri şüphesiz tüm dünya medeniyetlerinde adı büyük şeytan ABD olacaktır.
Geçen Yıl Bu Suud firavunları Lübnan Hizbullah’ını ortadan kaldırmak için Siyonist İsrail’e 45 Milyar dolar önermiş. Lübnan’da iç karışıklık çıkarmak için 7 milyar $ harcamış. Lübnan Hizbullah’ına karşı algı yıkıcı operasyonları için 6,5 milyar dolar harcamış.
Fransa’nın bir zamanlar en büyük kumarhaneleri petrol bakanı Zeki Yamani’ye aitti. Suud Firavununun Fransa ziyaretinde bir Park’a girişte belediye başkanının jestlerini dikkate alarak belediyeye 450 bin dolar bahşiş verdiğini de okuduk.
Hz. Ali(as)”Nerede bir israf görürseniz hemen yanı başında bir hak yeme vardır” sözü Suudi Firavunları için bir gerçektir. An itibariyle sadece Suudi coğrafyasında 1,5 milyon yoksul ve fakir yaşamaktadır, Âmâ bunlar statükoyu onaylamadıkları için ölüme mahkum edilmiş İnsanlardır.
Bu Yahudi ırkı olan krallar bugüne kadar Ortadoğu’da dökülen tüm kanlarında ve zulümlerinde parmağı muhakkak vardır. Ortadoğu’da 4 Ülkenin yıkımında 10 milyon insanın ölümü ve 6 triliyon $ ile atılan her bomba ve mermide Mutlaka Körfez ülkeleri, Suudi ve BAE’nin petro dolarlarını görmek mümkündür.
Saddam’ı İran’a saldırtan bu Yahudi kralcıkları ve ABD, Avrupa’nın hepsi Saddam’a destek verdiler ve tüm Arapları o zaman İran İslam cumhuriyetinin Efsanevi lideri Ayetullah el Uzma Seyit Ruhullah el Musavi el Humeyni(r.a) şöyle uyarmıştı “Bu zalimden elinizi çekin Allah muhafaza bizim işimizi bitirirse size dönecektir” beyanı hala kulaklarımızdadır. Ki; öyle de oldu İran’ı biiznillah alt edemeden Kuveyt’i işgal etti.
Kısa, kısa da olsa savaş Yıkım, Zülüm, ölüm ve tehcire sahne olan Ortadoğu coğrafyasının kara kaderine göz atalım.
IRAK: Zalim Saddam Kuveyt’e inince bunlar panikledi dediler bu daha aşağı inecek ve bizim de saltanat ve krallığımız son bulacak, hemen Ağa babaları büyük şeytan Amerika devreye girip acil eylem planları ile körfez Savaşını başlatıp diktatörü yok ettiler. Merkez üs tabii İsrail ve Suud hava üsleri oldu. Masrafları da bire on körfez ülkelerine ödettiler.
Sonuç, Milyonlarca ölü yaralı, sakat, mülteci ve dul kadın ile harap bir Kara kadere mecbur edilmiş Ortadoğu’nun Irak ülkesi.
LİBYA: Bu ülkeyi vuran uçaklar da Nato,ABD ve Siyonist üs ve merkezlerini kullandı ve aynı şekilde aykırı ve yaramaz çocuk Kaddafi ile beraber tahrip edilmiş bir ülke ve akidenizde boğulan çocuklar. Sonuç Pasta ve parsayı kapma yarışları. Sonuç hırsız ve arsızların çöreklendiği İtalyanlara kan kusturan Ömer Muhtarın ülkesi an itibariyle çapulcuların arenası olmuş.
KATAR: Aynı Suudi firavunlarının yoldaşları olmasına rağmen Trompetin 17 Trilyon borcuna kendi paylarına düşen miktara fazla deyip küçük bir itiraz edince hemen bir gecede hain ilan edildi, neyse ki Türkiye’nin somun ekmekleri açlıktan ölmelerine engel oldu. Birkaç Memedimizi gönderdik, Oradaki Conilerle beraber halüsinasyonların da önüne geçtiler. Bugünlerde katardan istenen rüşvetlerde sıkıntı olacak ki,Abd ve Suudi cenahında Katar’ın işgal planları yapıldı..
YEMEN: Suudi Firavunları, Yemen Gariplerine açtıkları orantısız ve zalim savaşta Amerika ve İsrail’in demokrasi bombaları ile bugüne kadar on binlerce insan hava saldırılarından ölü, bir o kadar sakat ve evsiz, 5195 çocuk koleradan öldü ve 800 bin kolera vakası tespit edilmiş.
Neyse ki bu gariplerde Ali’nin cesareti var direniyorlar ve kaçan pek yok.
Zaten tek suçları körfezde aykırı Şii oluşlarıdır. Ve Yahudi eli öpmeye yanaşmamalarıdır.
Bu gariplerin Tüm mahrumiyet ve mağduriyete rağmen ABD, İsrail ve Uşak Suudi rejimine haydari vuruşlar yapıyorlar an itibariyle Yemen Hizbullah’ı Suudi’ye ait bir hava alanını ele geçirerek Şeytan ABD nin verdiği Savaş makinalarından 45 uçağı da ganimet almışlar; Selam olsun size Ey Bedir’in aslanları.
ABD’nin Washington Post gazetesine göre son 7 yılda İsrail, Yemen’deki cephe hatlarına 50 kadar komutan ve özel kuvvetler personeli yolladı. 100’e yakın İsrail subayı ve teknik personel radar, elektronik harp sistemleri kullanımı, eğitim desteği gibi meselelerde destek sağladı.
Hava saldırıları ile keşif ve istihbarat faaliyetlerine İsrail pilotları da katıldı.
Yüzlerce İsrailli asker sahada çatışmalara katıldı, Suudi Arabistan birliklerini ve ona bağlı paralı asker birliklerini komuta etti.
İsrail Ordusu’nun bu süreçte çok fazla kayıplar yaşadığı tahmin ediliyor fakat net bir rakam yok.
Yemen’de yaşanan savaş ABD, İngiltere ve İsrail Ordusu’nun askeri düzeninin, taktiklerinin ve onların komutanlarının idare ettiği bir savaştır ve Yemen Ensarullah hareketinin batının trilyonlarca dolarlık askeri gücünü yenmeye inatla devam ediyor.
SURİYE: Bu coğrafya küçük bir dünya, Her din ve ırktan insan var. Tek suçları Amerika ve Yahudilere dost olmaması IMF ye borçlu olmaması hain ilan edilmesi Arap firavunları için yeterli bir sebep zaten
En büyük şansızlığı da Siyonist İsrail’e komşu olması. Üçüncü büyük günahı da İran’a Müttefik olması ve Lübnan ile Filistin’deki aykırı guruplara destek vermesi ve Silah sanayisinin NATO’ya aykırı ve Rus menşeli olması, Vehabi değil, Nusayri bir anlayışın Siyasetine hâkimiyeti olması, Arap firavunlarının vehabiliği kabul etmemesi ve Siyonistlerin güvenliği için sorun teşkil etmesi; Suriye savaşından önce ABD ve Siyonist ajanlarını bir, bir ülkesinden temizlemesi bardağı taşıran son damla oldu. Devam eden savaşta Siyonistlerin Suriye Hükümeti ile savaşan 7 örgüt ve gruba Silah ve Lojistik destek verdikleri de bir gerçektir.
İşte bu sebepler yıkımı ve yok edilmesi için yeterli sebeplerdir. Sonuç tablo ortada 10 Milyon göç, Harap bir ülke, 2 Milyon ölü ve yaralı ve Akdeniz’de balıklara yem olan çocuklar.
Bugün itibariyle Ortadoğu’da 52 Devletin askeri gücü boy ölçüşüyor. Kiminle dersiniz? Bu haçlı savaşı olabilir mi merak ediyoruz.? 11Eylül saldırılarında ABD cumhurbaşkanı öyle bir kelime kullanmıştı. Hatta bu saldırının Ortadoğu’ya tüm batılıları çekmek için İsrail’in planladığını hatta Suriye’ye Savaştan önce 20 Milyar dolar Rüşvet önerdiklerini okuduk.!
Nato ve ABD’nin Tüm vaad ve taahhütleri elden kaçınca bugün Suriye’nin kuzeyinde ABD ve İsrail kuklası bir Kürt devletini kurdurmayız diyorlar, bre sahtekarlar Abd, Nato ve İsrail ile devlet düzeyinde müttefik dost ve ahbap olanlar sizlersiniz önce kendinize bakın “Tencere dibin kara seninki benden kara” misali. Suriye bataklığından sizi çıkaracak çok ucuz bahaneler üretiyorsunuz.
FİLİSTİN: 1948 de El Nakbe(Felaket) günü (Büyük kaçış) ta 750 bin Filistinli ev ve Yurtlarından edildi ve Sonuçta Osmanlının bir eyaleti statüsünde olan Filistin coğrafyası saltanatın acizliği, Müslümanların aymazlığı, Ahmak dostların akılsızlığı, Akıllı düşmanların hilesi, İslam adına firavunlaşan münafıkların gönüllü çabası sonuçta bu coğrafya için kara kader olmuştur.
Yıllarca Araplar için Irkçılık ve Arap ulusçuluğu adına istismar edilen bu toprak parçası her tarih evresinde Ateizmin üst versiyonu, Demokrasi ve sosyalist felsefi referansların oyuncağı aleti ve malzemesi olmuştur.
Ta ki; Hammas ve İslami Cihadın dirayetli, İzzetli, Devrimci İslami liderliği, ve Büyük şeytanı Ortadoğu’da rezalet ve hezimete mahkum eden; İslam devriminin Efsanevi lideri Ruhullah El Musavi(r.a) nin bu meseleyi tüm Müslümanların gündemine taşıyarak Ramazan ayının son Cuma’sını “Kudüs Gün’ü” ilan etmesi bu kara kadere yeniden izzetli bir geleceğin inşasına büyük bir umut bahşetmiştir.
Bu izzetli duruş Mescidi Aksa ile beraber bu mazlumların Mekanı Kan, Tehcir ,Zulüm ve ölüm coğrafyası olmaktan kurtaracaktır inşallah.
Bu coğrafyanın ismi bile zulümle eşleştirilmiş, Onun için fazla konuşmak, fazla ıstırap olacaktır. Bu coğrafya İzzet ve Şerefin direnişle mümkün olduğunu anlamış ve 11 gün devam eden Siyonizm saldırılarına Serdar Kasım Süleymani’nin Fiili çabaları sonucu bu İzzetli başarıya sahip oldular. Kısaca Sadece Sopadan anlayan siyonist İsrail’e karşı Müslüman kardeşlerinin eline füzeleri verip tutuşması için çakmağı ellerine veren bu yiğidin Ruhu Kudüs semalarında İsrail ve arap rejimlerinin uykularını kaçırıyor.
SİYONİST İSRAİL:
İngiliz sömürgeciliği ve Amerika’nın Ortadoğu’daki karakolu olan Siyonistlerin geçmişte Nil’den Fırat’a kadar uzanan bölgeyi ele geçirmek(ARZI Mev’ud) HAYALLERİ ve istediğini ve petrolün dünyanın diğer bölgelerine intikalini sağlayan güzergahları ve coğrafyanın en önemli noktaları sayılan Süveyş Kanalı, Babul Mendep ve Hürmüz boğazları gibi stratejik su yollarını ve bu bölgenin petrol ve asli servetini barındıran bütün sahaları kontrol altına almayı hedeflediğini belirten “Bu ilerleme bu şekilde devam etti. 1982’de Beyrut’u işgal etmeyi başardılar. Amerika, İsrail ve Fransa Lübnan’a askeri güç gönderdiler ve bu işgali değil sadece siyasi açıdan, askeri açıdan da destekliyorlardı ve işe öylesine umutla başlamışlardı ki Yaser Arafat’ı gemiye bindirip Beyrut’tan çıkarmışlardı. Binlerce Filistinli mülteci Sabra ve Şatilla’da falanjistler tarafından katledildi ve İsrailliler, Beşir Cemayel’i Lübnan’ın Cumhurbaşkanı olarak seçtiler”
Sonuçta geldiğimiz noktada; Mossad eski Başkanı:
İsrail devleti olarak; İran karşısında yalnızız. Korsan İsrail casusluk örgütü Mossad’ın eski Başkanı Dani Yatom, Tel Aviv rejimi İran İslam Cumhuriyeti karşısında yalnız kaldığını açıkladı.
Jerusalem Post gazetesine konuşan Yatom, Amerikalı askerlerin Batı Asya bölgesinden geri çekilmelerine değinerek, Washington yönetiminin Tel Aviv’e destek iddialarına rağmen İsrail İran’ın askeri tehditleri karşısında yalnız kaldığını ifade etti.
Amerika Irak, Suriye ve Afganistan’daki birçok askerini geri çektiğini kaydeden Yatom, Amerikalı yetkililerin bölgeye sevk ettiklerini iddia ettikleri 1500 askerin hiç biri henüz bölgeye ulaşmadıklarını vurguladı.
Gelinen noktada Siyonistler akıllı olan bu emektarlarını bile dinlemekten bile aciz kalmış ,oysa bu izah bir paniğin son işaretleridir.
İRAN:
Devrimden sonra bir gazeteci soruyor, Ülkeyi 300 yıl geriden mi yöneteceksiniz? Devrimin Lideri Cevaben 1400 yıl geriye gidin, “Biz Hz. Muhammed(sav) ve Ali(as) dönemindeki İslam’ı icra edeceğiz.” İfadesi tüm dünyada düşman olarak bilinmesine yetti.
İran İslam Cumhuriyetinin ne denli büyük ve önemli bir devlet olduğu anlaşılıyor. Şah zamanında İran petrolünü Amerikalılar ve İngilizler çıkarıyordu. Petrol ve doğalgazın %75 i Amerika ve İngiltere’ye, %20 si İsrail’e doğrudan ücretsiz gönderiliyor, çıkarma ücreti olarak. Kalan %5 ise İran halkına değil, Şah’ın özel aile bütçesine ayrılıyordu, İran halkı da devasa zenginlik kaynaklarından bir kuruş dahi faydalanamıyordu. Devrimden önce Rusya’nın 80 rubleye aldığı doğalgazı 120 rubleye almaya mecbur eden bir siyaset sosyolojsi.
Şah’ın batıya kukla olduğunun belgesi olan kültürel çıplaklık ve çıplaklık kültürü, İran’ın ne kadar modern bir ülke olduğu propagandası ile İran halkı uyutulmaya çalışılıyordu. İmam Humeyni bu bozuk çarkı kırdı ve İran’ı özgürleştirdi. Savaşlar, terör eylemleri ve ekonomik ambargolarla İslam Cumhuriyetini çökertmeye çalışan düşmanın beş adet karşı darbesini def eden İmam Humeyni, İmam Hamanei, ve basiretli ulema ve özgür aydınlar ve şanlı İran halkının desteği ile İran bir daha emperyalizmin pençesine düşmedi,
Devrimin efsanevi lideri Ruhullah Humeyni(ra) İsrail büyükelçiliğini müsadere ederek Filistinlilere teslim etmesi, Lübnan, Irak, Afganistan, Yemen, Suriye’de anti emperyalist ve anti Siyonist stratejisi Müslümanlar nezdinde beşinci ve kabul edilmeyen mezhep tahtasına oturttu, Siyasal anlamda da tüm dünyada izole edilmesine ve Ekonomik ambargolarla cezalandırılmasına yetti.
Ama bütün bu süreçleri aşmanın ne kadar pahalı, kıymetli ve zorlu süreçler olduğunu zaman geçtikçe daha iyi anlıyoruz. Küresel istikbarın algı operasyonlarına muhatap ederek bire yüz fiyatına sattığı bombalar nasılsa Müslüman katline sebep olacaksa bunu da körfez ülkelerinden esirgemediler, ancak geçen hafta İran İslam cumhuriyetinden gelen Ortadoğu ve körfez ülkeleri arasında Askeri alanda “Saldırmazlık paktının” oluşturulması şeytani planların boşa çıkarılması için mükemmel bir çıkıştı.
LÜBNAN: Küçük bir dünya olmakla beraber Yahudi ve Suudi vehabiliği ile barışık olmayan İran ehli beyti ile müttefik olması ve Filistin’deki Yahudi aykırı Sünni Müslümanlarla dost ve barışık olması, bunlar da zaten doğru dürüst bir siyasi devlet otoritesinin olmayışı bu uşaklıktan çok uzak olmaları düşman ilan edilmeleri için yeterli sebeplerdir zaten.!
2006 da Yahudilerin tattığı acı yenilgi için Siyonistlerin 2 Helikopteri, bir uçağı, 1 Savaş gemisi, Binin üzerinde askerini telef ederek ve efsanevi diye tanıttığı 150 adet Merkava Tankını imha ederek, Tüm dünyaya satmayı planladığı ve hayallerin ötesi olan satış rekorları da ellerinde patladı ve o tarihte BM. denen oluşumu kullanarak silahları elinden alınamayan bu aykırı Araplar şimdi de Hariri denen bir piçin istifası bahane edilerek savaş sebebi Yapılmaya çalışılıyor, ki babası annesini bir milyon dolara Suud firavunlarına satmıştı zamanında.
Büyük şeytan Amerika, Ali'(as)nin Aslan’ları Hizbullah’ı Terör örgütü ilan etmesi ve Suud uşaklarına da tasdik ettirmesi sonucunda yeni bir savaş için yeterli bahaneler hazırlandı.
Ayrıca; Siyonistlerin büyük askeri tatbikatlarını da bu plan minvalinde okumak mümkündür. Amerika düşünce kuruluşları bu savaşı gündemine almış bulunuyor.
Bugünlerde Mısır cuntasının İstihbarat bakanının ABD ve Siyonistlerle görüşmeyi sıklaştırması da hayra alamet değildir.
Güya Suud tilkileri güneyden İsrail Siyonistleri de kuzeyden inip Sayda şehrinde buluşup Sinagog yapıp ayin yapacaklar. Plan buydu.
Tüm bu zalimane cürümlerin müsebbibi büyük şeytan ABD enformasyon bakanı Ortadoğu’da ve hassaten ırak ve Suriye’de öldürdüğümüz insanların sayısını hiçbir zaman açıklamayacağız beyanı dehşetin izharı için yeterlidir.
Son günlerde Beyrut’ta meydana gelen patlama yine ABD İsrail ve Suudi’nin şeytanlığının bir parçasıdır.
Mahatma Gandhi’nin dediği gibi “Okyanuslarda iki balık kavga etse muhakkak İngilizlerin parmağı o kavgada vardır.” beyanı kadim bir hakikattir.
En son İngiliz savunma bakanı İsrail’i İran karşısında yalnız bırakmayacağız açıklaması yaptı. Dünya Müslümanları da acaba İran’ı İsrail ABD ve İngiltere karşısında yalnız bırakmayacak mı? sorusuna muhatap değil mi?
SONUÇ: İstisnasız Tüm İslam mezhep ve meşreplerinde ve kaynaklarında Yahudiler ile Müslümanlar arasında Büyük bir savaş çıkacağını ve öyle ki taşlar bile gel arkamda bir Yahudi var diyecek hakikatleri bizler çocukken Nene’lerden masal olarak dinlerdik.
Bizler ki hep o büyük savaşın Lider ve kahramanlarının hayalleri ile büyümüş bir ümmetiz.
Bu vesile ile büyük hesaplaşmanın davulları çalmaya başlamış gibi bu da sahur ve sabahın müjdecisi olacaktır biiznillah.
” Muhakkak ki üstün gelecekler HİZBULLAH’tır (Allahın taraftarı)” Ayetini bu Lübnan’daki Ali’nin Aslan’larına kimse okumasın, çünkü hepsi yıllardır bunu ezbere okuyorlar. Hüseyni yiğitliği şiar edinen bu insanlar için yenilgi hiçbir zaman olmayacaktır.
Ve Muhakkak ki Allah kendi yolunda Bedir’ de olduğu gibi savaşanlara Ğaybi yardımları ile destekleyecektir.
Geldiğimiz noktada Ortadoğu konjonktüründe Müslüman kitleler ve mazlumlar için tevhidi bütünlük ve sorumluluk Şuuru ile Hareket eden İran İslam Cumhuriyeti için Tüm dünya Müslümanları için isabetli ve izzetli bir fetvaya imza atan Irak Ehli Sünnet Yüksek Divanı Başkanı Şeyh Abdullatif El-Hemim “HERKES İRAN’I SAVUNMAK İÇİN HAZIR OLMALIDIR, BU SAVUNMA ŞER’İ OLARAK VACİPTİR, VE HERKES İTAAT ETMELİDİR” Beyanını selamlıyoruz.
Yüce Allah Enfal suresi 73.Ayette şöyle buyurmuş. “İnanmayanlar birbirlerinin velileri ve Dostlarıdırlar, Siz de böyle yapmazsanız yeryüzünde bir kargaşa ve büyük bir karışıklık olur”
Bu Ali’nin Aslanlarına Duamız, Ruhumuz Canımız ve malımızla sizinleyiz demek de Tartışmasız Şer’i bir görevimizdir. Muhakkak Allah’ın da bir hesabı vardır.
Şüphesiz Allah en iyi tuzak hazırlayandır ve o müşriklerin MÜ’minler aleyhine hazırladıkları tuzakları başlarına geçirecektir.
ABD nin sömürgeci küresel direncinin kırılması birçok ülkede değişim, devrim ve darbelere şahit olacaktır.
Dünyanın Yeni aktörleri, Rusya, Çin, Hindistan, İran,Pakistan, Afrika ve Latin Amerika gibi bir çok ülkede halklar ABD nin sömürgeci tek kutuplu dünyasına son verecek.
Vesselam.

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir