ŞÜKÜR VE KÜFÜR ARASINDA SIKIŞANLAR..!
Bütün tevhidi dinler ve Risalet önderleri beşeriyetin tevhidi bütünlüğü ve toplumsal Fikri, Ahlaki ekonomik ve adalette Sıkışmayı önlemek için Sosyal adalettin mümessilleri olmuşlardır.
“Fakirlik az kalsın küfür olacaktı.” (Hz. Muhammed sav)
“Allah’tan fakirlik istemeyin Fakirlik bir kapıdan girdi mi din öbür kapıdan çıkar.” Bu peygamber beyanı Fıtratı tarif ediyor.
İslam sefaleti ön görmediği gibi zenginin rehavetten gelen şımarıklığına da müsaade etmez.
Hz. Ali(as) “Şükür artıştır, Şükür farzdır, Şükür ganimettir,Ş ükür nimetleri sürekli kılar, Şükür nimetlerin kalesidir, Şükür nimetin tercümanı ve İnsanın iç dilidir.”
“Fakire şükretmeyi öğrettiler ki, Zenginin düzeni bozulmasın.”(Ali şeriati ra)
Doğunun yıldızı çağımızın İbn-i Haldun’u büyük usta Dr.Ali şeriati(ra) bir anısını okuyalım.;
“Mekke’de Para ve paranın insanlar üzerindeki rolü üzerinde konuşuyordum, Çünkü orada genellikle ensesi kalın zenginler yaşar, Bu sırada dış görünüş itibarıyla altından yapılmış bir heykele benzeyen bir adam ortaya atıldı, ve dedi ki, Doktor bey; Bir yıl aradan sonra Mekke’ye geldik, bu mübarek gecede vaazınıza şimdiye kadar paranın hayatın vs. içine batmış olan ömrümüzü burada Allah’ı ve yarınımızı anarak huzura kavuşturalım diye bu zahmete katıldık, ancak siz bizi konuşmanızda paranın pulun peşinden sürüklediniz,!
O’na dedim ki; Bey efendi, Ben sizin sauna hamamınız değilim ki pazarda biriktirdiğiniz yağlarınızı keseleyeyim, Burası seni yakandan tutup sana ne olduğunu anlatacağım yerdir, Ben molla değilim ki verdiğin bir miktar para karşılığında sırtını sıvazlayayım, Seni doğru yola sokayım ve yeni doğmuş günahsız bir bebek gibi Allah, Peygamber ve İmamlara havale edeyim,
Burası yol geçen hanı değildir, Sana ihtiyacı olmayan hatta bütün varlığına zerre kadar değer vermeyen ben ve benim gibiler senin dersini vermeli ve yakandan tutarak senin buraya gelme hakkın olmadığını bildirmeliyiz be herif;
Ben sizi rahatlamaya gelmedim ben afyon muyum sizi rahatlatayım. Ben sizi ve sizin gibileri rahatsız etmeye geldim.
Sana buraya gelmeni kim söyledi? O, 20.000 tümen parası olan herkes Mekke’ye hacca gidebilir diyen molladır.
Eğer zerre kadar kendinden haberin olsaydı buraya gelmeye cesaret edemezdin.
Eğer şu an nerde olduğunu bilseydin o pis varlığınla binlerce km mesafeden buraya yaklaşmaman gerektiğini anlardın.”
Sohbet bitince bu beyefendi tahranın en büyük tefecisi olduğunu öğrendim.!
Bakın Ensesi kalınların dünyaya meyletmemekten bahsettikleri şehrin güneyinde işçilerin, çiftçinin, emekçilerin gündeminde dünyaya sırt dönüp uzaklaşma yoktur..
Sofiyane, Rahibane Zahidane dünyadan uzaklaşmaya dönük vaazlar hep Eşraf meclislerinde yapılır.
Bu zamana bakın Bütün Hurafeci zengin ve ensesi kalınların irfani ve tasavvufi gece partileri var, Emekli Tefeciler,hırsızlar, cellatlar, Zorbalar sonunda Sofi oluyorlar…”
Şükrün İslam’ı ortaçağda Aristokrasine Devrimci ve ölümcül darbeler vuran bir din olmaktan çıkarıp, sömüren çalan, çırpan,gasp eden gasıpları bir hac seyahati ile haftiz eden ve Arafat’ta iki rekat namazla bu kenzoların rezaletini piru pak eden fakirin şükrü zenginin de fikri haline getiren bel’amlar ve ruhanilere de üç kuruş uzatmakla işi kitabına uydurarak, Takvanın üstünlüğünü değil, Paranın üstünlüğünü ilan ederek adalet ve hakkaniyeti İslam’ı bağrında Küfürle katl ettiler.
Oysa şükür Allah’ın rızasına matuftur, Oysa zenginin Şükrü ise nimeti verenin sahibinin rızasına uygun Fakirle paylaşmanın bir vecibe ve mantalite olduğunu bunun kulak ardı edilmesi halinde cebren alıp fakire dağıtmayı öğretmediler.
İslam manzumesinde hak hem alınır hem verilir, hak sahibine hakkını alması öğretilir ve hakkın muhatabına da hakkı vermesi öğretilir. Normal işleyişte aksaklık olursa gücün kılıcı göreve çağrılır.
Dünyada Sosyal adaletin gereklerini yerine getirmeyenler için ayrıca Adl-i ilahi’ nin divanını da hatırlatmayı ihmal ettik,
“Cehennemin yakıtı Malını fakirle paylaşmayan zenginler ve Ahiretini dünyasına satan alimlerdir.”(Hz.Ali as)
İşte hayatın ıstırabı bu iki sınıfın aymazlığıyla, Duyarsızlığı ve işi kitabına uydurmaları ile devam ediyor.
Oysa; Sadece Türkiye’de zekatın potansiyeli 55 Milyar $ ise ve İslam ülkelerinin ise 10 Trilyon $ ise ve bu meblağ İslam ülkelerinde ise 850 milyon fakirin ıstırabına denk geliyorsa sıkıntının kaynağı paylaşmayı bilmeyen pis boğazlardadır.
Bm verilerine göre halen Dünyada dakikada 21 kişi günlük 30 bin kişi açlıktan ölüyormuş.ve İnsanlık bu ölümlere ve nedenlerine sağırlaşmış durumda. Oysa dünya tarım alanları mevcut nüfusun üç katını besleyecek kadardır. Sıkıntı beşerin Şükürden yoksun, Bencil ve kendi nesline olan duyarsızlığıdır.
“Hesap günü ne fakirlik, ne de zenginlik tartılacaktır. Fakat sabır ile şükür tartılacaktır.”(Yahya bin Muaz r.a)
Kendisine, fakirlik nedir diye sormuşlar,
‘Fakirlikten korkmaktır’ demiş. Bu kez zenginlik nedir diye sorulunca, şu harikulâde cevabı vermiş: “Allah’a güvenmektir.”
Hallaci Mansur(ra) ya Tevekkül nedir diye sordular? Cevap “Yaşadığın beldede senden daha fakir ve muhtaç olduğunu bildiğinde yemek yememendir. Diye cevaplamış.
Dünyada 26 kişinin yağmadan elde ettikleri servetleri yeryüzündeki tüm insanların yarısının geliri kadar.
–2200 milyarderin serveti 2018 yılında 900 milyar dolar daha arttı.
Yani günde 2,5 milyar dolar yağmaladılar.
—Bu yağmacı kesimin geliri %12,5 daha arttı. yağmalanan 3.8 milyar kesmin geliri %11 düştü.
—bunlar gelirlerinin 40 ta birini dağıtsalar , ki Bir trilyon dolardan fazla ediyor. yeryüzünde nasıl bir ıslahın gerçekleşeceğini tahmin edebiliriz.
Raporu hazırlayan Oxfam yardım kuruluşu farkında olmadan ZEKAT müessesinin var olmasını ortaya koyuyor.
Şöyleki raporda bu zenginlerin servetlerinden %1 vergi alınması durumunda 262 milyon çocuk eğitilir, 3.3 milyon kişinin sağlık açısından ölümü engellenebilir diyor.!
“Veyl olsun ,kaşıyla gözüyle, mimikleri ve sözleri ile insanları alçaltan, küçümseyen ve aşağılayanlara ki malı parayı toplar bir araya getirip sayar durur,O malın paranın Kendini sonsuz yaşatacak sanır”(Hümeze1-3 Ayet)
“Şükür duygusunun iki kaynağı vardır,Saip olduklarının bilincinde olmak,Onları her an kaybedebileceğinin farkında olmakl.”(Doğan Cüceoğlu ra)
Hz. Ali’ye(as)” Dünya ayaklarının altına serilmişken, sen niçin fakirlik çekiyorsun” dediklerinde, O şöyle cevap vermiştir:
-Evet biliyorum. Lâkin onu almak için eğilmek lâzımdır; bense menfaat/çıkar uğruna eğilmeyi sevmem!”
Ali(as)Dünyada iktidara geldikten sonra muhafazakarlaşmayıp devrimcileşen tek insandır.!
Dünyamızı şahsiyet olgunluğunun Kemal derecesine ulaşanlar veya bu kapıyı zorlayanlar yönetmediği müddetçe ıstıraplarımız katlanarak devam edecektir.
Sonuç; Zenginin yediği sütle sütlaç,Fakirin yediği Bulgur ile bulamaç, Sabah oldu mu,o da aç,o da aç.!
İşte bu yüzden “Hz.Ali(as) “Fakirlik bir şahsiyet olsaydı neye mal olursa olsun, o’nu katledecektim.”
Yukarıdaki rakamlar Canilerin gezegenini tarif etmeye kafidir, Ama bu iki sınıfın ortak noktaları kaçınılmaz ve adil olan ölümdür.! Vesselam
İlk Yorumu Siz Yapın