İçeriğe geç

DÜNYA VE AHİRETİ KÜÇÜLTENLER..!

         DÜNYAYI VE AHİRETİ KÜÇÜLTENLER.
    ” De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah´ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki ‘O’, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”(Zümer/53)
    İslam’ın otorite kabul edilen tüm Şii ve Sünni Alim ve arifleri genel anlamda İmanın dairesini olabildiğince geniş yorumlamış ve Küfür dairesini de en dar kapsamda yorumlamışlardır.
    Ancak; Günümüzde iman dairesini en dar ve küfür dairesini de en geniş kapsamda yorumlayan tekircilere, Mealistler ve Suudi vehabi zihniyeti insanlığın tümden cehennem çukuruna yuvarlamaları ifratın en uç noktasındaki hevesleri hayatı zindana çevirecek İslam’ı da nefret edilecek bir fotoğraf ortaya çıkarma gayret ve çabalarının altında cehalet, gaflet ,Hıyanet,delalet ve hatta İslam’ın düşmanlarının da özel gayretleri etkili olmuştur.
     Oysa bir bütün olarak tüm insanlığı delalet çukurundan alıp rahmet deryasına çekmek için yüce Allah’ın hitabından bi haber ve peygamber söylem ve eylemlerinden gafil bu mezkur zevat, farkında olmadan hayatın tezat ve saçmalıklarının elinde gülünç, komik ve bir o kadar da zavallı konuma düştükleri de bir gerçektir.

    Tolstoy’u dinleyelim “Bil ki Yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın, ve unutma ne yaşattıysan elbet bir gün O’nu yaşarsın.”

     Aşağıda verilen uygulamalar bu komedyanın küçük bir izahıdır.!!!
Kafir olman için belediye otobüsüne binmen, uçağa binmen yeterli sebeptir,
    Kafir olman için Tağut’un kırmızı ışığında durman yeterli sebeptir,
     Kafir olman için Banka’ya uğraman yeteri sebeptir, vergi ödemen, mahkeme çağrısına icabet etmen, devlet memuru olman, oy kullanman, Askere gitmen, Elektrik ve su parası ödemen, sosyal güvenlik kurumuna ödeme yapman, Namaz kılmaman, Oruç tutmaman, Namaz rekatlarını bilmemek vs.vs. binlerce saçmalık kafirliğine yeterli bahaneler olarak ve infazınıza sebep olacak beyni felç edilmiş selefilerin, Deist ve  mealistlerin saçmalıklarla dolu içtihatlarıdır.

     İşte bunlar hayata önünde kaç sıfırla yenik olarak başlayan, Bedeni bu çağın;  Kafaları ise  Ortaçağ’ın da gerisinde oksitlenmş, yoz, mürteci ve sonuçta Kenzo’nun hıyar kokulu parfümleri, Bulaşıcı fıtık hastaları, Buz gibi mankafanın gönüllü mücahitleridir.

       Küfür örtmek anlamındadır, Tıpkı ekin işinde olduğu gibi önce tohumu ekilir sonra da üzeri toprakla örtülür, İnsanın içinde de hakikat vardır ancak bu hakikatin üstü cehalet kin, menfaat ve mutlak bir bilgisizlik gibi sebeplerden dolayı bazen yeşil, Bazen Kırmızı, bazen siyah bir perde ile üstü örtülüyor, Küfür dinsizlik değildir, Din hakikatinin gerçeğini başka bir din ile örtmektir.

     Anlayacağımız rahmet kapıları tümden kapalı zahmet kapıları tümden açık olan absürt bir mantığın saçma ve kaza, bela, ile Ceza dini buna derler. Oysa Küfür, Şirk ve Münafıklığın Akidevi ve ameli boyutlarını kendi mantalitesinde okumak yorumlamak lazımdır. İslam ulemasını en çok meşgul eden itikadı boyut olmuştur.  

    Çünkü Hz. Ali(as) tarif ettiği gibi “Hayallerinize dikkat edin fikirleriniz Olur, Fikirlerinize dikkat edin davranışlarınız Olur, Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınız olur, Alışkanlıklarınıza dikkat edin karakteriniz olur, Karakterinize dikkat edin kaderiniz olur.” Tarifi ve izahı sistematiği en güzel şekilde anlatmaya kafidir..Her şey hayallerden başlar fikirlerle devam eder.

   Halk arasında bazı söylemler derin anlamlar içerir ki “Bugünün hayalleri yarının gerçekleridir.” Denmiş.
    Bu aptallardan küçük bir anekdot;

     İki tekfirci yürürken, biri belediyenin açtığı foseptik çukuruna düşmüş. Elini arkadaşına uzatarak yardım istemiş. Arkadaşı demiş ki:
     “Tağut’un açtığı çukura düşerek kâfir oldun. Allah’tan başkasından yardım istediğin için de müşrik oldun. Geber pis kâfir!”

    Irak Suriye,Libya ve Afganistan’da bu kötü örneklerin namaz rekâtlarını bilmeyen İnsanları kafir ilan edip nasıl vahşice katlettiklerine hepimiz şahidiz.

     Düşman hep silahlı olanlar değildir bazen bir düşünce tarzıdır bunu da Depresif hastalarına anlatamadık.
     Ne diyelim, Allah samimi olanlarına şuur, sağlam bir idrak ve rahmet ile merhamet nasip etsin, ihlastan yoksun olanlarını da kahr-u perişan etsin.
     İslam dini nefsaniyetine uyanlardan ve cahilane tarafgirlikten dolayı yediği darbeyi kâfirlerden yememiştir.

       “Bilgisiz bir insan bir iş veya fikirde ya ileri gitmiş görürsün, veya çok geri kalmış görürsün.”

   İfrat ve tefriti doğru okuyanlar Sırat-ı Müstakimin sakinleridir.

         Gündemleri yoğun olmakla beraber Hiçbiri bir uçak, televizyon, Radyo, Telefon, Elektrik, uydu sistemi, Güç simgesi kurşun, Füze,İha, Siha vs .üretmeyi düşünmedi, düşünmüyor. Çünkü;  Onların gündemi Allah adına olabildiğince rahmet deryasını genişletmek iken kimisinin de gündemi felaket ve zulmetle Allah’ın müntakim sıfatını iğfal etmekle yoğun. Hiçbiri sosyal hayata pozitif müdahale etmenin kodlarını yakalayamadı.

     Cahil ve ahmak yüzlerce dostun olacağına akıllı bir düşmanın olsa daha iyi olacaktır.
   Hz.Ali(as)’a Muhalifler konusu soruldu.? “Onlar İslam’ın elbisesini ters giymişlerdir” diye müthiş bir benzetmede bulunmuştur. Elbiseyi ters giyen gülünç konuma düştüğü gibi üzerlerindekinin de sahibini sıcak ve soğuktan korumayacağı bir terslikle karşılaşırlar.

   Cehalet elbise gibidir, Kimine bol gelir güldürür, kimine dar gelir öldürür.

   Büyük Usta Ali Şeriati(ra) dinleyelim;

     “Bir hakikati yok etmek istiyorsan O’na iyi saldırma O’nu kötü savun.” Kötü savunma meslek halini aldığı için Kötürümler özellikle İslam aleminden çıkıyor.

    Abdesti yorumlayan bu cahillerden birisinin “Abdest alırken ayağındaki iğne ucu kadar bir kuruluk kalırsa cehennem ateşi oradan girer beyninizi kaynatır.” dediğine ben şahidim. Allah adına Allah’ın yetkilerini parselleyip paraya çeviren cahiller ürettikleri kaliteli hurafelerle ve hikayelerle İnsanları toplumsal aktivitelerden soğutup ahiretin belalı sonuna taşıdılar.

    “Ya bu din içindeki Xurafeleri çıkarıp yok edecek, ya da Xurafeler bu dini yok edecek.”  (Aliya izzetbegoviç ra)

    Muhammed İkbal(ra) sormuşlar? Hindu bir topluluk var gidip onları İslam’a davet edeceğiz nerden başlayalım? teklifine, “Gidin ve Müslüman olmadığınızı söyleyin yeter.”
     Nitekim bu ahmak ve aptallar tarihte Hz. Hüseyin(as) gibi Peygamber evladını katledenler “Elinizi çabuk tutun Hüseyin’in işini çabuk bitirelim namazımız kazaya almasın,” Hz. Ali (a.s) gibi bir Allah’ın velisini bile küfür ile itham etmişlerdir. Hatta Hz Ali(as)mın şehadet haberi yayılınca “Ali nin ne işi var Cami’de Ali namaz kılar mıydı ki?” gibi saçma ifadelerin sahipleri tarihte olduğu gibi, Bu gün de aynı minvalde düşünce ve iz’an’dan yoksun aptalların yeni versiyonları vahşi bir din anlayışının da temsilcileri olmaya devam ediyorlar.

    Üstat Şerati’nin dediği gibi “Bilgisizliğin hakim olduğu bir toplumda bilmek suç sayılıyordu.”

    Peygamber evladı İmam Hüseyin(as) Şehit eden ahmaklar, acele edin vakit namazına yetişmemiz lazım demişlerdi.

   Ellerindeki ilahi mühürlerle kimi ucuzdan cennetin beratını sunarken, kimileri de havadan sudan bahanelerle cehennem azabı yaktılar. Hiçbiri  Adaletten, Hakkaniyetten, İnsanca yaşamdan, Erdemlerden ve Dünyevi muhtaçlar ve mağdurlardan bahs edip, güzel bir dünyanın kodlarını açıklamayı düşünmediler.

     Bir rivayette Padişah Rüya görür ve ehl-i Hal birine tabir ettirir. Tabir şu “Bu sene yağan yağmur suyunu içen herkes kafayı oynatacak.” Padişah hemen su stoklama emri verir ve gerçekten yağan yağmur suyundan içen ahali kafayı oynatır ve yağmur suyunu içmeyen padişah ve vezirlerinin kapısına dayanırlar, Padişah ve vezirleri kafayı oynatmış diye slogan atarlar;

     Padişah tahtın sallandığını görünce hemen vezirleri çağırtır ve aman çabuk bunların içtiği sudan getirin içelim yoksa taht da baht da gidecek diye emir verir.

   Bırakalım suyu mey meyanı günümüzde içmeden sarhoş olup din adına din sloganları atan meczuplar hayatı göğüslemişse bilenler için tek çare ve seçenek belki susmak olacaktır. İçmeden sarhoş olmak nedir demeyin? Çünkü İnsanlar en iyi hesaplarını namazda yapıyorsa ki hem de Allah “Sarhoş iken namaza yaklaşmayın” hitabına aldırmadan.

    İşte size bu kokuşan din anlayışı; sonuçta dizler titremeye başladı mı?  Ustat Ali Şeriati’nin dediği gibi “Kendileri haramları terk edince değil, Haramlar onları terk edince hacca gidiyorlar ki geride kötü amelleri kalmasın her şey tertemiz olsun istiyorlar.”

     Vefatının yıldönümünde Bilge Kral İzzetbegoviç(ra) dinleyelim;

    “En kötü kombinasyon boş bir kafa dolu bir midedir.”

     İslam düşmanları için bulunmaz neferler olmayı, hem fiili tahrifat hem de Kur’an’ın tahrifat ve çarpıtılması rolünü kendilerine verenleri sorgulamadan Allah’ın iradesini sorgulayandan daha sapık kim olabilir.
     Bugün Büyük şeytan ABD Siyonist İsrail ve Suud firavunları tarafından Filistin’de, Suriye’de, Yemende ve diğer Müslüman coğrafyalarda en güçlü dolar ve kalemlerle takviye edilen Pizza ile şişen, coca cola ile şekeri düşürülen, Peygamberi yok sayarak Meallerle desteklenen muhalif gurupların kepazeliğinin haddi hesabı yok. Bu kirli defterler bir gün açılacaktır elbet.

    Siyaset Ağaları, Lodrlar, Gavslar, patronlar, kısaca yürümekten aciz olan sömürgeciler felç edilmiş beyinlere cin enjekte ederek sersemleştirir ve istedikleri gibi zırlatarak yüklerini zahmetsiz taşıtırlar.

   Ahiretin rahatlığını Eşeklere dünyanın rehavetini ise kendilerine taksim ederek her şeyi kitabına uydurdular, her şeye rağmen “Peygamber(sav)” Allah’ın laneti, Yükünü başkasının sırtına vuranların üzerine olsun ” Nasıl olsa Peygamber bedduasına muhatap olmak nasip değil tasviple, tercihle tahakkuk eder.

        Muhakkak ki ; Allah’ın rahmeti kainatı kuşatmıştır; Sadece Allah adına O’na iftira edenler, ’O’nun dinini kazıklayan Din tefecileri ve o’na şirk koşanların kalbi bunun istisnasıdır elbet.!!vesselam

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir