İçeriğe geç

ÜMİT ETMEK LAZIM..

ÜMİT ETMEK LAZIM.!(Kısacası)
“Allah’ın Rahmetinden umut kesmeyin, Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez”(Yusuf/87)
“Allah’ın rahmetinden ümit kesmek, en büyük günahtır. “Hz.Ali(as)
Ümit etmek lazım, zira Ümit Allah’tan umutsuzluk şeytandandır,
Umut, istemek, istekleri gerçekleştirmek için yeni yollar bulmak ve vaz geçmemektir. Bu nedenle yaşamda karşılaşılan güçlüklerle baş etmede, olumsuz koşulları iyileştirmede ve hayalleri gerçek kılmada umutlu olmak çok önemlidir
Umut etmek, bir var olma durumudur. Yoğun, ancak henüz harcanmamış etkin olma durumunun içsel olarak hazır olmasıdır. Umut, yaşamaya ve büyümeye eşlik eden, onunla birlikte bulunan bir ruhsal öğedir. Umut yok olduğunda, yaşam olgusal ya da gizil (potansiyel) olarak sona ermiştir. Umut, yaşamın doğasında, insan ruhunun dinamiğinde var olan bir öğedir.
Umutların da gerçeği ve sahtesi vardır, Umutların gerçeği var olan realiteyi doğru dinamiklerle yorumlayıp umutlar uğruna verilecek bedel ve çabalar umut sahipleri için en gerçekçi bir beklentidir.
Umutsuzluk, Nevrozlu kişilerin mutluluklarını gölgeleyen düşünce yapılarının en önemlilerindendir.
Yakalanan mutluluklar, çeşitli kırılganlıklar ve korkular yüzünden kısa sürede kaybolacaktır. Bu kişilerin mutlu olma koşulları da çoğu kez birbiriyle çelişir. Örneğin, evde arkadaşlarını misafir etmekten hoşlanan kadın her şeyin mükemmel olmasına odaklandığında, hazırlık evresi onun için ciddi sıkıntı, yorgunluk ve stres kaynağı olacaktır.
Başka birinin kendini yönetmesinden hoşlanan, sorumluluk almayarak silik bir pozisyonda çalışmak rahatına gelen bir erkek aynı zamanda bundan huzursuzluk duyarak amirlerine karşı bir öfke ve hınç duyabilir.
Birçoğumuz da çoğu kez kendisine uyan şeylerden keyif alabilir. Örneğin; gayet mutlu ve huzurlu bir ortamda, baskın olamadığı ya da her açıdan onaylanmadığı için keyfi kaçan birçok kişi vardır.
Bu kişiler küçük eleştirilerden etkilenirler, olağan aksilikleri dahi gereğinden fazla büyüterek pireyi deve yaparlar, küçük bir başarısızlıklarında değersizlik hislerine kapılarak, depresyona bile girebilirler. Böyle bir düşünce yapısı gereğinden fazla mutsuzluk ve memnuniyetsizlik yaratır.
Umudu olan insan her zorluğu göğüsleyebilir, tüm acı ve sıkıntılara katlanabilir.
Mustezaflar(güçten düşürülenler) zalimlerin tüm mezalimine rağmen,kolu kanadı kırılarak itilmiş kakılmış ve pasifize edilen mazlumları yüce Allah teskin ederek ümit var olmalarını ve Zulme sebep olanların Adl-i ilahide Kudreti İlahinin gücü karşısında aciz kalarak Allah’ın müntakim sıfatının tahakkuk edeceği bir günden kaçamayacaklarını kesin bir irade olarak beyan etmesi Mazlumların yaşamak için en güçlü gerekçesidir,
Aksi halde zalimin zulmünün ayyuka çıkana durumlarda mazlum için tek çıkar yol hayata elveda olacaktır.
Yüce Allah mazlumların güçlük ve sıkıntılarının biteceğini ve nasıl ki geceler gündüze mecbur edilmişse sıkıntılar ve darlıklar da genişliğe kesin olarak gebedir.İlahi yasa budur.
“Her darlıktan sonra bir genişlik vardır, Muhakkak ki her darlıktan sonra bir genişlik vardır O halde yine kalk ve yorul ve ancak rabbinden ümit et”(İnşirah(Ferahlama)5-8 suresi teyitli ilahi beyanı darda olanlar için en büyük Umut/ümit kaynağıdır.
Bir gün Hz. İsa(a.s) bir yerde oturmaktaydı; Bu sırada yaşlı bir adamın kürekle tarlasında çakıştığını gördü, Hz. İsa Allah’tan O Adamın hayalinden ümidi almasını istedi, Ansızın yaşlı adam küreği bir tarafa atıp yerde uzanmaya başladı, Biraz sonra Hz isa şöyle arz etti, Allah’ım ümidi ona geri ver;
Aniden yaşlı adam yerinden kalkarak, İş’e koyuldu, Hz. İsa yaşlı adama giderek şöyle dedi; Neden az önce küreği bir kenara atarak yattın, daha sonra da kalkıp tekrar işe koyuldun.?
Yaşlı adam; Ben çalıştığım esnada kendi kendime dedim ki; Ne zamana kadar çalışacaksın sen artık yaşlanmışsın,
Bundan dolayı küreği atım ve yatım, Âmâ biraz sonra kendi kendime şöyle dedim, “Vallahi yaşadığım müddetçe geçimini sağlamak zorundasın” işte bundan dolayı tekrar kalkarak işe koyuldum.
Bu olaydan şöyle bir sonuç çıkarmak mümkündür.
Ümitli olmanın geçerli ve gerçek delilleri olduğu gibi, Ümitsizliğe kapılmanın da yersiz ve geçersiz sebepleri vardır.
Ümit Rahmettir, berekettir, harekettir, Enerjidir, çabadır, Yaşamın pınarıdır, istikbalin Ruhudur, Var olmanın sebebidir, bundan dolayı rahmettir, berekettir ve şükrün gereğidir.
“En büyük felaketler içinde bile, ümidini kaybetme. Unutma ki ilik, en sert kemiğin içinden çıkar.” Hafız-i Şirazi(ra)
“Umut, âşıkların değneğidir” W.Shakespeare
“Umutsuzluk, sersemlerin elde ettiği bir sonuçtur.” B.Disraeli
“Umut, çalışkanların rüyasıdır.” Pliny
“Umut, insanı uyandıran bir rüyadır.” Aristoteles
“Ümidini kaybetmiş olanın, başka kaybedeceği bir şey yoktur.” Boise
“Ümitle yaşayan, müzik olmadan da dans eder.” George Herbert
“Hayat dardır, Doğru; Ama ümit de geniştir”(Goethe)
Her şey yok olsa bile ümit vardır. Ümidini de kaybedenin kaybedeceği hiçbir şeyi kalmamış demektir.
Hayatın her alanında Ümit var olmak imandandır, Umutsuzluk ise şeytandandır demiş büyüklerimiz.
Şeyh Said-i Şirazeye bakalım;
“Kesme umudunu içine salsada keder; Kırılsa da gönül med-u cezr ile Hepsi geçer,, Hepsi geçer.!”
Mevlana’yı(r.a) dinleyelim;
“Güçlülük kolaylıkla beraberdir, Kendine gel ümidi bırakma, Akıllı insanlar bilir ki, Ölümün arkasında daha güçlü bir hayat beklemektedir.”
Elimde Bir şeyim yok deme: Yüzündeki tebessüm en büyük sadakadır;
Diyecek sözüm yok deyip te susma:
Allah’ın selamı en büyük kelamdır;
Kimseye yardım edemiyorum deyip ümidini kesme: Ettiğin dua en büyük yardımdır;
Ümidim yok deyip gaflete dalma:
Rabbimin kapısı her zaman açıktır. !
Ey umutsuzların umudu Allah’ım, MÜ’m inlere Ümit bağışla; Duamız olsun.!!!

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir