İçeriğe geç

SİSTEMATİĞİN İDRAKI..!

    SİSTEMATİĞİN İDRAKI.!
     Batı Ademi merkeziyetçi bir hayatı kısmen tahakkuk etmişse de insanını azami düzeyde mutlu edememiştir. Çünkü Manevi ve ruhi boyutunu ihmal etmiştir. Dejenere edilmiş Musevilik ve İsevilik ile de bu mutluluğu yakalayamadı.
    İnsan hayatını bir bütün olarak kuşatabilen, Değişmeyen ve sarsılmayan tek ilahi hayat sistemi İslam’dır.
    Beşeriyet Allah’ın Rahman sıfatını doğru okuduğu zaman yaşayan tüm canlılar üzerinde damgası olan bu sıfatın iki bin santigrat derece sıcaklığa dayanıklı bir metanet ve bu sıcaklıktaki ortamda rızkını temin eden Kuvvet, yerde sürünen canlıdan denizdeki balıklara, Havadaki kuştan, organizmadaki bakterilere kadar tecelli eden bu rahmeti idrak etmeyi ilham Eden, sadece bunu karşılığında şükrü tavsiye eden bir irade tabii ki sonsuz ve ölümsüz bir kuvvetin eseridir.
    Beşeriyet  bu ilimden kaynaklanan rahmeti tümel olarak idrak ettiği gün hayatın istikametini de bu cihette irade edecek ve bu idrak O’nun için Mutluluk ve berekete Raci edeceği şüphe götürmeyecek bir gerçektir.
    Bu rahmeti doğru okumayı beceremeyenler gezegenin mutsuz ,Karamsar, Bencil, Mütekebbir, Cahil ve Küfran-ı nimet bir zalimi olmaya adaydır.!
    Mutluluğun kaynağını yanlış adreste arayan beşeriyet keşke bağırsaklarından ziyade idrak ve tefekkür ünitesine gerekli ilgi ve sempatiyi duysaydı bu rahmetin gereği olan kulluğunu tesis eder ve bu rahmete layık olmanın gayreti içinde en güzel surette yaratılan eşrafı mahkukat olmayı hak edecekti.
    İşte o zaman Külli iradenin bu rahmetin boşuna tecelli etmediğini ve bunun muhakkak bir amaca raci olduğunu idrak eder ve bunun liyakatini yaşamasının da ayrıca bir rahmete tekabülünü bizzat tadacaktır.

   Beşer hayatın pratiklerini bu tümel iradeye dayandırdığı sürece bu rahmet katlanarak sonsuz ve tükenmezliğini de ayrıca öğrenecektir.!
    Bu dinamiği de yüce Allah bizzat garanti altına almasından kaynaklanıyor.

   Bu konuda yüce Allah insan ve diğer canlılara meydan okurcasına “Sizin bilmediğinizi bilirim. “Diye ifade etmiş. Zerreden küreye bütün mevcudat bir ölçü, düzen ve ritmikte seyrediyor, bu mükemmellik de sonsuz bir enerji ve ilme muhtaçtır. Bu mükemmelliği doğru okuyamayan gafiller külli iradeyi sorgulama densizliğinden de geri durmuyorlar ve sınırlı olanın sınırsızlığı kuşatmasının beyhudeliğinde debelenip duruyorlar.

   Japon Bilim adamları kutuplarda kamp kurup dünyayı kendi etrafında döndüren güç kaynağını keşfededursunlar,6 Trilyon 600 milyar ton ağırlığındaki bir dünyanın saatte 1.670 km hızla kendi etrafında,107.000 km hızla güneş etrafında,149,597,870 milyon Km uzak olduğu güneş etrafında, Yılda 940 milyon km yol kat ediyor, saatte 107.627 km hız yapan bir dönüş ve günde 2.6 milyon Km yol alan gezegenimizin dışındaki diğer gezegenlerin detaylarına vakıf olmadığımız bir ilimle bize “Dünya Ay, güneş her biri ayrı ayrı feleklerde yüzüyorlar.” beyanı bizim için Allah’ın nimetlerini saymaya kalkarsanız “Denizler mürekkep ,İns ve Cinler yazıcı tüm ağaçlar kalem olsa yine de sayıp bitiremezsiniz.” Beyanı Mutlak bir kudret ve ilme dikkat çekmek içindir.

    Konunun uzmanı ve Termodinamik yasasının mucidi, Modern Fiziğin babası Nobel ödüllü Devrimci Alman bilim adamı Max Planck’ı dinleyelim,

    “İnsanlık Modern Fiziği yutsa henüz yaratılış alfabesinin (a) sını öğrenmiş demektir, Alfabeyi bitirecek cümle kuracak kelimeden anlam çıkaracak kadar fizik Aleminde meçhuller var.” Ayrıca; ”Fiziğin şehrine girmek isteyen vahyin kapısında girsin oksa fizikte bir şey anlamaz.” İfadelerini Siyantist (bilim perestlere) hatırlatırız.

  “ Bütün maddeler yalnızca bir kuvvetten kaynaklanır ve var olur ... Bu kuvvetin arkasında bilinçli ve zeki bir Zihin varlığını varsaymak zorundayız. Bu zihin, tüm maddenin matrisidir.

   Bu haliyle tüm kâinatta var olan galaksiler gezegenler, saman yolları yıldızlar ve bunları sonsuz bir kudretle mükemmel bir harmonide eviren çeviren kudrete ve iradeye beynindeki gözle görülmeyen hücreleri ile kafa tutup bu iradeyi sorgulayanları yüce Allah “Beyinsizler” olarak tarif emişse beyin fonksiyonları rahmetten zulmete seyrediyor demektir.
    Hayatın pratikleri de bunun ispatıdır. “Muhakkak ki kalpler Allah’ı anmakla tatmin olur” Ayeti tek başına bu boşluğun yegâne ilacıdır.    

   Fikirde oluşan, Zikre tekabül ederse, Zikirdeki de fiillere tekabül ederse işte o zaman ihlasın hakikati tahakkuk eder ve tatminkarlık kamilen oluşur.
    Aksi halde beşeriyet İlim ve bilimin tatmin karsızlığının da ilanihaye sakini ve meraklısı olmaya adaydır. Vesselam

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir