ZULÜM İLE ABAT OLUNMAZ.!
“Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp; Fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.”
(Şuara,151-152)
“Zulümlerinden dolayı sözü edilen azap tepelerine iner de artık konuşamazlar.”(Neml/85)
“Zulüm ümranın yok oluşunun habercisidir.”(İbn-i Haldun)
“Eğer zalim Israrla zulme devam ediyorsa bil ki sonu yakındır, Eğer mazlum da ısrarla direniyorsa bil ki zafer yakındır.”(Hz. Ali as)
Tarih haddini aşanların hikayeleri ile doludur. Haddi aşanlar sınırı aşanlardır, Sınır ise meşru gayri meşru helal haram zulüm ve adaletin finiş çizgisidir. Bu çizgiyi aşanlar önce kendine sonra da topluma menfi yönde yansıyan eylem ve söylemlerin yaratıklarıdır.
İşte bunlar literatürde zalim olarak tanımlanan Dini mezhebi meşrebi ve ırkına bakılmaksızın tanımlanan adaletin ölçünün ve mizanın sınırlarını aşan rezil birer yaratık olarak zararın zevalin üretim üniteleri olmuştur.
Zalimler toplumda söz sahibi iseler bu zararları kitlesel bir boyut kazanır. Hiroşima’ya atom bombası atan Amerika gibi, Halepçe’ye Kimyasal gazla tek bir düğme ile beş bin Masum Kürt insanını yok eden Zalim Saddam gibi yaratıklar Allah’ın lanetine Müstahak olan kitlesel zulmün zalimleridir.
Bu tür zalimleri bir şekilde destekleyenleri veya zulümlerine razı olanları da Yüce Allah tehdit etmiştir.
Peygamber(s.a v)İnsanlar zalimi ve zulmü görüp te O’nu zulümden el çektirmezse Allah’ın onların başına bir ceza indirmesi çok yakındır.”
“Zalime meyl etmeyin yoksa size ateş dokunur” ayeti de bunlara şamildir.
İşte bu zalimlerin tarihsel akıbetleri de birer ibret vesikasıdır.
Tek kelimeyle ,Sordular mı ne bilirsin,? Haddimi bilirim demen yeterli.!
Mevlana’yı dinleyelim.
“Ya Rabbi, Bildir de ben beni bileyim,
Beni bilmeyen ben ile kendime geleyim,
Benim bensizliğim ile seni bileyim,
Seni bilmeyen beni, ben neyleyim.!”
İşte kendini bilmeyenler edepsizliğin, Şerefsizliğin, Haysiyetsizliğin, Cürüm ve zulümleri ile Peygamber evlatlarını bile katletme cüreti gösteren Yezit gibi lanetin müstehakı olarak ilelebet Lain olarak anılacaklardır.
Yüce İslam peygamberi (sav) şöyle buyurmuş “Cezası en çabuk görülen kötülük Zorbalıktır, Küfür devam eder, zulüm devam etmez”
“Ey Ali en üstün cihat kişinin hiç kimseye zulüm etme niyetini taşımayacak düzeye ulaşmasıdır.”(Hz. Muhammed sav)
Bu Hadisler siyaset sosyolojisinin geçmiş ve gelecek kaderini çizen ve tarihi pratiklerle teyit edilmiş mükemmel bir felsefi önermedir.
“Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur.”(Cemil Meriç ra)
Zulmün örnekleri; Bizim Kemalden,Mısır’ın Enver Sedat’ından, Rusya’nın Stalini’ne kadar, Hitlerden, Çavuşesko’ya, Mussolinni’den, İran Şahı Rıza Pehveli ve hanedanından, Saddam Hüseyin’e kadar, Pinoşetten Allendeye kadar Ülkemizde de bazı zevat fiilen inananlara uyguladığı 28 şubat Zülmünün tarihini de bin yıl olarak tahmin ettiler ve Yüzde doksan dokuzu Müslüman diye bilinen bir halkın gözünün içine baka, baka Kahrolsun şeriat sloganını caddelerde attırdılar.
Hz. Ali(as) dinleyelim,”Haksızlık Büyük İnsanları yere serer ve ecelleri yaklaştırır.”
“Ceza açısından en hızlı günah sana haksızlık etmeyene haksızlık etmendir.”(Hz.Ali as)
Laiklik adına laikliğin de içine ederek kamusal alanda baş örtüsünü ikrahen toplumun hayatından silmek isteyen Sözde Müslüman ailelerin Müslüman çocukları halkın kültür, İman itikat ve inanç manzumesini hiçe sayarak en büyük zulmü bu halka dayatmadılar mı? ve Zulümlerine bin yıl ömür biçmediler mi? Ama zulmü dayattıklarının hepsi şuna bihakkın iman etmişti “Küfür devam eder zulüm devam etmez.” binlerce örnekleme yapılabilir.!
“Zalimin üç belirtisi vardır, Üstündekilere günahla zulüm eder, Altındakilere üstün gelerek zulüm eder,ve zalim topluluğa yardım eder.”(Hz. Ali as)
De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrikler idi.”Ali İmran/137
‘’Asla zalimlerin yapacağı şeyden, Allah’ı gafil sanma. Ancak Allah onların azabını öyle bir güne bırakıyor ki o gün gözler korkudan dikilir kalır.’’ İbrahim 42
“Bunun üzerine o zulme devam edenler sözü değiştirdiler, onu kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle soktular. Biz de kötülük yaptıkları için o zalimlere murdar bir azap indirdik.” Bakara 59
İslam ulemasının Kur’an’ın şu ayetine bakarak tüm dünyada zulüm eden Siyonist İsrail, Amerika, Suud Firavunlarına kesin bir ömür biçme söylemlerini ciddiye almak lazım. Çünkü bu üçlü on yıllardır Ortadoğu’da kitlesel katliamlarda imzası bulunan Zalim, ceberut ve tiranlardır.
“-…O zalimler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini bileceklerdir.” Şuara, 227
İlahi hitapta belirtilen yakınlık ömürlerinin kısalığına işarettir.
Diğer taraftan küfrün örnekleri;
Çin’in halkına zulüm etmeyen Mao’nun komünizmi hala küfür sistemi olarak yaşıyor.vs vs.
İster siyasi figürler, ister devlet felsefesi olsun bekasını adalete borçludur, Mevtası da zulümle eş zamanlıdır.
Atasözünde “Zulüm ile abat olunmaz” Kavramına da hikmet yüklüdür.
Keşke Medeniyetler Mükemmel İnsan Hz. Ali(a.s)’nin Siyasetten bireysel hayata sosyal hayattan, Adalet saraylarına, Ekonomiden, üretim ve tüketim ünitelerine kadar bütün bir hayatın felsefesini okullarında akademilerinde, ve eğitimin tüm şubelerinde ders olarak işleyebilseydi.
Batılı bilim adamları bu insanı Kamil olan Ali’yi akademik çevrelerde incelerken ve kendi toplumu için kurtuluşun kahramanı olarak okurken, Doğu toplumları söz ve eylemlerini vaaz kürsülerinde cenk kahramanı, İmamlar da ölü taziyelerinde takva’sının hamaset ‘ini yapmaya devam ediyorlar.
Keşke Medeniyetimiz işte tam da; Bu zaman diliminde O yüce ruhlara ne kadar da muhtaç olduğunu idrak edebilseydi.
Henry Corbin’i dinlemekte fayda var;
“Ey zaman keşke tüm güçlerini ve ey tabiat keşke tüm istidatlarını bir insanın bir dehanın ve büyük bir kahramanın yaratılışında toplasaydın ve bir kez daha dünyamıza Bir ALİ verseydin.” Keşke Müslümanlar ve İslam dünyası bu adam kadar Risalet’in örnek şahsiyetini doğru okuyabilseydi, anlayabilseydi Yorumlayabilseydi.
Zulmün çok çeşitli versiyonları olmakla beraber halk arasında söylenen bazı sözler derin anlamlar içerir.
Mesela şunun gibi “Zulüm İle abat olanın akıbeti berbat olur.”Zorla, baskı ile başaklarının hakkını alıp zengin olan kimselere, o gün karşı çıkılmasa bile bu haram kazanç günün birinde mutlak sahibinin başına bir felâket getirecektir, getirir.
Nitekim Peygamber(sav) bir hadisinde “Allah’ın laneti kendi ağırlığını başkalarının üzerine yükleyenlerin üzerine olsun.”İfadesini geniş bir yelpazede yorumlarsak; Siyasiler, Ağalar, Beyler, Firavunlar, Mütrefler, Müfritler, Şeyhler, Ruhaniler, Gavslar kısaca sömürgeciliği meslek edinen yüzlerce unvan ve meslek gurup ve erbapları kendilerini nereye koyacaklar doğrusu merak ediyoruz.!
Çağdaş insanın en büyük sıkıntısı örnekleri, figürleri ve kahramanları yanlış adreslerde aramasındadır.
Tüm insanlığın hasret kaldığı siyaset, adaletin ve Yüce Ahlakın zirvesi Koca bir İslam aleminin imamı halifesi konumundaki Ali (As.) ki “Ey Allah’ım yanı başımda komşum aç iken beni hiç doyurma” Diyebilen Ruhlar hürmete ve saygıya layıktır. Bu yüce ruhun pratiklerine sahip olmasak da; Söylemlerini tüketmeye devam ediyoruz.
Sonuç:
“Özgürlüğün yumruğu, zulüm karşısında kanayabilir. Fakat öldürücü darbeler daima onundur. Özgürlüğün hiç şüphesiz bir karşılığı vardır. Esaretin “esaret” olabilmek için kurbanlar verdiği gibi, özgürlük de özgürlük olabilmek için kurbanlar vermesin mi?” Özgürlüğün ilk kurbanı ve Kahramanı Hüseyin(as)Ruhu ilanihaye zalimlerin kabusu olacaktır.
Tabi lafla pilav pişerse.? İşte çağdaş dünyayı ve insanlığı bu ruhların ! söylem ve eylemleri ile Dünyayı bu mantığa oturtacak ve İnsanlığı hizaya getirecek o Yüce Ruh kurtarabilir. O yüce Ruh’a tabi ve arkadaş olanlara selam olsun.. !Vesselam
İlk Yorumu Siz Yapın