İçeriğe geç

ÖNCELİĞİMİZ NE OLMALIDIR?

ÖNCELİĞİMİZ NE OLMALIDIR.?

(Tüm Eğitim Emekçilerine ithaf olunur)

   “OKU” “Yaratanın adıyla Oku.”

    Eğitim evde başlar, Okulda gelişir, Sokakta pekişir.

   “Okuyun, Okuyun, Okuyun Mürekkebin akmadığı yerde kan akar”Dr.Ali Şeriati

    Aile, Grup,, kitle ve toplum genel olarak bir Ahlaka tabidir, toplumun tüm ünitelerinde işleyiş bu Ahlaki kurallarla yönetilir. Neyin ahlakı derseniz? Hukukun Ahlakı, Ticaretin ahlakı, Siyaset ahlakı vs.

   Sosyoloji yaşamı kategorize ederek, Eğitim, Adalet, Siyaset, Ekonomi, Medya, Sanayi, Teknoloji, Sanat, Edebiyat, Ticaret vs.gibi ve bin bir yan ve alt dallarla Kurumsallaşan ünitelerin bileşkesi bir Bütün olarak Devlet denen Siyaset Felsefesi ve sosyolojisini oluşturur.

  Geçen gün Sosyal medyada bir soru oluşturduk, “Toplumun öncelik sıralamasında EĞİTİM, ADALET, EKONOMİ gibi politikaları” sorduk. Her kardeşimiz farklı öncelikler ve cevaplarla konuya parmak bastılar. Bu üçü arasında o kadar yakın ve organik ilişki var ki bizi seçeneklerde zorlayan asıl amil de bu üç kavramın doğrudan muhabbetidir.

   Bahsi geçen konu değişkenlik arz ettiği için Tikelden /Tümele Genelden yerele lokalitenin sosyolojik veriler  incelenerek öncelikleri bu verilere göre sıralamak gerekir diye düşünüyoruz.

   Genel ve tümel anlamda konuyu ele alırsak Şüphesiz tarih boyunca tüm medeniyetlerde EĞİTİM sürekli ön planda yer almıştır, Tüm peygamberlerin misyonu hayatın doğal akışı içinde Tüccar, Çoban, Demirci, Terzi, Marangozluk gibi sanat erbapları olmakla beraber topluma örnek öğretmenler oluşlarıydı.

   Yakın tarihte Özgürlükler ve ekonomik Sıkıntılar içinde  boğulan İran İslam cumhuriyetinin muharrik ve belirleyici  motor güç  EĞİTİM oldu. Devrimin Lideri yaşadığı  coğrafyasının kültürüne hakimiyeti ve devrim zeminini hazırlayan Donanımlı eğitici kadrolar olmadan dünyayı şok  eden bu dalga oluşamazdı, Hatta bu eğitici kadro günlük toplumun eğitim ihtiyaçlarına ve gündemdeki çelişkilerle mantıklı ve makul cevaplar içeren yayınlar ürettiler. Verilen eğitim dairesinde Zaten Adalet ve geri kalmışlık işleniyordu. Sınıfsal çelişkiler artık devrimlere muktedir değildir, Ekonomi doktrinleri artık toplumun kültür dağarcığı olmuş.

   Bir Askeri Eğitmeni savaşa süremezsiniz, bir Hakimi eğitmeden Adalet adamı yapamazsınız, Bir Pilotu eğitmeden uçağa bindiremezsiniz, Bir siyasetçiyi eğitmeden toplumun kaderini teslim edemezsiniz, her mesleğin bir çıraklık dönemi vardır olmalıdır, bu çıraklık döneminde esas unsur Eğitimdir, geri kalmış bir topluma misyon yüklemeden devrim yapamazsınız, İnsanları aç bırakarak onlara devrim yaptıramazsın, Salt Adalet  bilinci ve adalet yoksunluğu devrim gerçekleştirmez.

   Eğitim derken kültür dağarcıklarını şişiren ezberci hüdhüd kuşlarının melodileri ile işimiz olmaz,

  Hatırlıyorum 1974-75 Yıllarında Lise sıralarında tarih dersini terk ettim, Dersin hocası Nereye gidiyorsun? Cevabım şu olmuştu “Bana hikaye anlatıyorsunuz oysa benim karnım aç karnım.” dedim. Okul sıralarına çizgi ve yarıklar açarak bizi aç bırakanlardan intikam almaya çalışıyorduk, Maalesef Dışarda aldığımız devrimci eğitim de devrim yapmamıza yetmedi.

   Bize fikir verenler değil, Fikir sahibi yapan, Bizi düşünmeye sevk eden, Soran sorgulayan eğitim, Adalet saraylarında katl edilen Adaletin, Ekonominin kapitalist bin bir çeşit ayak oyunları ile okumuşları bile tüketim kölesi yapan beladan kurtaracak tüm ünitelerdeki çelişkilerle devrimci neşterler vuran eğitimden bahsediyoruz.

   Eğitim olmadan insanları ne adalete ne de ekonomiye ikna edemezsiniz, çünkü köleliğin temel sebebi Cehalettir.

   Mevlana(ra) ne güzel izah etmiş “Bir delil ile kırk alimi ikna ettim, kırk delil ile bir cahili ikna edemedim.”

  HANGİ EĞİTİM…?

  Son peygamber ve dostlarını Ekonomik ambargoya maruz bırakan Eğitim.,?

  Hz.Ali(as) Devlet başkanı iken ayakkabısını diktirecek eğitim, Hz. Hüseyin'(as) mı, 72 kişilik yâreniyle 12  bin kişiye karşı Zulme, Hırsızlığa karşı direten eğitim, Hallacı Mansu (ra) çağın tüm dergahlarını dolaştırıp, Sonuçta sisteme köle üreten merkezlere karşı Mazlumlara ümit olan Eğitim, Ebuzer(ra) açlıktan ölüme mahkum eden bir eğitim,İmam Serahsiyi kuyu hapsine mahkum eden eğitim, Büyük Filozof Seyyid Muhammed Bakır Essadr(ra) ve 72 yarenin Irakta  Saddam’a  ve zulmüne cesurca idam sehpasına yürüten eğitim, Prof.Seyyid Kuttup’u Mısırda idam sehpasına cesurca yürüten eğitim, Dr. Ali Şeriati gibi doğunun yıldızını konuşturup çağdaş FİRAVUNLARI rahatsız ederek şehadetine sebep olan eğitim,

   Sokrates’i İdama gülerek yürüten eğitim, Kimyanın babası Antınio lovisleri Giyotinle idama mahkum eden eğitim, Pisagor’u Öğrencileriyle okulunda yakılmaya iten eğitim, Bacon’un bilgisizliğin nedenini sorup 14 yıl hapse atan eğitim, Hitler tarafından zulme alet etmediği ilmine karşılığında oğlunu ilmine kurban veren Max planck’ın eğitimi, vs.

  Yukarıda bahs ettiğimiz konunun öncelik sırası belirlenirken toplum Sosyolojisi bir bütün olarak analiz edilmeli ve eğitim verilirken bu öncüllere atıf yapılarak İdrakler harekete geçirilmelidir.

   Bizim bahs ettiğimiz eğitim binlerce km ötedeki bir halkın Adalet, Ekonomi ve kaderini bir çek ile değiştirenlerin eğitimi asla değildir.

     Zengin bir topluma verilen eğitimde öncül ADALETTİR, Yoksul bir Toplumda öncül Ekonomidir, Cahil bir Toplumda öncül cehaletin kötü, Bilgi ve kültürün idealitesi işlenerek Şuur ve idrakler harekete geçirilmelidir.

    Almanya, İsveç, Norveç gibi Avrupa ülkelerinde öncül baş ağrısına müptela olan ekonomi ve ahlak değildir,, Psikolojik olarak makine çarkına dönmüş, sosyal hayatta yalnızlaşmış zihinleri Kilise dehlizlerinde tatmin edemeyen Papazların ayinine karşılık İslami Bir İmanın hakikatlerini İdraklere hitap eden bir eğitim sistematiğinde anlatarak Ruhları şizofren, hayatı da egoizmden kurtararak ,Daha güçlü bir toplumun sosyolojisini inşa etmektir.

  Afrika ve diğer 3.dünya ülkelerinde öncül Fakirlik ve ekonomik imkanları harekete geçirip üretken olmanın, ve açlıktan dolayı yaşanan mide ülserinin asıl sebeplerine sorgular çekerek hırsızların ifşası ve hırsızlığın önüne geçecek ve açlığa çare olacak bir eğitimin sosyal Adalet algoritması verilmelidir.

  Körfez ülkelerinde hastalık ve öncül çare bol miktarda olan ekonomik imkânların Adilce bir bölüşüm ve dağıtımın felsefesini oluşturup, Adaletin devrimci çekicini Siyaset sosyolojisi ve Yöneticilerin kafasında denemektir.

   Dört mevsimi bir arada yaşayan, Bizim ülkemizde öncül İnsanları kapitalist tüketim belasından kurtarıp üretim temelinde bir eğitim ise ancak okul ve akademilerdeki ezberci ve monoton eğitim sisteminden vazgeçip, Üretim temelinde, dağıtım ve bölüşümün de adalet temelinde bir istikbal inşa etmek bizi tüketim kültürünün ve hırsızların esaretinden kurtarıp daha müreffeh bir sosyoloji inşa etmek zorundayız.

   Kısaca Adaleti tutsan elinde kalacak, Ekonomi yine öyle, Eğitim Üretim ve sosyal Adalete öncülük etmediği sürece atın çöpe gitsin.

   UNICEF ve UNESCO İstatistik Enstitüsünün ortak hazırladığı ‘Hepimiz için eğitimin tutulmamış sözlerini onarmak: Okul Dışı Çocuklar Küresel Girişim Bulguları’ raporuna göre dünya çapında 65 milyon 12 ila 15 yaş arasındaki ergen eğitim hakkından faydalanamıyor.

   Küresel ölçekte bakıldığında, ilköğretim çağındaki 11 çocuktan biri okul dışındayken, ortaöğretimde her 5 ergenden biri okula gidemiyor.    

   Dolayısıyla, ergenlerin okul dışı kalma olasılıkları  küçük çocuklara göre iki kat daha fazla olduğu görülüyor. Rapor çocuklar yaşça büyüdükçe okula hiç başlamama ya da okul terk riskinin de arttığını gösteriyor.

    Gezegenimiz 125 milyon Kişinin okulsuz kalmanın acısını yaşıyor, Rapor uluslararası sözleşmelere rağmen toplamda 125 milyon çocuğun ya okula hiç başlamadığını ya da başlayıp daha sonra bıraktığına işaret ediyor. Eldeki veriler, 2007’den bugüne sayının azalmasında hiçbir değişim olmadığını gösteriyor.

    En fazla etkilenenler çatışmaların kucağında olanlar, Veriler bu durumdan en fazla etkilenenlerin, çatışma ortamlarında yaşayan, çalışan ve etnik köken, cinsiyet ve engellilik gibi nedenlerle ayrımcılığa maruz kalanlar olduğunu belirtiyor. Ayrıca, politikalarda önemli bir iyileşme sağlanmadığı sürece eğitime erişimde daha önce sağlanan ilerlemelerin de kaybedileceği raporda dile getirilenler ayrıntılar arasında.

    Yemen Temsilcisi Sara Beysolow Nyanti, yaptığı yazılı açıklamada, Mart 2015’ten bu yana tırmanan çatışmalar sebebiyle eğitim-öğretimin aksadığını ve yaklaşık 2 milyon çocuğun okula gidemediğini ifade etti.

   Yemende öncül Sömürgeciliğe karşı  direnme eğitimi savaşların kötü sonuçları ve mahrumiyetin topluma musallat olan yıkım ve balarının sebep ve sonuçlarını sorgulayan eğitim ve bu eğitimin pratikleri takip edilip toplumu kurtuluşa götüren devrimci direniş eğitimi verilmelidir. İşgale uğramış bir coğrafyada ne Adalet ne de ekonomi kalır, Bu ülkede tüm imkanlarla  eğitimin temel esası sömürgeciliğe ve hayatı alt üst eden zorbaların çarkına devrimci darbeler indiren bir eğitim olmalıdır.

    Aksi halde iyi ve dinamik bir eğitimden geçmeyen insanlar ülkeleri işgal edilirken işgalcilerden büyük meblağlarla aldıkları akıllı telefonlarla sadece işgal askerlerinin fotoğraflarını çekerler.

    Eğitim ucu açık bir kavram olmakla beraber verilecek eğitimin ahlaki ve felsefi referansları doğru tespit edilmezse;  Firavun ve tiranların zer ve zorla köleleştirdiği bir eğitim sistemi efendilerin Ekonomik ve siyasi rehavetine halkın da Köleliğine ve sefaletine sebep olacaktır. Eğitim ama hangi eğitim demek gerekir.? Vesselam

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir