.
İLİM-ALİM VE CEHALET-ZULMET YOLCULUĞU…!?
(Özür dileriz; Makale biraz uzun ama lütfen sakin bir kafa ile okumak belki verimli olur)
İnsanlık Tarihi Hak ile Batıl, Doğru ile yanlış, Adalet ile Zulüm Güzel ile Çirkin İlim ile cehaletin, İyiler ile Kötülerin Mücadele arenası olmuştur. Tüm zamanlarda beşeriyetin sıkıntısı bu kavramlara anlam yüklemede Alime liyakat ve diğer kavramlara farklı anlamlar ve icraatlarla tanımlamaları sıkıntının esas kaynağı olmuştur.
Tüm Peygamberler ve onların varisi olmayı hak eden Alimler bu mücadelenin değişmez simaları ve Figürleri olmuştur.
Nitekim İbrahim, Zekeriya, Yahya(a.s) ların Dramatik hayat sahneleri içler acısıdır.
Hz. Muhammed(s.a.v) Ortaçağ karanlığında tek kelime haykırdı “Hakimiyet Allah’ındır” sonuç malum.
Hz. Peygamber (sav)” İnnel ulemae verasetül enbiyai” (Alimler Enbiyaların varisleridir) hadisi ve tarihi gerçekler bu verasetin ıstırap dolu hayat hikayesine bakalım.!
Hz. Ali’ye İnsanlar Sen bizim rabbimizsin dediler O Hepimizin rabbi Allah’tır. Dediği için katledildi.
Hz Hüseyin(as) Din ’in dinsizlerin elinde oyuncak olduğu ve liyakat esesının tersyüz edildiği bir konjonktüre itiraz etti ve sonuç malum.
Tarihe kendi zulüm damgasını vurmaya çalışan Lanetli yezide geçit vermeden tüm zamanların özgürlük aşığı olmayı hakkeden Kerbela’da Hüseyni(as) Zulüm ve Saltanata Dur dedi, Yetmiş iki yareni ile beraber Vahşice katledildi.
Hz. Hasan(a.s) İzzet ve bilgelikle Hakkı savundu, firavunlarca zehirlenerek katledildi.
İmam Serahsi zalim hükümdara vergi vermek haramdır dedi 18 yıl kuyu hapsinde yattı 31 cillt Mebsut kitabını kuyuda yazdı.
“Biruni boylam derecelerini ölçmek için Gazze’den Bağdat’a 2 sene yürüdü”
Hatta Medrese hiçbir zaman Biruni’ye yer vermemiş, adını anmamıştır. Sadece Biruni değil. Cabir Bin hayyan,İbn Hazm, İbni Sina, İbn Heysem, Ömer Hayyam, Harizmi, Uluğbey gibi âlim ve filozoflar medresenin kapısından içeriye girememişlerdir.
İbni Sinaları, Biruni ve İbn Rüşd’leri ilk unutanlar Müslüman oldu!
10.yüzyıl bilim insanlarından Farabi, tıpkı “Ihvan es-Safa” adlı felsefe topluluğu gibi Şii olduğu gerekçesiyle yer yer kovuşturmalara uğrar. Matematik, astronomi gibi alanlarda yürüttüğü çalışmalarla bilinen 9.yüzyılın önemli Müslüman bilim insanlarından Kindi’de soruşturmalara uğrayan isimlerden biridir. Soruşturma gerekçesi ise ne hırsızlık, yolsuzluk ne de cinayet ya da adli bir suçtur. Kindi, aklı merkeze alan ve “eleştirel düşünce” yönüyle öne çıkan “mutezile” mezhebine yakın durduğu için halife Mütevekkil tarafından baskı altında tutulmuştur. Buna karşılık kimi isimlere yönelik baskılar soruşturma ya da kovuşturmanın ötesine geçmiştir., Örneğin Hallacı Mansur ve Suhreverdi gibi düşünce adamları, fikirlerinin karşılığını canlarıyla ödemişlerdir.
İbn-i Sina da yaşadığı dönemde büyük sıkıntılar yaşamıştır. Üstelik O’na bu sıkıntıları çektiren isimlerden biri de Müslüman lider Gazneli Mahmut’tur. Öyle ki İbn’i Sina adı geçen ismin gazabından kurtulmak için arkadaşı Ebu Sehl el-Mesihi ile birlikte yaşadığı ülkeyi bile terk etmiş; bu kaçış esnasında matematik ve tıp alanındaki çalışmaları ile bilinen Ebu Sehl el-Mesihi susuzluktan ve açlıktan Harizm çölünde hayatını kaybetmiştir.
Astromi alanında uzman olan Biruni’nin hocası Abdüssamed’te dinsiz olduğu ve Karmatiliği kabul ettiği gerekçesiyle Gazneli tarafından öldürülmüştür.
Muhyidin-i Arabi (r.a) İrfan Felsefesinin şeyh-ül Ekber’i peşinden beş yüz eser bırakıp “Taptığınız Ayaklarımın altındadır” dedi İdam edildi.
Doğu Felsefesinde çığır açan Kırmızı aklın mimarı Sühreverdi-i Maktul Mutlak Adalet’ten bahsetti ve katledildi.
Cafer-i Sadık (a.s) Zulme dur dedi ve katledildi.
Hallac-ı Mansur “Ben Hakkım” dedi kimse hakkı Sormadan, sorgulamadan cani ve vahşice katletti.
Şafii, Ebu Hanife; Malik ve Ahmet bin Hanbel de ilmin bedelini zulümle ödemişler.
Nitekim Tarihte bazı kesimlerin öve öve bitiremediği Harun Reşit İmam Şafii'yi Ehli beyti sevip övdüğü için Yemenden zorla saraya getirtip, yedi arkadaşını bu suçtan katletti, Şafii (ra) ise sahip olduğu Fesahat ve belagat ilmiyle kelleyi zalimden zor kurtarmıştır.
Ehl-i Beytin tüm imamları zamanın Firavunlarının zulmünden Mahrum kalmamıştır.
Doğu Medeniyetinin yanında Batı medeniyetinde de zalimlerin İlme ve alime aynı şekilde tahammül etmemiş ve zulüm etmişlerdir.
Antonie Lavoisier Modern Kimya’nın babasıdır “Bu kelleler bir işe yaramaz” dediği için yobazlar tarafından Giyotinle idam edilmiştir.
İtalyan Filozof ve Gökbilimci “Bu evrende başka gezegenler olduğunu söyledi ve yakılarak idam edildi.
Bacon “insan bilgisizliğinin nedenlerini” araştırdı 14 yıl hapis yattı.
“Sayılar evreni yönetiyor” diyen Pisagor yakılarak katledilmiş.
Modern Fiziğin Babası olarak bilinen ve Termodinamik üzerinde çalışıp Planck Işınma yasasını ve Planck sabitini buldu; Nobel fizik ödülünü aldı. Alman Fizikçi Max Karl Ernest Ludwig En devrimci bilim adamı olarak bilinir. Hitler özür dilemesi karşılığında oğlunu bağışlayacağı teklifini Red eden onurlu bir şahsiyet örneği sergilemiştir.
Planck şöyle diyor “Fiziğin şehrine girmek isteyen Vahyin kapısından girsin, yoksa fizikten bir şey anlamaz” dediği için oğlu katl edildi.
Galileo :Dünya dönüyor” dedi İdama mahkum edildi.
Sokrates;
Antik Yunan filozofu ve Yunan Felsefesinin kurucu olan, Heykeltıraş Sophroniskos’un ve ebe Fenarete’nin oğlu olan Sokrates günlerden bir gün sokağa çıkıp Atinalılara dedi ki: “Zeus’tan Apollonia kadar 500 çeşit tanrınız var. Halbuki kâinatta milimetrik bir düzen var, birden fazla el karışırsa bu düzen karışır yaratıcı bir tanedir” dedi.
Onun bir peygamber olduğunu söyleyenlerde var..!
Hanımı seni suç suz olarak öldürüyorlar deyince ,İyi ya suçlu mu olsaydık diye cevap veriyor..
Ağlayan talebelerine dönerek ben ne ilk ne de son olacağım. Ağlamayın .Düşündüklerin söyleyen ve Aristokratlara karşı çıkanların akibeti hep böyle olacaktır der.
Rabbani Alim ve Arif Ruhullah El Musevi El Humeyni (r.a)Din adına “Ey Dünyanın Mazlum Mahrumları birleşin sömürgecilerin ağzında diş bırakmayın” dediği için hapis tehcir zulüm ve işkenceye muhatap oldu
Hasan El Benna Allah’a çağırdı halde katledildi, Seyit Kutup Tağuta boyun eğmedi katledildi,
Nitekim Seyit Kutup’u İdam etmeden önce Ezherin Saray Ulemasından gelen İmam Usulen kelime şahadeti Seyide Hatırlatır, Seyidin Cevabı İlginçtir, “Bu tiyatronun son figürü sensin, Aramızdaki fark sen bu iş için ücret alıyorsun, Oysa Bana hatırlatmaya çalıştığın kelime beni idam sehpasına götüren bir itiraftır.”
Büyük İnsanlar, Saygıdeğer Üstatlarım Mutahhari ve Dr.Beheşti(r.a) “İdrak’e” davet ettiler zalimane bir şekilde katledildiler. Allah şehadetlerinin bereketiyle bize Şuur versin. Allah hepsine rahmet etsin.
Alim, Aydın ve Filozof Muhammed Bakır Sadr(r.a)”Düşüncelerin Teori ve pratiklerinin karşılaştırması ve İslam’ın İdealitesı’ni” savunduğu ve son sözünde; “Beni ölümle tehdit etmeye kalkışmayın. Ben bugün İslam devletinin kurulması yönündeki arzularıma ulaşmış bulunuyorum. Çünkü İmam Humeyni böyle bir devleti kurmuştur. Bunun ötesinde bir arzu taşımamaktayım. Bundan sonra ölmek veya yaşamak benim açımdan aynı şeylerdir..” deyip idam sehpasına yürüdüyse, Tüm Dünyadaki Ekonomilere sorgular çekerek Realist ve mantıksal izahlarla dolu olan Ekonomi Doktrini miras bırakan Bilge ve Filozof niçin? İdam edildi, akrabasından ve yarenleri ile beraber 70 Kişi ile akıbetleri idamda birleşti.
Bendenizin Fikir babası Dr. Ali Şeriati(r.a) “Senin bahs ettiğin din sadece seni kurtaracaktır, Ama benim bahsettiğim Din tüm İnsanlığı kurtaracaktır”; ” Ben sizi rahatlatmaya değil, Rahatsız etmeye geldim, Ben esrar ve Eroin miyim sizi rahatlatayım” dediği için katledildi
Kısaca Gazali’nin dediği gibi
“Akıl, içten gelen Vahiydir,
Vahiy ise dıştan gelen Akıldır.”
Kimi içten, kimi dıştan gelen, kimi de ikisinin bileşkesi denecek Değerlere değişik bedeller ödediği bir tarihi gerçek Vahiy ve akıl olarak önümüzde duruyor. Ama; Tarih Boyunca Firavunlar Bel’amları da yanına alarak İkisine de de zulüm etmeyi meslek edindiler.
Sokrates bir gün evinin bir köşesinde oturmuş düşünürken, Ev işlerine boğulan eşi Sokrates’e sen orda ne yapıyorsun? Demiş; Sokrates DÜŞÜNÜYORUM Cevabı verince eşi; Düşünmek de İş mi ? Diye kendince haklı bir ikinci çelişki çıkarmış. Kadına göre düşünmek iş değil tabiki;
İslam Literatüründe “Bir saat tefekkür bin yıl ibadete denktir” İfadesi Kur’an da 137 kez geçen “Düşünmüyor musunuz akıl etmiyor musunuz” ikazı ile örtüşüyor.
İşte bu yüzden peygamber (sav) “Alimlerin Mürekkebi şehitlerin Kanı ile tartılacak” demiştir.
İşte bu yüzden “Alimin uykusu cahilin ibadetine denktir.” İfadesi literatürde yerini almıştır.
Rabbani Alim ve Aydınlar Mum gibidir kendileri erir ama etraflarına ışık saçarlar.
Dert, keder, elem açlık işkence ve işin ucunda ölüm olan bu meslek böyle risk alabilenlerin mesleğidir.
Muaviye gibi günde bir Koyunu ve yüz adet Bıldırcını tek başına yiyebilen obur ve obeziteler değil ; Ali(as)gibi oruç tutup Ekmek tuz ve süt’ü ayırıp sadece ekmekle ve biri ile iftara talip olan yiğitlerin mesleğidir.
Dert babası, Mazlumların hamisi yetimlerin koruyucusu olan babayiğitlerin mesleğidir.
Mahşerde ilk hesaba çekilenlerin mesleğidir. Cahil ve bilmezlerin Gam yükünün mesleğidir, “Yükün ağır ise belki gücün düşer ama başın düşmez” diyen Ali (a.s) gibi Aslanların mesleğidir.
Sadece Allah’a Kulluk eden özgür bir kafa ve Bu kafaya uygun bir beden teslim olmuş bir cüsse lazım, Matematikçi mesleğidir rakamları ve üslü sayıları, Algoritmayı, Uzay Matematiğini iyi bilmen lazım.
Bu Yükü taşımak için artmayan, eksilmeyen ve değişmeyen sabit bir iman ve Pi sayısı lazım,
Davan olacak, davalın olacak Şeytanlarla kavga adamı olmak lazım, İlmin yetmez, Revau filankes, An Filankes demen de yetmez Ali’nin Cesareti lazım azizim.
Birkaç ayet ve hadis ezberlemen, birkaç zikir halkası birkaç sıcak sohbet, birkaç taze Yasin, Birkaç salavat, Birkaç üfürülmüş terlik ve muhteviyatında ne yazıldığı meçhul olan birkaç muska,Birkaç mürit, yetmez azizim.
Ey Rabbani Alim ve Aydın adayları, Nasıl ki, Ali (a.s) “Hayber kapısını bedeni kuvvetle değil rahmani bir güçle kaldırdım dediyse” Nasıl ki, Hallacı Mansur ben Hakkım deyip Vahşice ölümü göze aldıysa,!
Nasıl ki, Tabes çölüne inen büyük şeytanın hava araçlarını Ruhullah Humeyni(r.a) ye haber verdiler, “Amerika hiçbir halt işleyemez “Diyen Rabbani bir cesaretin ve gücün varsa bu mesleğe talip ol azizim.
Peygamber mesleği Zer ve zorla mücadele mesleğidir azizim.
Menfaat Zemini en kaygan zemindir burada yürümesini bilmek gerekir azizim.
Sakın benliğini Allah aşkında eritmeyenler boşuna bu mesleğe talip olmasınlar Peygamberin deyişiyle “Helekel Alimu Alemu”(Alim Helake giderse, Alem helak olur)aksi halde kendilerini de memleketi de batırırlar. Hesireddünya vel ahirinin adamı olurlar Ve yüzlerce örnek…..
İşte bu yüzden Allah Tüm insanlara ben sizin rabbiniz değil miyim.? Hitabını mütemadiyen hatırlattı.ve bu yüzden Adaletin zıddı Zulüm,
Alim’in Muhattabı da zalim olmuştur.
Dr.Ali Şeriati(ra) dinleyelim; “En Karlı Ticaret Din ticaretidir, Çünkü sermayesi yalan, Müşterisi cahildir.” İfadesi çarpıcıdır. Bütün doğu ve batıyı kuş gibi uçan ustadım Kendisini ne güzel ifade ediyor,”Ben sizi rahatsız etmeye geldim,Ben afyon muyum ? sizi rahatlatayım.” Sözleri firavun belam ve Karunları çok rahatsız edince bu büyük insanın söylemlerinden daha fazla rahatsız olmamak için O’na kendisine göre en büyük paye olan şehadet ve kendileri için de Allah’ın gazabına uğramak gibi bir kadere imza attılar,
Olsun be Adil ve Adalet insanlara isim oldu. Zulüm hep buna hasret kaldı ya.
Zalimler için yaşasın cehennem, Adaletin de cennet derdi yok zaten.
Hangi Kültür ve toplumda olursa olsun, Bütün karizmatik liderler figürler otorite ile düşkünlükleri ile bilinirler.
Hz. Ali (r) Kufe şehrine girdiğinde demişti ki ;
“Ey insanlar! Üzerimde olan bu elbise ve bu binek ile şehrinize girdim. Şehrinizden çıktığım zaman girdiğimde sahip olduklarımdan başka şeylerim olursa bilin ki ben hıyanet edenlerdenim.” İnsanlık bir bütün olarak bu ruhlara hasrettir, muhtaçtır..!
ŞİMDİ AYKIRI PROFİLLERE BAKALIM
Büyük İslam Filozofu El Kindi’yi dinleyelim;
“Bir Şey ‘in ticaretini yapan O’nu satar, Sattığı ise kendisinin değildir. Dolayısıyla din ticareti yapanların dini yoktur.”
Hz. Peygamber (sav)
“Benim Alimlerimi sultanların yanında görürseniz; Dininizi onlara sormayın.”
Bugüne kadar Müslümanların yaşadığı zulümlerin çoğu bu saray ulaması Bel’âmların teyidi ile yapıldığı kesindir.
Arapların bugünkü realitesi bu değil mi.? Hammas’ı, Hizbullah’ı, Yemen gariplerini, İhvanı, İslami cihadı ve tüm Ehli Beyt takipçilerini terörist ilan eden fetvaları bunlar vermiyor mu? DİNİNİ SATMADAN SARAYA YERLEŞEMEZ ZATEN.
İşte İmam Muhammed Bin İdris Eş Şafii(ra) “Sultanın yanındaki alimin fetvası fasittir” tespiti kayda değerdir.
Suudi’nin Bel’amları Altın mikrofonlarla Afrika’daki aç insanlara altın mikrofonlara sabrı tavsiye ederken, Filistinlere itidal ve Sükûnet çağrıları bir yana, Siyonist devleti de meşru müdafaa ile mükafatlandırmakla meşguliyetleri lanete şayandır, Erkek acıkınca karısını yiyebilir gibi absürt,Deve sidiği,Don,şort külot fetvalarla eğleniyorlar. Bu saraylarda Din adına dindarları eşekleştirmek de bir sanat halini almış.
Ama Hz. Ali(a.s) dediği gibi
“Halk için en büyük felaket, Düşünce ve bilim adamlarının düşük Ahlaklı kimselerle oluşlarıdır..!”
En tehlikeli Tüccarlar Dini pazarlayan tüccarlardır. Firavun da Musa’ya karşı Bel’amı Baur’u Kullanmadı mı.? Bel’am Büyük Bir alim olmakla beraber, Hz. Musa’nın da amcası oğludur. Sonunda İlmini ve kendisini Firavunun birkaç kuruşluk değersiz dünyasına satmıştır ve Musa’ya karşı firavun safında yer almıştır.
İşte bunun için Peygamber(sav) “Ümmettim hakkında korktuğum şeylerin en korkuncu Konuşmasını bilen münafıklardır” İfade açık ve nettir.
Beşer Pazarı, Satılık kitap yüklü eşeklerle doludur. Nitekim Allah Kitabı kerimde Bunlara böyle bir yakıştırmaya takdir etmiştir.(Kitap Yüklü Eşekler).
İlimin felaketi edepten yoksun olanların ilmi elde etmeleridir.
Yunus diyor ya ” Gezdim Şam ile Halep’i, Eyledim ilmi talep, Meğer ilim bir hiç imiş, İlla edep illa edep”
Kitabı Kerimde “Allah’ın mazlumun intikamını zalimden alacağı gün, Zalimin mazluma zulmettiği günden daha çetin olacaktır.” İlahi Yasa şüphesiz vaki olacaktır.
Tarihte Köleler Musa(as) ma “Ey musa sen doğru söylüyorsun ama firavun karnımızı doyuruyor”.ifdeleri mukayyettir.Bu yüzden Tarihe bakmak istemiyoruz. Zalim, Alim’in dilinden anlamaz; Tüm bunlar bize şunu öğretiyor zalimin diline en iyi cevabı Zülfikar vermiştir bundan sonra da böyle olacaktır. Ne yazık ki Zülfikar’ın korkusundan Bu dini Kabul edenler, Sonradan Zülfikar’a bu dini izah etme Rezaletini yaşamışlar.
SONUÇ::Tarih hep İyilerle-kötüler, Âlim ile zalim, İlim ile cehaletin, Adalet ile Zulmetin, Korkular ile Ümit’in Kısaca Doğrularla yanlışların macera ve mecrası olmuştur. Çünkü bu mücadele ezeli ve değişmeyen İlahi bir yasaya tabidir.ve herhangi bir gariplik söz konusu değildir. Beşer için önemli ve hayati olan nerede durduğudur, çünkü duruşu O’nu Yaratık olarak tanımlayacaktır. O’nu İzah edecektir.
Peygamber(sav) “Alimlerin cezası kalplerinin ölmesidir, Kalplerinin ölmesi ise Ahiret ilmiyle dünyayı istemeleridir”
“Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakınınız.” İlahi ikazı cehenneme odun olan en parlak simalar İlmiyle amil olmayan ve herkesçe alim bilinen kitap yüklü eşeklerdir.
“İlmi talep etmek ibadettir, İlim müzakeresi yapmak tesbihtir, İlmi araştırmalar Allah yolunda cihattır, Onu bilmeyene öğretmek sadakadır.”!Hz. Muhammed(sav)
İşte bunun için Alimin mürekkebi şehitlerin kanı ile tartılacaktır.
İşte bunun için Alim felaket gelince, Cahil gidince görür denmiştir.
İşte bunun için Alimin uykusu cahilin ibadetine denktir denmiştir.
İşte bu yüzden İlim yapabilmek, İman hayırlı olanı istemektir;
İşte bunun için İlim aklın güzelliği iman Ruh’un güzelliğidir. Denmiştir.
İşte bu yüzden Hz.Ali(as)” İlim hiçbir şey ile satın alınamaz
İşte Onun içindir ki cahil ne kadar zengin olursa olsun en fakir bir alimle mukayese edilemez” demiştir.
İmam Caferi Sadık (a.s) Ne güzel ifade etmiş,
“Allah Katındaki derecene bakmak istiyorsan, Allah’ın senin yanındaki derecesine bak.”
Gerçekten Allah’ı kalbine yerleştiren birinin Allah da O’nun sevgisini ummadığı kalplere işler.
İşte bunun için İmam Musa Kazım(as) “Çöplükte âlim ile sohbet etmek, koltukta câhil ile sohbet etmekten iyidir. “demiştir.
Resul’ün (sav) ve Ali(as)varisi olabilen ve hak eden, bu verasetin bedeline katlanan, Kum tanesi olup çöl ‘ün derdini taşıyan Alimlere selam olsun. vesselam
İlk Yorumu Siz Yapın