İçeriğe geç

BATILILARIN KARA DEFTERLERİ..!

    BATILILARIN KARA DEFTERLERİ..

   Türkiye’de “Batı” dediğimiz zaman; 18. yüzyılda başlayıp 19. yüzyıl boyunca ve günümüze kadar devam eden, üzerinde güneş batmayan imparatorluğun oluşturup temsil ettiği ve giderek Amerika’ya yayılan, ondan sonra da ABD’nin gücü ile sürdürülen bir temel felsefe ve bu felsefeden kaynaklanan davranışlar etrafında toplanmış ülkelerden bahsederiz. Dolayısıyla “batılı devletler” dediklerimizin mutlaka bizim batımızda olması gerekmez.
    Başta Fransa, Almanya’yı ve Avrupa ülkelerini demokrasi cennetinin temel taşları bilen 3.Dünyanın Aline(Fikri çarpılmışlık) olmuş mürekkep yalayan okumuşlarının hiçbiri batının sömürge tarihini okumamıştır.
    Nitekim Almanya’nın dişi kurdu Merkel hanfendi yakın zamanda “Biz batılılar Afrika’da çok günah işledik.”İtirafları acımasızca zulümlerinin itirafıdır
    Bir gün Dünya mazlum ve mahrumları batılıların günah defterlerini açmaya muktedir olurlarsa batılılar için rezaletin bini bir para olur. Şahsen bu defterlerin açılacağından ümit varım.
    15 ekim 1957. Fransız işgalciler, Cezayirli kadın direnişçi Züleyha el Şayeb’i uzun bir uğraştan sonra tutuklayıp askeri arabaya bağlayıp fotoğrafını çektiler. Fotoğraf çekildikten sonra kadın Cezayir sokaklarında halkın gözünü korkutmak için bu şekilde yerlerde süründürüldü.
    Daha sonra işkence kısmına geçildi. Züleyha, 10 gün en sert işkencelere rağmen arkadaşlarının bilgilerini itiraf etmedi.
Bu bacımızın akıbeti binlerce onurlu insandan farklı olmamıştır.
Fransız işgalciler, onu bir helikopterden atarak idam ettiler. Mezarı ancak 1984’te bilindi. İhtiyar bir çiftçi yıllar önce defin ettiği bir kadın cesedini hatırlamıştı. İşaret ettiği yerden çıkarılan cesette Züleyha, bu fistanından tanındı.
    Her şeye rağmen Fransızların  Cezayir’den topladıkları kız çocuklarını Fransa’da devşirme teknikleri ile kültürel asimilasyon çabaları sonunda bu çocuklar bir kültür etkinliğine çıkarılmış ve bu çocuklar tamamen Cezayir kıyafetleri ve kültürel söylemleri ile sahneye çıkınca Fransız bir yetkili Eğitim bakanına kızarak yıllarca ne iş yaptınız deyince Eğitim bakanı cevaben “Kur’an Fransa’ya galip gelmişse ben ne yapayım ifadesi beyhude bir çabanın itirafıydı.

    Kızılderili köleler en büyük incilerin bulunduğu yataklara ulaşmak için, sırtlarına taş bağlanıp dibe gönderilir, hiç ara vermeden güneşli bir yerden ötekine yüzerek kayalara ve dibe yapışmış istiridyeleri toplarlardı. Hiçbir köle fazla dayanamazdı. Er ya da geç akciğerleri patlar, denizin üstüne dalgıç yerine bir kan seli çıkardı. Köleleri yakalayan ya da satın alan adamlarsa, denizin kızıla dönmesinin nedeninin istiridyelerin de kadınlar gibi âdet görmesi olduğunu söylerlerdi.[Eduardo Galeano / Ateş Anıları 1 – Yaratılış ]

    Amerika Kızılderililerle savaşırken Kızılderilileri açlıktan öldürmek için, hayvanlarının hepsini öldürdüklerinden Kızılderililer de açlıktan öldüler.

   Çocuklar dahil her Kızılderili başı getirene 5 dolar verdi.

   Resmî kurumlar, binalar Kızılderili başı ile doldu. İnsan başından tepeler oldu.

    Yine de, Kızıl derilerle başa çıkamadılar.

   Anlaşma yoluna gideceklerini, çekileceklerini söyleyerek, iyi niyet göstergesi olarak Kızılderililere hediye olarak battaniye verdiler.

   Verilen battaniyelere bulaşıcı hastalık bulaştırılarak verildiğinden, 70 milyon Kızılderili, çocuk ve hamile bayanlar bulaşıcı hastalıktan acı çekerek hepsi öldü..

   Amerika dost ve müttefik ise bu rezaletin her zaman ve her millet için tekrarı muhtemeldir.

   Geçen gün ajanslara düşen bir haberde ABD de 50 yatılı okulda toplam 560 çocuk mezarı bulunmuş ve bu çocukların Kızılderili çocuklar olduğu ve mankurtlaştırılmaya çalışanlarca itlaf edildikleri anlaşılıyor.

   İngilizlerin Sömürgesindeki Afrika ülkelerinde Meyve bahçelerinde zenciler çalıştırıldı, meyve yemesinler diye ağızları prangalarla kapatılıyordu, Belçika’da yeterli kauçuk toplayamadıkları için çocuklarının elleri kesilerek babalarına verilirdi.

   Malum Hollanda toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarını en iyi uygulayan ülkelerinden biri. En gelişmiş, en medeni, kadın ve çocuk haklarının çok geliştiği iddia edilen ülke. O kadar lanetle karışık özgürlükçüler ki ülkede pedofiliyi savunan parti bile var.

    İşte bu Hollanda’da kadınların %47’si sokakta cinsel tacize uğruyormuş. Taciz korkusu, gece sokağa çıkan kadınların kıyafet seçimlerini dahi etkiliyormuş.

Buradan 3 sonuç çıkıyor.

1. Kariyer, kâr, haz ve erotizm medeniyeti kurulduğunda şiddetin, tacizin, istismarın, uyuşturucunun artması ve ailelerin parçalanması kaçınılmaz olacaktır.

2. Cinsiyetçi ve sapkın anlayışlar yaygınlaştıkça ve yasalaştıkça bu sorunlar da artıyor.

3. Ahlaki ve dini değerler gelişmediğinde; eğitimin, ekonominin, kültürün gelişmesi bazı sorunları engellemiyor.

    Oysa Bizler lanetullahi alezzalimin deyip şeytandan teberri olduğumuzun ilanı ve bu minvaldeki pratiklerimiz bizi biz yapar.

   Allah “Zalime meyl etmeyin yoksa size ateş dokunur.” İkazına aldırmayanlar ve zalim ile kol kola müttefik olduğunu söyleyenlerden uzağız uzağız. Çünkü ilahi ikaz net ve kesindir.

    Dünyada sömürü, zulüm kan ve ölüm makinası olarak bilinen NATO denen şeytanlar kulübünün Afganistan, Irak, Suriye, Yemen ve Libya’da işlenen cinayetlerin ağa babası iken Denizlerin bile yutmaya kıyamayıp kıyılarımıza gönderdiği Aylan Kurdi gibi milyonlarca bebek ve annelerinin feryatları hala  kulaklarımızda çınlarken NATO oturumları da Peskuvit yiyerek gerilen ve geğirenler bu hesabın bir gün muhakkak sorulacağını bilmiyor değiller, Körle yatan şaşı kalkar, misali ile  Bir yalanın tekrarı yalanı söyleyenin de inanmasına sebep olur, Reis misin? ağa mısın? bey misin? demedi deme “Allah yarına bırakır ama yanınıza bırakmaz”

   Demedi deme, Hak sillesi sizinkini hiç benzemez,

   Başında ABD ve Bu NATO denen Çete Kulübü Suni korkular üzerinden bizi Suriye, Irak, Libya ve Afganistan bataklığına sürmediler mi? Buralarda NATO silahları ile katl edilenler sizce Müslüman değil miydi?

   Bak sen yalanlara, Suriye’de size, füze saldırısı olursa, İran Sizi tehdit ederse, balistik füze üretirse yanınızdayız ha, gibi şeytani ve  suni korkularla cinayetlerine seni de beni de ortak yapmaya çalışıyor.

    Şüphesiz zalimlerin zulümleri indellahta  silinmeyecek disklerde kayıtlıdır ve Adl-i ilahide Mazlumun hakkını zalimden alacağı ortamda onların mazluma ettikleri zulümden daha çetin olacağı ise Allah’ın kadim vaadidir.!
vesselam

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir