İçeriğe geç

TEFEKKÜR/TEZEKKÜR İLİŞKİSİ..!

TEFEKKÜR/TEZEKKÜR İLİŞKİSİ..!

   Allah zatımı düşünmeyin diyor, Çünkü Allah’ın en önemli sıfatı muhalefetün  lil havadistir. Yani gördüğümüz hiçbir şeye benzemez. O Nur üstüne nurdur,NUR tüm varlığın esas kaynağı olan ve tasavvuru Bila kabil Nev-i şahsına ait bir enerji türüdür.

  Nurun aynıyla tecellisi ise maddeyi tuzla buz eder.

   Hatta bazı rivayetlerde mevcudat Allah’ın nurunun yetmiş kez süzülmüş halidir denmiştir.

   Mevlana ra dinleyelim.

  “Anlayamadığını anlamak en büyük idraktir, Allah’ın Zat’ını anlamak ise işraktır.(Şirktir)”

       Akıl kıyasla ve sebep sonuç ilişkisine bağlı ikna edici ve mantıklı hikmetle karışık sonuçlar üretir, Ancak aklı aşan diyarlarda konuşmak ve hadiseleri temaşa etmek Aşk ehlinin diyarlarıdır, Dikkat edersek aşk ehlinin söylediklerini akıl ehli bazen divanelik ve avarelik olarak izah ederler. Hatta akıl ehli aşk ehline kör, Aşk ehli ise akıl ehline topal derler.

   Mevlana(ra) şöyle der; “Filozofların felsefesi  insanoğlunun Zan ve Şüphesini artırır,İslamı hikmeti ise insanı yücelere ulaştırır.”

   Hz.Ali(AS) gibi Kemal derecesine ulaşanlar hem hikmet hem de aşk diyarının Rol modelleri ve ustalarıdır. Bu iki fazilet ancak evliyalarda olur. Ve Allah hikmetin hazinelerini bu veli kullarına açtığı için Hz Ali (as) “Her neye baktımsa önünde, arkasında ve ortasında Allah’ı gördüm.”ifadesi zat ile ilgili değildir sonsuz ilimdeki hikmet Mutlak Kudret’in güç ve inceliğidir.

   “Allah dostları o kişilerdir ki, İnsanlar Dünyanın Zahiri görünüşüne baktıkları zaman, Onlar dünyanın iç yüzünü görürler.” (Hz.Ali as)

   Allah zatımı düşünmeyin yaratıklarıma bakın kudret ve hikmetimi anlarsınız demiş.

   Allah’ın yaratıktanlar üzerindeki hikmetlerini tefekkür etmeyenler bu kudretten gafildirler yada bu kudreti başka bir kudrete izafe ederler.

   İşte bu guruplar ahirette kör olarak haşredileceklerdir.

   “Beni anmaktan yüz çevirene gelince, dünyada o’na dar bir geçim var, Kıyamet günü de O’nu kör olarak haşrederiz,..”Taha/134

      Evet kul kör olarak haşredilen kul itiraz eder Allah’ım de, ben dünyada kör değildim gözlerim vardı görürdüm burada neden körüm?

     O’na şöyle cevap verilir evet dünyada gözlerin vardı ama burada hiçbir işe yaramıyor bu basiret dünyadayken sende vardı ancak sen dünyadayken kör ettin onu bu sebeple burada körsün şimdi.

    Bizim ayetlerimiz alamet ve işaret olarak sana sunuldu sen bu işaretlerle bizi görüp tanıyabilir gerçeği kavrayabilirdin, böylece hakikat alemi olan bu aleme göçtüğünde hakiki görüş gücün olurdu. Fakat yaşadığın tabiat dünyasında bunu idrak edemediğin ve kendini kör bıraktığın için burada da körsün. Kendi elinle yaptığını yaşıyorsun Allah kullarına zulüm etmez.

    Akıl nimetini doğru zeminde çalıştırmadığın için nefsin aklını esir aldı ve bu esaret seni küfran-ı nimet yaptı.

   Akıl nimetini doğru zeminde kullanmadıkları için Allah onları kör sağır ve dilsiz olarak tanımlamış. Yani bunlar özürlü ama özürlülükleri dış sebeplerle oluşmamış tamamen irade dahilinde oluşan bir tür beynin felç halidir.

   Aklı selim ile Bu yaratıklardan sadece aşağıdaki bir Kuş’un mimari süreci ve matematiğine bakalım.

   İç Mimaride oluşumu bile karışık bir matematiğe sahne olan ve Kuş’un İç organlarında oluşum sürecini tamamlayan yumurta zorunlu hayat yasaları gereği dünyasını terk ederek dünyamıza merhaba der.

    Bu madde dünyasına bırakan metabolizma ile yumurta arasında henüz mahiyetini tam olarak çözemediğimiz duygusal bir bağ ile ilişki serüveni devam ediyor.!

    Zooloji ve biyoloji bilimi belki de bu ilişkinin esas mahiyetini hiçbir zaman çözemeyecektir.

   Vahyin eşya ve madde üzerindeki ilham ve sırlarıdır bunlar.

    Yuvaya bıraktığı yumurtasını Kırılma düşme ve başka canlılar tarafından zarar görmeyecek şekilde koruyarak sahip çıkar,

    Yumurta sayıları ve Zamanı daha önce kendisine ilham edilen Kuş yumurtanın içindeki maddelerin kendisinin neslinin devamı olduğunu programlayan güç Kuş’a  21 gün bu yumurtaların üstüne yatmayı ilham etmiş, evet vücudunun sıcaklığını ve duygularını bu arada bu yumurtalara işler, Neden 19 değil neden? 22 gün değil neden neden?ler uzar gider ama bunları kuşa sorsan bilmem diyecek benim bu işte inisiyatif ve seçme hürriyetim yok diyecek.

   21 gün sonra Neslin devamı için gerekli olan süre dolunca yumurtanın içinde kapalı devre bir dünyada yaşayan bu canlı hazırdaki sarı yiyeceği de bittiği için gagasını içten yumurtaya vurarak yeni bir değişim ve dönüşümün kapısını açar.

   Bu arada anne kuş emek verdiği süreçte devam eden hayatta civcivle arasında oluşan ve anlam vermekte zorlandığımız bu duygusal bağın civcivin ilk uçuşuna kadar devam eder. Civcivin yuvası beslenme gayreti bu duygusal süreçte en iyi şekilde ve yaratılış farikasına uygun devam eder. civcivi soğuk ve sıcaktan ve sağlığına zarar verecek diğer etkenlerden korumak yine anne kuşun misyonunun bir gereğidir.

   Tüm bu süreçte devam eden gayret, meşakkat ve duygusal sürecin matematiğinden habersiz olan bu yaratıklar tabiatın gönüllü işçileridir ve bu rol onlara iradesi her şeyin üstünde olan bir güç olarak iman ettiğimiz Allah tarafından irade edilip alet kullanmadan yapan ve fikir yürütülmeden irade eden mukaddes  bir gücün mimarisidir.

   Sadece bir kuş üzerinden kısaca hayat hikayesi ve bu hikaye dairesinde cereyan eden sistematiğin kusursuz işleyişine dikkat çekmek istedik.Tüm yaratılanlar üzerindeki harikuladelik ve sonsuz ilimle Kün fe yekün iradesi ile vücut bulan bu mimarinin henüz sebepler ve sonuçlar ilişkisinin tümüne vakıf olmadığımız  kudretin sebeplere muhtaç olmayanı nasıl idrak edecek Hz.Ali(as) “O ne eşyanın içinde ne de eşyadan ayrıdır.” Sözü acizliğimizin kabulüne takabil eder..

   Tüm mevcudatta canlı ve cansızların Muazzam bir ritmikte kusursuzca sanki anlamışlarcasına hayata anlam katmaları kusursuz ve mutlak bir iradeyi gerektirir ki İman edenler için şu ilahi hitap tüm bu Mükemmel düzeni izah etmeye yeterlidir.

   “İşte bunda ibret almak isteyenler için işaretler vardır .”Hicr/75

   Makalenin başlığında tefekkür/tezekkür beraberliği aklı selim ile insanda gelişen tefekkür insanı yüce Allah’ı içten ve ihlasla zikretmesi ile sonuçlanması hikmet ve marifetin dile gelmesidir. Ve Tezekkür bu tefekkürle dillerden eksik olmaz.

   Yüce Allah bu tefekkür ehlini övmüş ve “onlar yatarken kalkarken gezerken Allah’ı zikrederler ve derler ki ya rabbi sen bunları boşuna yaratmadın.”

   “Bütün ağaçlar kalem olsa, Denizler Mürekkep ve insanlar ile cinler yazıcı olsalar ve bir o kadar da yardımcıları olsa Allah’ın nimetlerini saysalar bitiremezler. Allah güçlü hüküm ve hikmet sahibidir” Lokman/27

   Hitabı sonsuz İlim ve mutlak kudretin beyanıdır.

    Bu konu ile ilgili  Quantum fiziğin ustadı 1918 Nobel ödüllü fizikçi ve modern Fiziğin Babası olarak bilinen ve Termodinamik üzerinde çalışan Nobel ödülüne sahip Alman Fizikçi Prof.Max Karl Ernest Ludwing  Planck şöyle diyor “Fiziğin şehrine girmek isteyen Vahyin kapısından girsin, yoksa fizikten bir şey anlamaz”  yine Planck şöyle diyor ” İnsanlık modern fiziği yutsa daha yaratılış alfabesinin (A) sını öğrenmiş olacak, Alfabeyi bitirecek cümle kuracak, mana çıkacak Fizik aleminde bu kadar meçhul varken Bu ilmi bu kuvvet ve kudreti inkar etmek ve yok saymak Bilime tamamen Terstir.” Kuantum fiziğini geliştirmiş. Planck sabitini ve yasasını buldu. Fiziksel yasalarda Albert Einstein ile beraber devrimsel çığır açtı.

    Quantum Fiziği ve Quantum mekaniği bilim dünyasında bilinmeyenlerin mekanıdır,Klasik fizik ses çıkan sesi ve enerji boyutları hesaplanabilen bir aşamadır, Ama quantum fiziği matematiği aciz bırakan kapalı bir formatı vardır.

   Kuantum  Mekaniği Madde ve ışığınatom ve atomaltı seviyelerdeki davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır.”Nicem mekaniği”veya “dalga mekaniği” adlarıyla da anılır. 

   Kuantum mekaniği moleküllerinatomların ve bunları meydana getiren elektronprotonnötronkuarkgluon gibi parçacıkların özelliklerini açıklamaya çalışır. Çalışma alanı, parçacıkların birbirleriyle ve ışıkx ışınıgama ışını gibi elektromanyetik radyasyonlarla olan etkileşimlerini de kapsar.

    İngilizcedeki karşılığı quantum, Latince ‘quantus’ (ne kadar, ne büyüklükte) sözcüğünden gelir; Bizler için Allah’ın sıfatlarının ve yaratılıştaki ayetlerinin yansımasını henüz Küçücük bir yansımasına vakıf iken bu sıfatların esasını idrak etmemiz akıl dairesinde tamamen muhaldir. Zaten Allah tefekkür kavrayış ve anlayış dairesini bu çerçevede düşünerek mutlak kudretin idrakini Bu mimaride irade etmemiş mi?

   Japon Bilim adamlarının Kuzey kutbunda kurdukları kampa taşıdıkları teknoloji ile 6.0×10²⁴ kg ağırlığındaki Dünya gibi bir kütlenin saatte 1670 Km hızla kendi etrafında hangi dinamik güçle döndüğünü anlayacak çalışmalara devam etsinler, Sonuçta Quantum Fiziği için bu kütleyi döndüren Fizik dalgaları için ölçülemeyen mutlak kudret galip gelecektir.

   Allah’ın zatı hakkında Hz.Ali(as) “ Münezzeh olan Allah Akıllara sığmaz  ki düşünce esintilerine bir niteliğe bürünsün; vehimler O’nu kavramaz ki, Sınırlayıp tasavvur etsin.”

    Nazi yöneticileri yaşlı Planck’a Nazizm’e inanç ve bağlılık duyurusunu imzalaması karşılığında oğlun idamdan kurtulsun teklifine rağmen imzalamamıştır.

   Evet 21.yy da bilim Lokman/27 de beyan edilen ilahi hikmeti teyit ediyor.

   İşte bu hikmete binaen Peygamber (sav) “Bir saat tefekkür bin yıl ibadette denktir.”

  “Alimin uykusu Abidin ibadetine denktir demiştir.”

    Düşünmek(Tefekkür) zor iştir bu yüzden çok az kişi düşünür.

    Büyük İslam filozofu  ibn-i Rüşd(ra) “İnsanların %2 si düşünür,%3 ‘ü düşündüğünü zanneder ve %95’i düşünmeden ölür.”demiştir.

   Sonuç; Kitab-ı Kerimde en çok geçen kelime düşünmüyormuşsunuz?, Akıl etmiyor musunuz? Hitabı teklife muhatap olan herkes için bağlayıcıdır. Vesselam

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir