İçeriğe geç

ÇAĞIN HASTALIĞI..

ÇAĞIN HASTALIĞI EMPERYAL KÜLTÜR KÖLELİĞİ ve KÖPEKLİĞİDİR..

     “Güç Hüküm vereni haklı göstermez”(Şehid Ayetullah Nemr) Bugün artık coğrafi sınırlar içinde bayrağı dalgalanan her millet ve ulus gerçek manada istiklaline kavuşmuş sayılmıyor.

   Kafaları ve düşünceleri  hür olmadıkça. İstiklallerini kaybeden vatanları işgal edilen milletler bir gün istiklaline kavuşup, vatanlarını işgalcilerden temizleyebilirler. Fakat kafaları işgal edilenler bu işgalin farkında bile olmazlar.

   Fikri ve zihni kölelik ekonomik ve Siyasi köleliklerin ön sözleridir, Bir insanı eşekleştirmekten önce onu eşekleşmeye ikna edilmelidir. Aksi halde İrade,Akıl ve zihin ihanete sebep  olmaz.

   Üçüncü dünyada düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bir coğrafyada bu haliyle  düşünen zor çıkar.

   Ruhu köleleşmiş köpek…!

   Ünlü Rus yazar Dostoyevski, hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini görür.

   Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır.

   Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar.

   O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar.

   Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir ‘sevgi açı’dır.

   Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler.

   Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir.

   Sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer.

(Dostoyevski, Ölüler Evinden Anılar)

   Emperyalistlerin ağına düşen fertler vücut kendilerine fikir ve düşünce düşmana ait garip bir varlık haline gelirler. Onlar tarafından empoze edilen fikirleri sanki kendi fikirleriymiş gibi övünerek savunurlar. Mundarlığın kötü kokularına alışanlar temiz kokularda ya bayılır ya da ölürler.

   Geçen gün hızını alamayan Suud’lu müftü gibi ki şöyle demişti “Biz Amerika ile dünyayı yönetiyoruz” Gibi bir zırvanın sahibi sade köle değil, Köle sınıfının da, Köpek köleleri var.

   “Köle ruhlu biri köpeklerden de alçaktır, Köpeğin köpeğe eğildiğini görmedim.”(Dr.Ali Şeriati ra)

   “Kırdım diyorsun zincirlerimi, evet köpek de zincirlerini çeker koparır o da kaçar, âmâ halkaları boynunda taşıyarak.”(Persius)

    Bu halleriyle o zavallılar kendi vatanının içinde düşman adına çalışan ücretsiz kölelerden farksızdırlar.

   Sömürge ülkelerde çok sayıda Kültürel olarak At, Eşek, Öküz, Tavuk, Bir lokma ekmeğe razı olan Evcil köpek her şehir, her makam ve yetkinlikte hayvan bulmak zor değildir.! Pazarlarda sadece yiyecek giyecek satılmaz Mal’a dönüşmüş ruhlar da satılır.

    Bu çeşit kölelik en korkunç ve tehlikeli kölelik ve uşaklıktır. Bu tür köleliğin en tehlikeli olanı yöneticilerin köleliğidir.

   Suudi firavunu Selman’ın her ay Amerika’ya 25 milyon $ lobi faaliyetleri için Lobi ismi altında rüşvet verdiği biliniyor;

   Müttefiklik ve dostluk eşit şartlarda oluşmazsa denge güçlüden yana ağır basar ve müttefik kavramı ölür yerine köle ve uşak kavramları oturur.

    Amerika ve Suudilerin 500 milyon $ Lübnan Hizbullah’ını kötülemek için para dağıttığı da bilinen bir gerçektir.

   Örnek çok olsa da çağdaş dünyada en bariz olanı Suud köpekleri ve eşekleridir. Yaratılış farikası itaat ve yük taşımaya kurgulanan bir yapı değişmeye müsait olmaz.

     Bir coğrafyada liyakat şartları ruhuna uygun işletilmezse ve Ehliyet/liyakat esasları tavizsiz uygulanmazsa iyilerle kötüleri ayıklamazsanız, işin ehline zulüm eder ve embesil olanlara da cesaret verirsiniz.

    Bu durumda sosyolojik kokuşmuşlukla beraber diğer ünitelerde Ahlak yozlaşır ve toplumsal çöküş kaçınılmaz bir felakete dönüşür.

   “Layık olmadan makam sahibi olanlar; astlarını ısırıp, üstlerine kuyruk sallarlar.” (İmam Gazali ra)

   Beceriksizlik ve liyakatsizliğini bir şekilde perdelemek zorundadır, bu tür sahtekarlık onu ayakta tutan en güçlü amildir.

    Kuyruk sallayanlara bakın tümü ehliyet ve liyakatten yoksun zavallılardır, işte bu tipler yönetim erkinin gücünü halkın faydasına değil, astlarını sırtına basacakları mukaddes bir basamak olarak kullanırlar. Hem de zulüm ile abat olunmayacağını bile bile makam ve mevkilerin ilahi lütuf olarak algılarlar ve uygulamalar zulümle, sözleri de mazlumu ve mağduru da ölümüne okşar.

   Bu meyanda bir zamanlar, Liyakatsizlikten ve kerhen Müdür olmuş bir idarecinin okul teneffüsünde Öğrencinin gayri ihtiyari arkadaşına iki kelime Kürtçe ifade edip karşılığında kendini general aynasında gören Müdürden kaç tane tokat yediği bir vahşetin kahrolası tanıklarıyız.

    Gelecek mukaddes söylemlerle ve mundar uygulamalarla inşa edilemez. Halk bu iki yüzün ikisini de bugün görmezse bile yarın muhakkak görecektir.

   Nefislerine köle olanlar kendileri gibi köle bir toplumu yönetmekten başka işe yaramazlar.

   İslam coğrafyasına oynayan siyaset samimi ve bilinçten beslenen Bir kültür ile desteklenen, Özgürlük alanını maruflarla süsleyen, iman ile  reel gerçekleri özdeşleştiren  yürüyen Evrensel adalet temelinde anti sömürge direkleri üzerine yükselen bir mantalite üzerine bina edilmedikçe Dinleri Afyon ve yöneticileri Firavun, halkı da köle olmaktan kurtulmayacaktır.

    Aslanlar bu dünyada tek kelimeyle iflah olmaz, İdama mahkum teröristlerdir. Ayetullah Nemr Gibi Darağacına yürüyen aslanlara selam olsun. vesselam

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir