İçeriğe geç

ZALİM KRAL VE İKİ MAHKUM HİKAYESİ..!

      ZALİM KRAL VE İKİ MAHKÛM HİKAYESİ

   Zalimliğiyle ünlü bir kral idam cezası verdiği iki mahkumdan birinin canını kendisini çok eğlendirecek bir yolla bağışlamak ister sonra iki dar ağacını kurdurtur, ve mahkumların ikisinin de omuzlarına basacakları ve güvenebilecekleri birer kişi çağırmalarını ister.

    Bir taraftan da ülke bilge kişisini kendince sınamak ister, bu yüzden her şey hazır olduğunda yaşlı bilgeyi yanı başına oturtmuştur,

   Mahkûmlar seçme ve istekleriyle çağırdıkları kişilerin omuzlarına basar ve boyunlarına ipler geçirilir, Mahkûmlardan biri çok güçlü kuvvetli birini çağırmış diğeri ise kendisinden daha cılız olan bir arkadaşını çağırmış ve O’nun omuzlarına basmaktadır, Kral tam o anda yaşlı bilgeye sorar?

   “Haydi şimdi göster hünerini sence önce kim yıkılacak, güçlü olan mı yoksa şu cılız olan mı?”

   Yaşlı bilge kendinden emin bir şekilde cevap verir” Güçlü olan çok sürmez yıkılır efendim, cılız olan ise ölse yıkılmaz, Cılız olanın omuzlarına basan mahkûm canını kurtaracaktır.” Diye cevaplar.

   İki saatlik çok çekişmeli ölüm kalım savaşında güçlü adam yıkılıverir ve sonunda o’nun omuzundaki mahkum da dar ağacında can verir.

  Kral şaşkın bir halde yaşlı bilgeye sorar,” Nasıl oldu da şu cılız adamın galip geleceğini bildin?” sen gerçekten bilgesin dedi.

   Yaşlı bilge yerinden kalkarak sevinç içinde arkadaşlarına ve sarılan ve canını kurtaran mahkuma bakar ve krala şöyle der,

   “Bunu bilmenin bilgelikle alakası yok, İki mahkum dar ağacına çıkarılmadan önce onları dikkatle izledim, Kendi istekleriyle yanlarına çağırdıkları adamlar yanlarına geldiler, Biri çağırdığı güçlü adama bir kese altın verdi, Belli ki canını kurtarabilmek için O’nu parasıyla tutmuştu, Bu yüzden o adamın güçlü vücudunun bu işe kafi geleceğini umuyordu, Diğeri ise, Arkadaşına uzun, uzun sarıldı, ve birlikte göz yaşı döktüler, sonra o cılız adam arkadaşına yeminler eti,” Ölsem de yıkılmam” dedi, gerçek birer arkadaş olduklarını anladım, o anda ben sadece menfaat üzerine kurulan şeylerin çok uzun sürmeyeceğini bildim efendim.

    “Dostlarınız saklı sermayeniz olsun her zaman harcamayın.”(Hz.Ali as)

   “Dost ise ver ömrünü gitsin, dost değilse yol ver girsin”(Mevlana ra)

   “Biri gelir seni sen eder biri gelir seni senden eder.”(Şems-i Tebrizi ra)

   Unutmayalım ki menfaat üzerine kurulan her şey kısa sürede yıkılmaya mahkûmdur. İşte bunun için Kültürümüzde yer alan ve şu derin cümleleri takip edin, “Kırıldığını belli etmeyin insanları üzmeyin, Onlar sizi kaybetmemek için susarlar, aptal oldukları için değil.”

   Dostlarınızı özenle seçin aranız bozulduğunda sizi satmayacak kadar kaliteli olsunlar. Dostluğun çok ağır bir vasıf olduğunu ve çok az kişiye yakıştığını göreceksiniz. Dosta sordum kaç lisan bilirsin? Dedi ki,Derdi anlatacak kadar değil,derdi yok edecek kadar bilen lazım.

   “Dostuna yardım etmede duyarsız olan düşmanın darbeleri ile uyanır.”(Hz.Ali as)

   Dervişe sordular;? İnsanın başına gelecek en güzel nasip nedir?,     Cevap; “Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada seni dinlemek ve düştüğünde seni kaldırmak isteyen birinin varlığıdır.”

   Tek taraflı dostları buldunuz mu onlara  sıkı sıkıya sarılın ve onları kaybetmemeye çalışın. Çünkü onlar yıldızlar gibidir karanlık çökünce ortaya çıkarlar. Selam olsun bu yıldızlara.

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir