İçeriğe geç

BEN SEN YOKUZ SADECE ‘O’ VARDIR

BEN-SEN YOKUZ SADECE ‘O’ VARDIR..!
Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tenezzüll edip minnet çekme, onlara temellük edip boyun eğme, Bila istisna tüm canlıların rızkını temin eden Rezzak-ı Mutlak var,onların arkasına düşüp zahmet çeksen de eğilmene gerek yok,, onlardan korkup titreme. Dünya seni fazla meşgul etmesin, çünkü; ömür kısa ve süreli, ahiret ise uzun ve baki,
Buna göre herkesin Allah hakkındaki kanaatlerini sorgulaması ve idrak ile aklın ve imanının samimiyetini ve amel/niyet bütünlüğünü sorgulaması gerekmez mi acaba.?
“İHLAS; İnsan olgunluğunun en yüce derecesini ifade eden en derin sözcüktür.” (Dr.Ali Şeriati r.a)
“İnsanlar daha geniş hürriyete kavuşmak isterken; Günah, Rezalet ve hurafelerinden bir zindan yapar ve kendilerini içine hapsederler.”(Tolstoy)
İnsanoğlu Tarih, Çevre, Bilim zindanlarının kapısını kırıp büyük ve geniş bir özgürlüğe kavuşabilir, Ancak son ve en derin ile en çetin zindan Kendi zindanıdır, Bu zindanın da tek çıkış yolu vardır, Din ‘in emrettiği ve peygamberlerin asıl misyonunun biricik kapısı egolarını komplekslerini, Enaniyetini, Kısaca Narsizmi(Benmerkezci)liği bırakıp Fıtratına uygun, Bozulmamış ilk yaratılışla aynı ritmikte bir hayatın Nefsin tezkiye ve terbiyesi ile mümkündür. Bu ise en uç noktadaki bir ihlasla gerçekleşir.
ŞEMS DER Kİ :
Eğer hala KIZIYORSAN, kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir.
Eğer hala KIRILIYORSAN, gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir.
Eğer hala KINIYORSAN, af makamına ulaşmamışsın denmektir (öfke ve kin seni cayır cayır yakıyor) demektir.
Eğer hala Allah için sevmiyor ve sevginde ayırım yapıyorsan, hala vesveseye uyuyor içinizdeki sevginin yoğunlaşmasına engel oluyorsun demektir.!
Eğer hala musibetlere, yana yana üzülüyorsan, gerçeği bilmiyorsun demektir.
Eğer hala şikayet ediyorsan, HAKİKATİ göremiyorsun demektir.
Hakikat der ki,
“Ne sen varsın, ne de ben. Sadece “O” vardır.”…!
İşte o zaman mutlak kemale yolculuk ilanihaye devam eder ve Yaratanda erimekle son bulur. İşte duası kabul edilenler, O gün nefisleri şunu itiraf edilmeye mecbur kalır, Sen/Ben Yokuz Her şey O’dur, Her şey onunla vardır her şey onda yok olursa amaç bihakkın gerçekleşir.
Şeyh Galib’ten bir şiir :
“Ben bilmez idim gizli ayan hep sen imişsin
Tenlerde vü canlarda nihan hep sen imişsin
Senden bu cihân içre nişan ister idim ben
Ahir şunu bildim ki cihan hep sen imişsin.”
Emirü’l-Müminun, Nehcu’l-Belağa’da bununla ilgili bir cümle söylüyor. Allah’la ilgili olarak diyor ki “Maa külli şey’in la bi-mukarenetih. Gayri külli şey’in la bi-muzayeletih.” Yani “Her şey iledir, beraber değil. Her şeyden gayrıdır, ayrı değil.” Bu durumda ne o mutlak tenzih doğru oluyor ne de o teşbih.
Kitabı kerimde belirtildiği gibi “her nerede olursanız olun Allah sizinledir.” Ancak bu beraberlik eşyanın zatı ile ilgili değil eşyanın mimarisindeki irade ile ilgili bir birlikteliktir.
Hz. Hüseyin(as) ma “Ebu Zer(ra) nın “Bana göre fakirlik zenginlikten,hastalık sıhhatten iyidir” sözünü nasıl anlayalım İmam Hüseyin(as) Allah Ebu zere rahmet etsin, benim sözüm şudur dedi ve “Bir kimse Allah’ın tahtındaki güzelliği görürse O’nun kendisi için yaptığı tercihten başkasını temenni etmez.” Diye buyurdular. Bunun izahı Allah’ın iradesine takabül eden Adl-i İlahinin mutlak adil olduğuna delalet eder.
İşte Halac-ı Mansur(ra) dediği gibi “Ben Hakkım” ifadesi bu yok oluşun acı ve tatlı bir arada ifadesiydi.
Bu Meyanda İmam Sadık “Allah’ın kelamı olan Kuranda kullarına tecelli etmiş ve görünmüştür, fakat siz O’nu göremiyorsunuz.” İmam Ali “ben çölde kaybolan devenizin izlerini Kur’an’dan çıkarabilirim.” Demişse İlahi kelamın kuşatıcılığına işaret etmiştir.
Hızlı akan hayatın karmaşıklığı ve keşmekeşliği içinde araman gereken kendini yakalayıp kendinde “O”nu bulmaktır.
İşte Hz. Muhammed (sav)me ihsan edilen ismet sıfatı O’na şunu söyletmiştir, “Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız.”
Peygamberi “Ölmeden ölünüz, Allah’a en yakın insan kendini ölülerden sayandır “ifadesi amel/niyet bütünlüğüne bihakkın hakim olursa Aşk’a kapı açılır ve kişi Hz. Ali'(as) dediği gibi “Her neye baktımsa önünde, Arkasında ortasında Allah’ı gördüm.” İfadesi Allah’ta erimenin beyanıdır.
Şemsi Tebrizi(ra) ne güzel izah etmiş ” “Çaresizlik Nedir bilir misin,? Kalbin kanatlanıp gittiği yere, Bedenin gidememesidir.!”
Bedenlerine acizliğin hakim olduğu köleler kurumsallaşmış ijyen ve pedagojinin Allah’tan uzak bir sistematikle özgürlüğe kavuşamazlar. İşte masumların Rehberiyeti bu özgürlük için en iyi reçetedir.
Beşeriyetin esas ıstırabı kendi köleliğidir, İşte tüm peygamberlerin genel anlamda esas misyonu beşerin kendi kendine zulmetmesini önleyerek zalimin elini mazlumun yakasından silkmek olmuştur.
İşte bunun için Şeyh Said Şirazi(ra)şunu demiştir “Aşk’a uçarsan kanatları yanar” , Mevlana “Aşka uçarsan kanat neye yarar.”ifadesi kanadı yanan veya kanatsız bir seyahatin de mümkün olduğunu ve böyle biri Nefsin esaretinden Ruh’un özgürlük deryasına kavuşmuştur; Bundan sonra kemal basamaklarını tırmanıp Deryayı Mutlaka ‘ya ulaşmanın seyahatidir. Bu mekanlarda maddenin şekli ile ilgili bir şey kalmamıştır, olan ve olacaklar artık latif sıfatı üzerinden devam edecektir.
Bu kutlu seyahatin sakinlerine selam olsun.

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir