İçeriğe geç

ALİNASYON…!

ALİNASYON..!?
“İnsanın kendini tam anlamıyla hissedip algılamasında kendi yerine başka bir şey hissedip algılamasına sebep olan her etken ve her durum Alinasyondur”
Alinasyon İnsanda iki şekilde kendini gösterir 1-Dugusal Alinasyon 2-Kültürel Alinasyon,3-Ahlaki Alinasyon.
Duygusal alinasyonun öne çıkan belirtileri söylenen sözlere ve yaşanan olaylara karşı bir çeşit duygu kırılmasıdır ve kişi çevresindeki olaylara karşı vurdumduymazlık hali yaşar,
Başkasının acı ve açlık çekmesi umurunda olmaz, gözlerinin önünde işlenen bir cinayete veya bir trafik kazasını görmezden gelerek yoluna devam eder, savaşlarda ölenler dünyada açlık çekenler bu ruh halini hiç etkilemez kısaca şizofrenik bir ruh hali yaşar, tamamen akıl devre dışı bırakılmış veya felç geçirmiştir.!
Gurur ve kibirde öyle bir ağır yük var ki, mağrur adam herkesten hürmet ister, ve istemek sebebiyle istiskal(Soğuk davranma) gördüğünde daima azap çeker.
Psikolojide bunlar Sadist diye geçer.
Hayvanlarla ortak yönlerinin dışında, dünya batsa omurunda olmaz. Sadece hayvani ihtiyaçların temininde tepki verir.
Sormaz sorgulamaz soran ve sorgulayan ortamlardan kaçar ve bunlardan çok rahatsızlık duyar.
Eleştiriye tahammül etmez, Empatiden bin fersah uzaktır.
Çevresinde sürekli rahatsızlık sebebidir çünkü olaylara karşı hangi türden reaksiyon vereceği meçhul dur, Bu türden kişilikler literatürümüzde nefsinin kölesi olarak tanımlansa da aslında birkaç adım daha ilerde yürürler.
Kültürel Alinasyon; Bu yönetim kapitalist ve emperyallerin en sık ve kazasız belasız kullandığı yöntemdir, bunlar ürettiklerine gönüllü tüketiciler de üretirler.
Kişiler Yetiştiği çevre veya aldığı eğitim sahip olduğu imkanlar olumsuz yönde hayatını şekillendirir, kendi toplumunun kültür gelenek ve göreneklerine yabancılaşmıştır, yeme alışkanlığın değiştiğini bile fark etmezler,
Çünkü kültürel çarpılmışlığa maruz kalmış ve kültür felci geçirmiştir, Gözleme yerine pizza, ayran yerine colaya vs.iğdiş edilmiş Bir ahlaki alinasyondur. Relamlarla duyguları kırdılar, Müzikle kültürü felç ettiler, tüketim şekline müdahele ederek ahlakı felç ettiler.
Bakliyatı çenesinden uzak tutar çünkü çenesi yumuşak gıdalara terbiye edilmiştir.
Endüstri toplumunu okumuş görmüş ve çarpıldığının bile farkında olmadan bireysel yaşam ve egoizm ideali olmuş, Empati yapmaktan beş bin km uzaklaşmış.
Biz de öğrenciyken kahveye gider çay içerdik kalkarken bir kişide tüm parayı ödeyecek mecal olmayınca Alman usulü derdik(Yani herkes kendi çayının parasını ödeyecek
“On dokuzuncu yüzyılda Nietzsche, Tanrı’nın öldüğünü söyledi. Bugün, çoğu Protestan din bilimcilerinin bir kısmı da böyle düşünmektedir.
Belki bu kimileri için doğrudur. Ama bugünün sorunu Tanrı’nın ölüp ölmediği değil, insan(lığ)ın ölüp ölmediğidir.” (Eich Fromm)
İnsanın komşusu hain olursa bütün yapı buna göre kurgulanır,bu yapıdaki gerginlik toplumun ruh haline yansır, ve herkes ihanet saatine yoğunlaşır.
Bazı insanlar sahip oldukları absürt takıntılarını yok saymaktan ziyade bir ömür boyu cebinde saklayarak ıstırabına katlanırlar, oysa gerçeklerle yaşamak hayatına mutluluk katar, aksi halde bir ömür boyu aptalca yaşamak zekanın arızalı olduğuna delilidir.
Bizler saçmalıklarla geleceği inşa edecek bir siyasi atmosferin kuşağıyız. Bu haliyle istikbalde ümitvar olanlar felçli ve aline beyinlerle hayatın sıkıcı tiyatrosu siyasetin kokuşmuş bir çöplüğüne dönüşmüş durumda…
Kültürel alinasyonun elçileri küçük bir okumuş elit kesimdir, Mesela 3.dünya ülkelerinden kaymakamlık ve kurmay subay stajının bir kısmını Amerika veya Avrupa’da yapma şartını mevzuatlarına işlemişler. Bunlar alinasyonun gönüllü elçileridir, dönünce kendi Din, Tarih ve kültüründen nefretle bahseder ve staj yaptığı ülkelerin meddahları olurlar.!
Franz Fanon’un dediği gibi “Sömürgeci yabancıların sizde yarattığı en büyük yıkım, zamanla kendinize onların gözüyle bakmalarını sağlamalarıdır.”
Bunlar kendi tarih ve kültürünü makam ve etiketleri ile takas ederek beynini bağırsaklarına kurban etmişlerdir. Tüccarlığın başka bir versiyonudurlar.
Düşkünlük algılar için en büyük engeldir, İnsan Çek Senet, Bono, Poliçe Şans kuponuna dönüşmesi, Aynada bile kendine bakarken şahsını gölge zannetmesi aslının banka bilgisayarında veya cebindeki banka cüzdanında hissetmesi çok gizli ve tehlikeli bir Alinasyon’un ruh halidir.
Adamın biri arkadaşına ‘Bazen kendimi iyi hissetmiyorum demiş’ Arkadaşı ise ‘Siz gene iyisiniz, Ben kendimi hiç hissetmiyorum’ demiş.
Yarım ve tam alinasyon budur. Çünkü kapitalizm şeytanca özlem ve ihtiyaç olmayanı ihtiyaç diye yutturmuş, Bu suni ihtiyaçlar beyinleri felç etmiş. Bize ait olan hiçbir şey bırakmamış.
Cinni şeytanların değişik hallerinin farklı tonlarda ruhlara hulul etmesi olarak ağır bir evham halidir.
Tedavisi ise; Ne Muskacı hoca efendinin Enflasyon farkı hesaplanmamış 400 tl raicle yaptığı muskalarla, Ne cinci hocanın okus pokus tiyatrosu, Ne gavsların dua seansları, Ne de ziyaretlerin umut çaputları, Ne de kara kellelerin kilise dehlizlerindeki anlamsız duaları şifa olamazlar.!
Şifası ne Modern tıbbın hekim ve psikoloğunda, Ne de rehabilitasyon merkezlerindedir, Ancak; Bankaların para çeşmesinin başındaki müdür ve genel müdürler bu hastalığı kontrol edebilirler.
Çünkü bunlar kapitalizmin övülmeye layık vatandaşları kendi kültüründe ise dermansız yerli hastalarıdır.
Aline olmuş 3.dünya insanlarının şifası kendi Din, Tarih kültür ve geleneklerinin çürüklerini ayıklayarak kapitalist ve lortların fikir ve düşünce derinliklerine de inerek bunların sömürü politikalarını ve bu politikalar uğruna bilimi kullanıp gıdaları nasıl iğdiş ederek, İşbirlikçileri ile milli gelirleri korku psikolojisi üreterek bire on sattıkları modası geçmiş silahlarla beraber halklara nasıl kazıkladığını enformatik algı operasyonlarla kurbanlarını nasıl köleleştirdiğini anlatmak, rezaletlerini ifşa etmek de 3 Dünyanın Aydın, Alim ve dindarlarının boynunun borcudur.
Ayrıca bu konu Kültür emperyalizminin alanını girer ve çok geniş akademik çalışmalarla izah edilmiştir.
Modern tıp felsefesinde Doğru tedaviler doğru teşhislerle gerçekleşir önermesi doğrudur.
İslam, Ne paranın tıraş ettiği zahitlik adına keskin zühdü ve sefaleti, Ne de sömürü zenginliğini kabul eder.
Vasat, Mutedil ve sırat-ül müstakim, Hayat için en doğru tercihtir. Dünya ne terkedilmeye, Ne de tapmaya müstahaktır.
Ölüm iki şekilde gerçekleşir, 1-Biyolojik ölüm, 2-İnsanı amaçlardan soyutlanmış yani aline olmuş canlının ölümü. Bunun için Tolstoy
” Acıyı his ediyorsan canlısın birinin acısını his ediyorsan insansın ”demiş.
Hz. Ali(as) “İnsanlara faydası olmayanı ölülerden sayın gitsin.”
Dr.Ali Şeriati: Benimle birlikte aynı düşüncede olanların, toplumsal sorumluluk duyanların, gençliklerini özgürlük ve düşünce mücadelesi ile geçirenlerin çoğu, evlendiklerinde kıyama durdular. Baba olunca rükuya eğildiler. Çocukları ikilenince secdeye kapandılar. Çocuk üç tane olunca zillet, hırs, bencillik ve para biriktirme uçurumuna yuvarlandılar. Halkçılık ve hakçılık düşüncesi yavaş yavaş yüreklerinden silindi, kafalarından uçup gitti. Bankaya borsaya, ticarete, işe güce daldılar. Ev, araba, tezgah, zevk, gezme, tatil vs. derken değiştiler.”.
Eğitim de gayri insani olabilir: Eğer tek taraflı, yönlendirilmiş, endoktrine olursa, gayesi düşündürmek değil de hazır çözümler sunmak suretiyle insanların ufuklarını ve dolayısıyla insan hürriyetini daraltıp, kişileri sırf fonksiyonel bir duruma hazırlamaksa Orada ahlaktan bahs edilmez ve EŞEKLEŞTİRME OPTİMAL DÜZEYDEDİR..
Hayatın hızlı akan keşmekeşliği içinde Alinasyon, Dejenerasyon, Asimilasyon, Kişilik kaybı sonuç Halüsinasyon ile biten hayallerin iflası.
Mülkün gerçek sahibi belli ise bizler geçici emanetçileriz.
İşte bundan dolayı Rabb’ül Alemin emanet sahiplerini uyarmış ve Liyakatli olanları övmüştür.
İdrak sahiplerine selam olsun.!

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir