İçeriğe geç

HAKİMİYET VE MAHKUMİYET

HAKİMİYET VE MAHKUMİYET..!
Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk/ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (12/Yûsuf 40)
Bu gün dünyayı yönetenler mitolojik tanrılar gibidir. Bir büyük tanrı vardır. Onun altında daha küçük tanrılar. Onun altında da daha küçük tanrılar, tanrılar zinciri uzar gider.
Benzetmeden maksat Fikir, İdrak ve tercihler bütünüdür, Bu türden benzeşme üretkenlikten uzak köleliğe tekabül eden koyuncular ülkesidir..Sistem de Koyunizm,…!
Bu tür coğrafyalarda sadece sayılı kurtlar aykırılık özelliklerine ve önceliklerine sahiptir, Bu nedenle sınıfsız topluma en yakın yönetim biçimleridir. Ve Firavunlar bu tür coğrafyalarda ayrı ve özel bir öneme ve itirazı bila kabil yetki ve imkanlara sahiptirler.
21 yy. da ise fazla bir değişiklik yok, özel sınıflar sadece daha iyi teknik ve algılılarla kabul görmüş Zer ve Zor hukukun üstünlüğü denen bir yalanla tüm cürümlerini örtbas etmiştir.
Kölelere bin Bir zahmetle köle olmadıkları kabul ettirilmiştir. Efendiler de sadece birkaç medeni yalanla unvanlarını gizleyip işi kitabına uydurdular. Yani antik çağda her şey apaçık ortada iken modem çağda bilim ve iletişimin kan ve zulüm kokan KAMUFULAJ teknikleri ile çağdaş kazıklar atıyorlar.
Her iki çağda da en belalı olan şey kölelerin köleliklerine razı edilmesi ile hallerini kabul edilmesi ve devamı kara kaderleri ile sonuçlanmıştır.
Çünkü hâkimlerin kendilerine itiraz ölümle eşdeğerdir, işte Musa ve Muhammed(sav) gibi bir aykırı insanlar Böyle bir dönemde yeryüzü tanrılarına ve lanetli hâkimlerine Mahkumlar adına Mutlak gücün Kudret ve himmeti ile ölümcül ve devrimci darbeyi indirmeyi başardılar….!
Mevcut konjonktürde en dikkate değer beyan şudur…
“Fitneye karşı iki yaşındaki deve gibi ol; onun ne binilecek sırtı, ne de sağılacak memesi vardır.”(Hz. Ali as)
Herhangi bir ülkede onlara karşı bir tehdit oluştuğunda o ülkede ki küçük tanrılarla birlikte operasyon yaparlar. Kendilerinden
Olmayan hiç kimseyi, kendilerine boyun eğmeyen hiçbir ülkeyi istemezler hemen bölerek zayıflatırlar. Her şey kendilerinin Kontrolü altında olmak zorundadır.
Gerektiğinde bir çek yazarak, gerektiğinde ekonomik abluka, gerektiğinde sopa zoruyla Ülkelerin öncelikle siyasetini Zaptu Rapt altına alırlar ve hâkimiyetin figürleri olurlar karşı çıkan bir kaç aydın yazar ve sanatçı da mahkumiyetin simaları olmak zorunda bırakırlar.
Geçen yıllarda Afganistan’ın Cumhurbaşkanlığına CIA denen uluslar arası şeytani oluşumun memuru olarak atanan Afganistanlı Hamit Karzai ‘Ben yıllarca CIA dan maaş aldım’ itirafları bu figürlerin oyuncağı olduğunu itiraf etmiştir.
Ortadoğu’daki devletlerin Birinci Dünya Savaşı sonrası nasıl kuruldukları, bu suni devletlerin sınırlarının çoğu kez cetvelle nasıl çizildiği; dini, dili, coğrafyası bir olan Arapların nasıl 22 parçaya bölündüğü, hemen herkesin bildiği gerçekler.
Bu ülkelerin yöneticilerinin başta İngilizler olmak üzere batılı devletler tarafından belirlendiği ve bu yöneticilerin onların sözlerinden çıkmayan kuklalar olduğu da bir başka bilinen gerçek.
“Böl, parçala, çatıştır ve yönet!”
“Kurduğun her kukla devletin başına bir karikatür oturt ve ‘kazasız, belasız’ devam et!”
Siyasetin bu ‘Kanunu’ sadece Ortadoğu’da değil, dünyanın hemen hemen her yerinde ve her döneminde tarih tekerrür ediyor ve senaryo aynı kodlarla tanımlanmış.
Hâkim olanlar bekalarını sürdürdükleri sefayla eşleştirerek, mahkumların cehalet ve cefası ile evlendirdiler.
Bu sahte Tanrılar Sözde bağımsız olan uşak Ülkelerin Siyasetten Sanat’a ve medyadan birkaç Baron’a kendi Ülkesinin Vatandaşlığını vererek onurlandırır ve Halkların gözünde halk adına bu tanrılarla sahte yalan ve kazıklarla dolu Kölelik anlaşmaları imzalarlar.
Günümüz de, mitolojide olduğu gibi tanrılar çeşit çeşittir. Savaş sanayi ve güç tanrıları, ilaç sanayi tanrıları, Silah tanrıları, Petrol tanrıları, Borsa ile uğraşan tanrılar, gıda tanrıları, tekstil tanrıları, moda tanrıçaları, Toprak mahsulleri ve tohum tanrıları, Siyaset tanrıları, Medya tanrıları, Tarikat ve meşrep tanrıları, Tarih tanrıları Hatta bazen de Yerli ve milli tanrılar gibi pek çok tanrı,ve dünya modern çok tanrılı dinler cenneti olmuş.
Bazen kovarsın bakarsın Menfaat ‘in, bazen akraba, bazen bir dost, bazen mihrapta, minberde bir din adamı, bazen makam, mevki bazen bir sevgili, Bazen Vatan, ırk, ulus, Mezhep olarak karşına çıkar.
Tek merkezden yönetilirler, aynı mitolojideki Zeus gibi. Bir de haberci tanrı iris vardır, onun görevi de tanrıların buyruklarını insanlara Ulaştırmak ve onların operasyonlarına yardımcı olmak, aynen günümüzdeki gibi. Ama günümüzün haberci tanrıları çok daha zekidir. Öyle haberler yaparlar ki öyle yayınlar yaparlar ki o tanrıların buyruklarını kendi istekleriniz sanırsınız. Günümüzde en önemli tanrılar haberci tanrılardır.
Reklam sloganı ile kanaat duygumuzu kaybettik, aç gözlü yaptılar, hırsızlığı, arsızlığı oradan öğrendik, ağlak, muğlak dizilerle merhamet duygumuzu kaybettik, en yakınımızdan şüphelenir olduk. Aşk dizileri ile aşkı ucuzlattık, nihayet insana ait ahlaki değerlerimizi kendi evimizdeki manyetik dalgalarda kaybettik. Kendi araçlarımızla kendimize ait değerlerle beraber kendimizi de kaybettik.
Dünyaya, siyahı beyaz diye gösterirler ve inandırırlar.
Zeus’un yerinde olan büyük tanrıda bunu bilir.
Bu tanrılara ayrı bir ihtimam gösterir. Dünyanın her yerinde onların dokunulmazlıkları vardır.
Siyaseti de duygularımızı iki kelime ile okşayarak onlar yönetir, bazen onlar parayı yönetir bazen de para onları yönetir. Onlar için dua ‘ya gerek yok, Tüm kapıları açık bilirler. Yeryüzü lanetlileri olmaya güçlü adaydırlar. Buna rağmen her evde her mekânda baş tacıdırlar, hem gözümüz hem kulağımızdırlar. İrademizin ilham kaynağı olmaya Motive olmuşlardır…
Algıları çok güçlüdür, ilhamlarını güçlü Elektromanyetik frekanslardan ve titreşimden alırlar. En önemli görevleri arasında insanlara halüsinasyon yaşatmalarıdır. Zevklerimizi bile onlar belirlerler. Ayran’ın yerine Amerikan şurubu coca colayı, sevdirirler, Eskimolara Buzdolabı aldırırlar. Siyasete taptırır, Medya ile aldırır, Bankalara ve icraya sattırır. Hülasa mükemmel eşekleştirme tanrıçalarıdır.
Modern hırsızlar klasik hırsızlık yapmazlar kurumsal hırsızlık teşkilatları yani Banka, Toto/Loto, piyango borsa, Son zamanlarda Bit koyun denen koyun gibi sanal paralarla manipülasyonun en üst kodlarını kullanarak ve hukuki olarak işi de kitabına uydurarak, Kitabı da kendilerine uydurarak yaparlar. Bu şekilde istikbalinizi bile takside bağlayarak sizi esir alırlar.
İslam’ın bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde zamanın otoritesine hakim sınıfına veya daha açık bir ifadeyle tüketim ve paraya bağımlı hale getiren tamamen belirgin olan adaletsizlik üzerine bina edilen kapitalizmin tüketim zindanından çekip evrensel insanlık onuruna yakışır bir hakimiyet tesis etmediğimiz sürece mahkumiyetimiz kara kaderimiz olacaktır.
Beşeriyet bir gün bu sahte tanrıların kozmik odalarına girmeye muktedir olursa bunların işledikleri cürümleri karşısında donup kalacaktır. Kullandıkları eşekleştirme teknikleri şeytana külahını ters giydirecek cinstendir.
Sonuç: Aydınlarımızın aydınlatamadıklarını bu soytarılar kandırdılar ve Onlar hâkim iken bizi de farkında olmadan mahkûm ettiler. Sakın,! Neyin mahkumu ? Demeyin, Önce irademizin sonra da her şeyin mahkumu olduk. Aslında saydığımız bu tanrı ve tanrılaştırılmış obje ve süjelerin akidelerini tam anlamak ve hayat hikâyeleri için yüzlerce makale ve kitap yazılabilir.
Savaşlarda esir düşenler hakikatte özgürdürler ama kültürel esirler ebediyen köledirler. Köleliğe en yakın mesafe hakim olduğumuz andır, Sahibine olmaması gerekenden fazla öz güven bahşeder.
Sonuç Hakimiyet tiranlığı ve insanı köle sahibi ile sahipli köle yapar.
Kapitalist tanrıların eşekleştirip koyun kadar sakin katır kadar gayretli, at kadar hızlı ve sırtına binilecek hale getirilen bir prototipe bakalım,
Sabahları eşofmanla 120 ay taksitle aldığı evden elinde 12 taksitli Iphone çıkıp, 48 ay vadeli Renault Clioya binip, BİM e gidip iki poşet malzeme alıp kasıla kasıla cebindeki taksitini taksitlendirdiği kredi kartına okutup sonra arabaya binerken ayağındaki 6 taksitli spor ayakkabının uçlarına basa basa yürüyen ve şu halini zenginlik sanan bir sürü silik dangalak var, Borç Yiğidin kamçısıdır, deyip yiğitlere zımmen. Taksitle iftira eden, taksitle yaşayıp taksitle ölmeye alışanlar, daha iyi bir hayat için istikbalini bile gözünü kırpmadan satan sözde göz açık medeniyetin gözü kapalı vatandaşları havanız batsın hadi eyisiniz eyi…
Dünyanın mevcut hakimiyet halini Platon 2500 yıl önce ne güzel tarif etmiş. Demokraside meclisler Ahır gibidir, İçerdekiler tepişir ama tekmeyi hep dışardakiler yer.”
Sadece hukukçular bu Lanetli tanrıların suç ve ceza fezlekelerini yazsalar bir ömür yetmez. Çünkü Suç dosyaları oldukça kabarıktır.
Dünya tarihinde pek bir değişiklik yoktur. Tanrılar her zaman dünya üzerinde var olmuştur. İşte Peygamberlerin asıl misyonu da bu sahte tanrılarla mücadele olmuştur. Dünya üzerinde diyoruz.
Çünkü; Evren’de, kâinatta tanrılık müessesesi yoktur. Sadece Allah vardır. !
Hakim sınıf Hakimiyeti sahte argümanlarla Mille izafe etseler de ,Beşer ve bu sahte tanrılar istemese de hakimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır.! Vesselam.

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir